Öncelikle bu eseri okumam tam bir yılımı aldı. Aman sakın yanlış anlaşılmasın eser muhteşemdi. Ben hep yanlış zamanlarda elime aldım. Aklımda, fikrimde, hayatımın hep bir yerlerinde var oldu bir yıl boyunca. Bir kitabı bir yıla aşkın bir süre okuyunca şunu farkettim yarım kalan bu kitaba her defasında büyük bir özlemle koştuğumu. Ve tam tanımaya başladım derken kitabın bitmesiyle yeni bulduğum bir arkadaşımı kaybetmiş gibi oldum. Sizce de öyle değil mi kitaplara veda etmek biraz buruk, biraz yarım kalmak değil mi. O an iyi ki bu kitabı hemen okuyup bitirmedim bir yıl boyunca hep yanımdaydı dedim. Arkadaşlığın çok güzeldi Martın ve ben senden çok şey öğrendim. Daima en sevdiğim arkadaşım olarak kalacaksın.
Bay Eden müsadenle biraz kitaptan bahsetmek isterim.
Aşkı uğruna kendine bir eğitim programı hazırlayıp, rafine bir yazara dönüşen bir yabani denizcinin hayatından bahsediyor kitapta. Martin'in bir denizci olarak başladığı bu hikaye aşık bir gence dönüşmesini, ardından kendini aşkı için geliştirirken fikir sahibi olup onlar için de savaşmak isteyişini görüyoruz eserde. Son olarak her ne kadar spoiler vermeden kitabı anlatmak istesemde bunu içimde tutamayacağım için üzgünüm Kitabı okurken Ruth'un ailesinin tavırlarına karşı büyük nefret duyduğumu itiraf edebilirim. İnsanların geri kalanını bir proje olarak görmek ne büyük saygısızlık. Eğer Martin, Ruth'u affetseydi işte ben o an eseri yarım bırakabilirdim. Bu muhteşem eseri mutlaka okuyun derim ama okuduktan sonra mutlu olacağınızın garantisini veremem hatta içinizdeki huzursuzluk çoğalabilir ama Bay Eden gibi bir dosta sahip olacaksınız. Buna değer.