“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın.”
(Münafikûn, 63/9)
Dünya nimetlerinin vazgeçilmezlerinden olan evlat ve servete karşı aşırı düşkünlük, insanı kulluğun sorumluluklarından uzaklaştırabilir. Bu ayete bakarak, çocuklarla ilgilenmenin ya da gelir getirici işlerle meşgul olmanın yasaklandığı söylenemez. Yasaklanan şey, insanı Allah’ı zikretmekten alıkoyan, dünyayı ahirete önceleyen düşünceler ve davranışlardır.
Kaşgarlı Mahmud, Türklerin siyasi bakımdan
güçlenmesini ilahi kudret e bağlıyordu. Bu konuyu eserin önsözünde şöyle dile getirmişti:
Yüce tanrı Türk burçlarında doğdurdu devlet güneşini. Onların ülkeleri etrafında döndürdü göklerin çemberini ve onlara ad verdi Türk diye ülkelerin idaresini verdi mülk diye zamanın hakanları yaptı, onların ellerine verildi günümüzdeki insanların yuları. Onları görevlendirdi halk üzere onları kuvvetlendirdi hak üzere aziz kıldı onlara yanaşanları ve idareleri altında çalışanları onlar sayesinde muratlarına erdiler ve ayak takımının şerrinden emin oldular. Aklı olan herkes onlara ka- tılmalı ve onların oklarından korunmalı. En iyi yol onların dilini konuşmaktır. Duyurabilmek için onlar ve meylettirebilmek için gönüllerini. Takımından ayrılıp Türklere sığındığı zaman bir düşman güven verilip onlara kurtarıldığı zaman korkularından; başkaları da sığınır onunla beraber ve üzerinden kalkmış olur tüm zarar.
El-Gazzâlî’nin önemli bir çağcılı ünlü şair Ömer Hayyam’dır. Ömer Hayyam cebirsel denklemlerin küp ve kareköklerini çıkarma tekniklerini geliştiren bir matematikçi olarak daha da çok ün yapmıştır. Ömer Hayyam ve öğrencisi el-Hâzinî yüzyıl boyunca Müslüman doğunun son iki büyük bilimsel yıldızıdır. (DSB, 1981:7:323-325, 335-351). Ömer Hayyam, el-Gazzâlî’nin ağlarıyla örtüşür: Hayyam yaklaşık on yaş daha büyüktür ve el-Gazzâlî’den önce Nişabur’da bulunmuştur. Hayyam ve el-Gazzâlî, aynı kişi tarafından himaye edilmiştir: Selçuklu veziri Nizamü’l-Mülk, Hayyam’ı İsfahan’da sarayın astronomik gözlemevinin başına atamıştır ve el-Gazzâlî’yi de Bağdat’ta kendi kurmuş olduğu büyük medresede görevlendirmiştir.