Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Murat Ergin

Murat Ergin
@murat_ergin
Yek katre-i hûnest, Sed hezârân endîşe.
Kitap Arkadaşım
Kitap Arkadaşım
Biz onlara benzemeyiz! Peki neden? Çünkü... Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında, bu yüzden işte... 20 Neden bilmiyorum ama belki de bu kahrolası dünyada herkes birbirinden korkmaya başladı. 44 İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. 51 İskambil kağıtları neden her iki ucundan bakınca aynı görünüyor? 67 Birinin ne yapacağını önceden bilemezsin ki. 86 İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır. 87 İnsan bazen mecbur kalır bunu yapmaya. 125
Reklam
Bu dünyada altın, erdemden ve yetenekten ne kadar kıymetli olursa olsun, insanın gölgesine altından da çok değer veriliyordu ve önceden vicdanımı servete feda ettiğim gibi şimdi de gölgemi altına feda etmiştim. Artık bu dünyada ne yapabilir, ne olabilirdim ki? 20 Çelik zincirlerle sıkı sıkı bağlanmış bir adamın kanatları olsa neye yarar ki? Yine mutsuz olur, hem de kanatları olup da uçamadığı için daha çok mutsuz olur. 29 Mantıklı olanı değil doğru olanı yapacağım. 32 Zaten insan ruhuna atılan bir çıpanın tutunabileceği en sağlam zemin de işte bu gururdur. 34 İnsan geçmişte kaybettiklerini gelecekte bulabilirdi ne de olsa. 58 Artık ürkek bir dağ ceylanı gibi kendilerinden kaçtığım insanların arasına dönmek istemiyordum. 68 İnsan bir şeyi vaktiyle iyilikle yapmazsa önünde sonunda zorla yapar. 73 Sevgili dostum, insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya daha aşağıya çeken başka yollara da sapar; gökyüzünde ona yön gösterecek bir yıldız araması da boşunadır; zira çaresi yoktur, yokuş aşağı gidecek ve intikam tanrıçasına kurban olacaktır. 77 Uzun rüyamı tüketip kendi içimde uyandığımdan bu yana iyiyim; o gün bu gündür ne ölümü arzuluyorum ne de ondan korkuyorum. O günden beri hem gecmise hem de geleceğe dingin bir huzurla bakıyorum. 112 Ve sen sevgili dostum, eğer insanların arasında yaşamak istiyorsan gölgene bile paradan daha çok değer vermeyi öğren. Ama sadece kendin ve içindeki iyilik için yaşamak istiyorsan o zaman zaten bu öğüde ihtiyacın yok demektir. 115
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen (Şeyh Galip)
Plinius’un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir; elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. 5 Eflatun der ki, çocuklara babalarının yeteneklerine göre değil, kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir. 13 Ayrılıklar benim yakınlarıma sevgimi tazeler, ev hayatımın tadını arttırır. 28 Vah, vah! Nasıl olur da insan bir şeyi Kendinden daha çok sevmeğe kalkar? (Terentius) 35 Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü, her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır. 55 Bütün çabam kimseye muhtaç olmadan yaşamak. 82 Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir. 90 Paranın saklanılması kazanılmasından daha zahmetli bir iştir. 121 Erdemli olmayı göze al; bu yola gir; iyi yaşamayı sonraya bırakan; yolunda bir ırmağa rastlayıp da akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer; ırmak hiç durmadan akıp gidecektir. Horatius 146 Öfke ve kin doğruluğun sınırları dışındadır; bu tutkular yalnız işlerine akıllarıyla bağlanamayan insanların işine yarar. Doğru ve temiz işler hep ölçülü ve ağırbaşlıdır. Ölçü olmayan yerde kavga, gürültü ve haksızlık vardır. 198 Kalemlerimizi mürekkebe batırmakla yetinelim, kana batırmayalım. 270 Bir eylemi yararlı olduğu için dürüst ve güzel saymak yanlıştır; herkesi o eyleme zorlamak, yararlı diye herkes için şerefli olacağı sonucuna varmak doğru değildir. 270

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mimarlığın Eleştirisi...
