Osmanlılar'ın edep, nezaket ve terbiye husūsunda kaydettikleri seviye, hiçbir milletle käbil-i kıyas değildir. Onların muâşeret ādâbı, misli görülmemiş bir mükemmellik ve incelik arz eder. Bunlar, millet ve mez- hep ayrımı yapılmaksızın bütün insanlara karşı aynen riayet edilen rühi ve vicdanî bir kânun mesåbesindedir. Dolayısıyla Osmanlı
Bulduğun şey saf maddeden yapılmışsa hiç bir zaman çürümeyecektir. Ve oraya bir gün geri döneceksin. Bir yıldız patlaması gibi bir anlık ışıktan başka bir şey değilse o zaman geri dönüşünde hiç bir şey bulamayacaksın. Gene de en azından bir ışık patlaması görmüş olacaksın. Yalnızca bu bile, yaşamış olmanın zahmetine değer.
Matrix'in ilk filminde Ajan Smith'in Morpheus ile paylaştığı ilginç bir tespit söz konusudur. İnsanın canlıları sınıflandırmasında, kendisini memeli sınıfına koymasının hatalı olduğunu öne sürer. Çünkü yeryüzündeki bütün memeliler muhtaç oldukları doğa ile mükemmel bir denge içerisindedirler. Ama insan öyle değildir. Bulunduğu yeri sonuna kadar sömürür, yok eder ve kendisine yeni sömürülecek yerler arar. Canlılara baktığımızda bu tarz yaşayan bir canlı daha söz konusudur. O da virüslerdir. İnsanlar da tıpkı virüsler gibi çoğalır, yok eder ve kendisine yeni yok edilecek yerler arar. Yukarıda vurguladığımız "insan doğup, mikrop ölme" tespiti her ne kadar insanlığın doğaya olan acımasız yaklaşımına güzel bir gönderme yapıyor gibi görünse de bu cümle mecazi bir mesaj kaygısından uzak, oldukça bilimsel bir gerçeğin altını çizmektedir. İnsan olarak doğuyoruz. Oldukça korunaklı, tüm mikroplardan uzak, steril bir yer olan anne rahminde yetiştik hepimiz. Ama daha sonra dünyaya gelmek zorunda kaldığımız, o ilk andan itibaren deyim yerindeyse kirlenmeye başladık. Artık mikroplar her yerimizdeydi ve o kadar hızlı çoğaldılar ki sayıları bizden daha fazla hale geldi. Evet, sevgili okuyucu, muhtemelen elinizdeki bu kitabı alma konusunda verdiğiniz kararın, beyninizdeki bir grup nöronun arasındaki elektriksel iletişime ait olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu kitabı almanıza neden olan etkenin, vücudunuzda yaşayan bir grup mikroptan kaynaklanmış olabileceği ihtimalini unutmayın lütfen.
Her şey, insanlar, hayvanlar, bitkiler, yıldızlar; hepimiz bir bütünüz; biz hepimiz aynı korkunç savaşın içindekileriz. Hangi savaş mı? Maddeyi ruha dönüştürme savaşı!..
Seçmenin de, seçmen olmanın da bir ahlakı var.
Seçmen üst akıl olmayı başarırsa ahlakını da yaşatır.
Sömürgeyi kendine üst akıl olarak seçen toplumlarda bir ahlak yoktur.
Sömürge lehine her çabanın kusursuz işlediği bir çağda yaşamak bıktırdı bizi.
Oysa yaşam kusursuz olmama çabası içinde huzur ve mutlulukl üretir.
Yoğurt kaplarına
Hadi gözünüz aydın olsun okurlar, kitap kurtları öğretmenler, hocalar, proflar, avukatlar hakimler...
Okumuş ilim sahibi insanlar..
3 gündür aktifim, insanlara olan saygımin ve emeğe olan verdiğim değerin ağzını burnunu kirdiniz...
Okuyan insan naif olur, saygili olur, kalp kırmaktan haya eder...
Sayfamda 3 5 kaliteli insan olsun o yeter ama benim üzüntüm bu kadar tahsilli insanın olduğu yerde bu kadar yanlısı 3 günde görüp tespit etmek oldu...
Yazdım, çünkü her insan kendini aynada mukemmel görür. Kimse mükemmel değil. Herkes bidaha aynaya baksın da kendine faydası olsun...
Belki binlerce kişiden 1 kisiye bir faydası olur bu yazımın...
Bu ilk ve son yazım bu konuda...
Değiştim,bugünden sonra kimseyi mutlu etmek için çaba sarf etmeyeceğim...
İyi okumalar...
Az önce tam olarak şöyle şeyler okudum " paranı 10 TL 'lik banknotlar halinde muhafaza et, paranın miktarıyla ilgilenme, âdediyle ilgilen, (10 tane param var gibi yani) "...
