Rüyalar ve Sanrı
Rüyalar REM uykusu (hızlı göz hareketli uyku) olarak adlandırılan uyku evresiyle ilişkilendirilir. (Bu evrede gözler kapalı göz kapaklarının altında, belki rüyada görülen görüntüleri takip etmek için, belki de tamamen gelişigüzel bir şekilde hareket eder.) REM uykusuyla cinsel uyarıların arasında güçlü bir bağlantı vardır. Deneklerin REM uykusuna geçtiklerinde uyandırıldıkları ve kontrol grubunun rüya görmedikleri anlarda gece boyunca aynı sıklıkta uyandırıldıkları deneyler yapıldı. Birkaç gün sonra, kontrol grubundaki deneklerin biraz uyku sersemi oldukları, ancak diğer deneklerin - rüya görmeleri engellenen deneklerin - gündüz vakti sanrılar gördükleri gözlemlendi. Bu şekilde yalnızca belirli anomalilere sahip olan az sayıda insanın sanrı görmesi sağlanmaz, bu koşullara maruz bırakılan herkes sanrı görebilir.
Sayfa 172Kitabı okudu
"Tarihçi korkusuz ve dürüst olmalıdır; açık sözlülüğü ve gerçekleri seven, bağımsız bir insan olmalıdır."
Sayfa 392Kitabı okudu
Platon bilimsel cehaletin tanımı :
Bir, iki, üç diye sayamayan, tek sayılarla çift sayıları birbirlerinden ayırt edemeyen veya saymayı hiç bilmeyen, geceyle gündüzü hesap edemeyen, ya da Güneş'in, Ay'ın ve diğer yıldızların deviniminden bihaber olan... tüm özgür insanlar, bence Mısır'da alfabeyi öğrenen her çocuğa öğretilen bu bilgi dallarının olabildiğince çoğunu öğrenmeye gayret etmelidir. Bu ülkede sırf çocuklar zevk alarak ve eğlenerek aritmetik öğrensinler diye çeşitli oyunlar icat edilmiştir... Ben... bu konularda ne kadar cahil olduğumuzu çok geç yaşta fark edip hayrete düştüm ; bence biz insandan çok domuza benziyoruz ve bu yüzden yalnızca kendi adıma değil, tüm Yunan halkı adına büyük bir utanç duyuyorum.
Sayfa 24Kitabı okudu
Geride bıraktığımız on asır boyunca, insanlığın itibarını yükseltebilecek veya mutluluğuna katkıda bulunabilecek tek bir keşif bile yapılmadı. Antik çağlardan kalan kuramsal sistemlere tek bir fikir bile eklenmedi ve art arda gelen sabırlı müritler sıraları gelince bir sonraki köle ruhlu neslin dogmatik öğretmenleri oldu.
-Edward Gibbon
Sayfa 28Kitabı okudu
Şüphelerimizin güvenilir bir şekilde ortadan kaybolması ne rahatlatıcı olurdu! Bu durumda, kendimize göz kulak olma zorunluluğunun yükü sırtımızdan kalkmış olurdu.
Sayfa 105Kitabı okudu
Sıradan bir vatandaşın küresel ısınmadan, ozon deliğinin genişlemesinden, hava kirliliğinden, zehirli ve radyoaktif atıklardan, asit yağmurundan, üst toprak tabakasının erozyon yüzünden kaybedilmesinden, tropikal ormanların yok olmasından ve nüfusun hızla artmasından haberdar olmaması aptal cesareti olarak nitelendirilebilecek, vahim bir durum.
Sayfa 25Kitabı okudu
İnsan anlayışı saf bir ışık değildir ; irademiz ve eğilimlerimiz bu ışığı bulandırır ; bu yüzden "kişiye özgü bilimler" olarak nitelendirilebileceğimiz bilimler ortaya çıkar. İnsanlar doğru olmasını tercih ettikleri şeylere daha kolay inanırlar. Araştırmaya sabırları yetmediğinden zorlukları aşmayı ; umutlarını azalttığından makul açıklamaları ; batıl inançlarını çürüttüğü için doğanın derin gerçeklerini ; cahil vs gururlu oldukları için deneyimin ışığını ; ve bayağı görüşlere riayet ettikleri için sıra dışı inançları reddederler. Özetle, insanların duygusal eğilimleri anlayışlarını bazen algılayamadıkları sayısız farklı şekilde gölgeler ve kirletir.
Sayfa 312Kitabı okudu
Bilimin en önemli emirlerinden biri şudur : "Otoritenin savlarına güvenme."
Sayfa 59Kitabı okudu
Sorunlarımızın temelinde yatan nedenleri kavrayamadan ulusal politikalarımızı nasıl şekillendirebilir, hatta kendi hayatlarımızı ilgilendiren mantıklı kararlar verebiliriz?
Sayfa 26Kitabı okudu
Cehalet insanlara bilgiden daha çok güven verir: Bilimin şu ya da bu sorunu hiçbir zaman çözemeyeceğini kendinden emin bir şekilde iddia edenler genelde çok bilenlerden ziyade az bilenler arasından çıkar.
Sayfa 410Kitabı okudu