İnsanları yaşayışa bağlayan kökler, çevre ile ilişkileridir. Çevresiyle ilişkileri önemsemeyen, çevresinden kopan kişi, kendisini yaşayışa bağlayan kökleri, yaşayış (hayat) iksirinden mahrum bırakır. 12 Sonsuza dek geçerliliğini yitirmeyecek bir kanun, sadece üç sözcükle anlatılır: "Zehiri miktar doğurur." (Dosis facit venemum)
Akıl hastalığı utanılacak bir şey değil!
Psikoterapinin temel ilkelerinden biri insanların duygularını kelimelere dökmelerini sağlamaktır, eyleme değil. 37 Depresyondaki veya öfkeli bir insanla vakit geçiriyorsak o insanın zihinsel durumu “empatik olarak bulaşıcıydı” ve biz de kendimizi üzgün veya sinirli hissetmeye başlıyorduk. 73-74 “Biliyor musun çok ilginç bir durum bu Gary. Sence
Reklam
"Kandilin yağı bitmeden insan ölmez"
Bendin arkasında haddinden fazla beklemiş bir nehir gibiyim. Hele bir gedik açılsın, bir daha beni susturana aşk olsun! 12 Bir insanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz? 17 Gelecek, geçmişin duvarları ardında değildir. 29 Herkes ötekilerin duasını sustursun diye kendi tanrısına yakarıyordu. 33 Geleceği kuran, geçmişe dönük
Yazarak Gerçeklerle Yüzleşme
İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada? 9 Hayatın döngüsünün dışında kalmayı istiyorum, ama içimde bir şey beni tekrar döngüye sokmayı deniyor. Beyhude! 12 Bir ev nedir? diye düşündüm: kardan yağmurdan korur insanı, penceresi vardır, dışarıya bakarsın, ama
Yaşamaya devam etmek zorundasın!
Yemeklerin hepsi sebze yemeğiydi. Jiazhen her birini farklı şekilde yapmıştı, ama her tabağın dibinde irili ufaklı et parçalarına rastlıyordum. Önce dikkatimi çekmedi, ama son tabağı yerken, yine dibinde et parçalan olduğunu gördüm. Önce afalladım, ama sonra kahkahayla gülmeye başladım. Jiazhen'in ne yapmak istediğini anlamıştım. Bana bir şey
İnsanı insan yapan nedir?
"Yüz binlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vadeden bir kitabı alıyorsa, bu sorunu saç diplerine kadar hissediyor demektir." 13 "Başarıyı amaçlamayın; bunu ne kadar amaçlayıp hedef haline getirirseniz, elinizden o kadar kolay kaçırırsınız. Mutluluk gibi başarı da kovalanamaz." 14 "Savaş
kurbağalara bakmaktan geliyorum
"Belli ki susmak yaratılmamış şekliydi dünyanın" 13, Çağrılmayan Yakup I "Baylar! Umutsuz, düzensiz ve biletsiz böyle nereye?" 22, Cadı Ağacı II "Baylar! müdürsüz, zamansız ve bahçesiz böyle nereye? Ben hiç de insan gibi kalkmıyorum sabahları, haberiniz olsun Ve şu benzin kokusu yok mu, fena halde dokunuyor bana Hem
Reklam
Ben bir insandım
"Artık insanların Gılgamış'ı, Enkidu'su, Hera'sı, Afrodit'i yok, onların yerine hip hop, futbol, müzik ve sinema tanrıçaları var. Tanrılar ve tanrıçalar gibi onların aşk, evlenme, boşanma, kavga, kıskançlık, cinayet maceralarını izliyorlar." 82 "Her insanın içinde iyi ve kotü yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir." 85 "...gazeteci bey oğlum, bunları yaz ki herkes gerçeği öğrensin." 86 "Bir yer var iyiliğin ve kötülüğün ötesinde, Seninle orada buluşacağız. -Mevlana" 86 "İnsan her acıya bir sorumlu bularak rahatlama yolunu seçmez mi zaten." 122 "Tüketen insanın üreten insandan daha değerli olduğu bu yanlış ve ahlaksız döneme tahammülüm kalmamıştı artık." 134
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Hocayı dinleyelim :)
