Zulümlerin insanlık kadar eskisi, en yerleşmişi olduğu için kaçınılması en gücü, bu yüzden belki de en zararlısı tolerans yokluğudur. “Kendi fikrinde olmadığı için kardeşine zulmeden herkes bir tabiat galatıdır.”
“Gömleği olmayan mutlu adam neye yarar? Bize gömlekli mutluluk lâzım! Biz kötülüğe gücü olmadığı için iyi olan insanı istemiyoruz. Biz köşesinde oturan ve zayıflığından kimseye zararı dokunmayanı değil; güçlü olanı, sonsuzca isteyeni ve bundan dolayı iyi olanı arıyoruz.”
Aşk, ruhun olgunluğudur. Hem zaafıdır hem kuvvetidir. Lütfudur ve şiddetidir. İnsan onunla, cehennemin lezzetini tadar ve bela tacını giyer. Cefadan safa umar ve ölümde hayat bulur.
Sextus, “dört yol arkadaşı”yla mutluluğa giden yolu göstermekten ziyade, bu yoldaki engelleri ortadan kaldırmaya çalışır. Kısmen de mutluluğun, başka hiçbir şeye değil de, sadece bize, bizim tutum ve gayretlerimize bağlı olduğunu gösterir.
İnsan hayatının gerçek amacının, temel hedefinin, hayatın bizatihi kendisi, haz miktarının olabildiğince arttırılması, ama esas acıdan uzak olma olduğunu söylemiştir.