Ama benim aklıma daha mantıklı bir şey geldi; 5 kuruş yapalım hepsini? Düşünsene 40.000 TL maaşı almışsın, hepsini 5 kuruş yapıyorsun... Offff, zenginliğe bak
İnsanı dikkatli bir biçimde ambalajından çıkarın. Doğumunun sorunsuz biçiminde gerçekleşmesi için gereken tıbbi özeni gösterin. Unutmayın ki toplumsal bir inşaat malzemesi olarak yatırım yapacağınız insanın sağlıklı bir bedene sahip olması, kuracağınız yalıtım sisteminin ömrünü uzatacaktır. İnşa edeceğiniz topluma aşılamak istediğiniz dogmalar, ön
Akıl Çağı… Ortadoğu coğrafyasının bir türlü içine giremediği o çağ… Thomas Paine bence mükemmel bir kitap yazmış. Yıllarca din adamları tarafından acımasızca sömürülün Batı dünyasının en sonunda Aydınlanma Çağı ile birlikte din sömürücülerinin elinden nasıl kurtulduğunu anlayabilirsiniz bu kitapla. Kilise, yıllarca halka cennetten arsa satıp, günahlarını belli bir ücret karşılığında çıkararak halkın dini duygularını sömürmüştü. Bilim adamlarının öne sürdüğü fikirleri, din ile çeliştiği iddiasıyla reddedip, bilimin önünü kapatmıştı. Hatta bilim adamlarını yakılarak öldürülmeleri cezasına çarptırmıştı. Bu nedenle uzunca bir dönem Batı dünyası karanlık çağı yaşadı. Ne zaman ki kilise sorgulanmaya başlandı işte o zaman Batı dünyası Aydınlanma Çağı’na girdi. Akıl ve bilim egemen oldu. Din sömürüsünün önüne geçildi. Kilisenin yetkileri elinden alındı. Dinin siyasete karışması engellendi. Thomas Paine, bu kitapta Kitab-ı Mukaddes’in ve Yeni Ahit’in içeriğini ele almakta ve onların akılla uyuşmayan ve çelişkili yönlerini tespit edip okuyucuya göstermektedir.
Bugün Ortadoğu'nun içinde bulunduğu bunalımın ve acıların altında din tüccarları tarafından sömürülmek yatmaktadır. İnsanların zihnini hurafe ile ele geçirip bunu da din diye yutturdukları için maalesef ki bu coğrafya git gide karanlığa gömülmektedir. Neden Batı dünyası uzay çağını yaşarken Ortadoğu halkları acılar içinde kıvranmaktadır?
Akıl ÇağıThomas Paine · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019816 okunma
Matrix'in ilk filminde Ajan Smith'in Morpheus ile paylaştığı ilginç bir tespit söz konusudur. İnsanın canlıları sınıflandırmasında, kendisini memeli sınıfına koymasının hatalı olduğunu öne sürer. Çünkü yeryüzündeki bütün memeliler muhtaç oldukları doğa ile mükemmel bir denge içerisindedirler. Ama insan öyle değildir. Bulunduğu yeri sonuna kadar sömürür, yok eder ve kendisine yeni sömürülecek yerler arar. Canlılara baktığımızda bu tarz yaşayan bir canlı daha söz konudur. O da virüslerdir. İnsanlar da tıpkı virüsler gibi çoğalır, yok eder ve kendisine yeni yok edilecek yerler arar.
1 asırı geçkin güncelliğini koruyan güzel hikayeler. Özellikle şu cümle mükemmel kadın erkeği bir gıda aracı olarak görmekte. Net tespit. İyi okumalar.
Kadın PençesiHalid Ziya Uşaklıgil · Dorlion Yayınevi · 2016131 okunma
"Korkunç bir yalnızlık bu. Ama insan alışıyor. Ne tuhaf şey. Alışıyor ve yapayalnız yürümeye başlıyor şu karmakarışık yollarda..."
Merhabalar... Büyülü gerçeklik akımının muhteşem temsilcisi ve fantastik kurgunun kraliçesi Nazlı Eray'ın kaleminden
Aydaki Adam Tanpınar kitabının kendimce incelemesi ile geldim. Gerçi, böyle harikulade bir
"Her kötü adam, kendi masalının kahramanıdır."
İçeriği dark olan her türlü kitabı seviyorum ve esaret temalı hikayeler favorilerim arasında yer alıyor. Bu yüzden 'Kötü Adam'ın tanıtım yazısını okuduğumda tam bana göre olacağından emindim. Yanılmadım. Bu tam da sevdiğim türden kötü adam hikayesiydi.
Konusuna gelecek olursak,