"İnsanın kıymet ve kuvveti, bilgisinin genişliğinde olmaktan çok, benliğine sahip ve iradesine hâkim olabilmesinde; iyi huylarında ve ruhi terbiyesindedir." 15 "Arkadaş olacağın kimsede arayacağın şart çalışkanlık, dürüstlük ve iyilikseverlik olsun. Bu meziyetlerle bezenmiş olan bir insan diğer bütün iyi vasıfları da haiz demektir. Bunu unutma ve bu şartı bulamadığın kimse ile sakın arkadaş olma." 20 "Namusluluk; insan, vicdanı ile baş başa kaldığı zaman ona verecek utandırıcı hesabı olmamak demektir." 21 "Şöyle tasavvur et ki; kâinat bir denizdir, biz insanlar ise meçhul bir semte doğru yol almış giden 'hayat gemisi'nin yolcularıyız. Dalgaların çırpıntısı ile sallanan geminin içinde biz de sallanmaktayız. Bununla beraber kimimiz kazan ağzında ocaklara kömür atıyor, kimimiz güvertede elleri arkadasında gezinip bakınıyor, kimimiz de kaptan köprüsünde önünde pusula dümen tutuyor..." 27
Ders Niteliğinde Bir Hikaye
"Çok güzel bir hikâye vardır. Zamanın etkin kullanımı konusunda ders veren bir öğretmen bir gün öğrencilerine bir sınav yapar. Öğretmen masasına kocaman bir kavanoz yerleştirir. Sonra sınıfa getirdiği torbalardan birinden aldığı iri kaya parçalarını kavanozun içine koymaya başlar. Kavanozda başka taş koyacak yer kalmayınca öğrencilerine döner ve sorar: “Kavanoz doldu mu?” Öğrencileri hep bir ağızdan “Evet doldu” diye yanıt verir. Bunun üzerine öğretmen eğilip masanın altındaki çakıl dolu kovayı alır ve kavanoza dökmeye başlar, ara ara kavanozu sallayarak daha fazla taş parçasının boşlukları doldurmasına izin verir. Sonra yeniden sorar: “Peki şimdi doldu mu?” Öğrenciler bu sefer daha temkinlidir “Tam dolmuş sayılmaz” derler. Zaman öğretmeni bu sefer bir kova kum döker kavanozun tepesinden. Döktüğü kum her yeri doldurana kadar devam eder ve yine sorar: “Kavanoz doldu mu?” Öğrenciler bu kez “Hayır dolmadı” der. Öğretmen “Aferin” diyerek eline aldığı bir sürahi suyu döker bu kez. Ve sonra “Bu gördüklerinizden ne ders çıkarttınız?” diye sorar. Afacanlardan biri “Gün içinde yapmanız gereken şey ne kadar çok olursa olsun her zaman yenilerine yer vardır” der. Öğretmen sınıfa döner ve şöyle der: “Hayır, çıkarmanız gereken ders şu: Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanozun içine koymazsanız daha sonra asla koyamazsınız.” Sizin hayatınızdaki büyük taş parçaları neler? Onları öncelikli olarak kendi hayat kavanozunuza yerleştirdiniz mi? Yoksa kum ve suyla kavanozunuzu çoktan doldurdunuz ve büyük parçaları dışarıda mı bıraktınız?"
Kaçmak mı, kaçamak mı, yoksa kaçamamak mı?
Yalnızdım, karışıktım Beni tanıyan kimseler yoktu Hiç yoktu İçime kapanıktım Büyük ağaçların altında Havuzun kırık taşları arasında Bilmezdim mutluluk nedir Bilemezdim Alıp başımı gitmek isterdim İsterdim ama, kalırdım Sanki kar yağışlarının ardından Uzun süren kar yağışlarının ardından Sevimsiz bir lunaparkta Kimsesiz bir atlıkarıncaydım.
Sayfa 58 - Yapı Kredi Yayınları, Ruhi BeyKitabı okudu
Ruhi Bey'in ufak gezintisi
Ben Ruhi Bey, nasıl olan Ruhi Bey Nasılım Bir yaz ikindisinden çıktım geldim Diyelim bir pazartesiydi, biraz da şöyle geldim Kapıyı iyice kapadım - Kapadım mı. evet, kapadım - Çitlenbik ağacının altından geçtim Frenk üzümlerinden bir iki salkım kopardım Dişlerimle sıyırdım Sardunya renginde ve sardunya tadında idiler Biri
Sayfa 23 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu