İnsanoğlunun başına gelen her şey için sınırsız sayıda "son" vardır ve o "son" olayı yaşayanın tercihlerine göre yazılır. Hayatımızda sonsuz sayıda son vardır ve onları yaşadıklarımızı yorumlama biçimimizle biz yazarız.
"Başka bir insanın hakikati, onun sana açıkladığı şey değil, açıklayamadığı şeydedir. Bu yüzden onu anlamak istersen söylediğine değil, söylemediğine kulak ver."
Her şehrin bir orucu vardır. Şehirler de oruç tutar. Bugünlerde Kudüs'ün orucu Mekke'den, Medine'den farklı! Farklı bir gurbet orucu tutuyor Kudüs; yeryüzü sürgünlüğünün orucu...
"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin."
Kâinatta ne varsa suda yaşadı önce; Üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce.
Su bir şekil üstü ruh, kalıplarda gizlenen; Yerde kire battı mı, bulutta temizlenen...
Su duadır, yakarış, ayna, berraklık, saffet; Onu mådenî gökte altınlar gibi sarfet!"
Medeni toplumlarla tembel toplumları ayıran, anlık çalışmalar değil düzenli ve sürekli çalışmaların toplamında harcanan eforun çok daha değerli olmasıdır.