Kendilerine sunulan yetmiş, seksen yıllık ömrün ilk ve son onar yılı, çocukluğun bilinçsizliği ve yaşlılığın çaresizliği içinde geçtiğine göre, ellerinde kalan elli yılı, itişip kakışarak, dövüşerek, sonra da hayıflanarak heba etmek için mi dünyaya yollanmıştı insanoğlu? Bogomil, Hıristiyan, Musevi ya da Müslüman, ne olursa olsun, ne biçim bir kaderdi insanoğlununki?
Sayfa 327 - Everest YayınlarıKitabı okudu
16 Tao'nun içinde olmak
Musevi-Hristiyan dinlerinde insan sık sık, "Tanrı korkusu" ve "Tanrı sevgisi" sözlerini duyar; ayrıca tabi ki "Tanrı'ya itaat". Erken Çin Taoculugunda, " Tao sevgisi" terimi kullanılmamıştır (hele de "Tao korkusu" terimi asla!). Bunun yerine "Tao ile uyum içinde olmak" terimi kullanılmıştır... Taoyu sevmeyi emretmek, bir insana en yakın arkadaşını sevmesini emretmek kadar aptalca bir şeydir!
Reklam
Ben hiçbir Hristiyan'a “İsevî” demem, bu bir hatadır. Hiç bir Yahudi'ye de “Musevi” demem, “Yahudi” derim. Çünkü "Musevi" de, "İsevi" de olmak isteyen, Müslüman olmak mecburiyetindedir. Bu Peygamberlerin de hakikatı müslümanlığın içindedir. Peygamberlerin de hakikatı müslümanlığın içindedir. Onlar tahrif edilmiş bir dinin sâlikleridir ve isimleri ya "Hristiyandır", yahut "Yahudi"dir...
29 Kasım 1923 Perşembe Süvari Alayı’nı teftiş, iki grup kışlalar var. Bunları ve hastaneyi (pek mükemmel dört pavyon) teftiş ettim. Kırkkilise’nin havası iyi fakat suyu iyi değil. Babaeski’nin suyu pek latif. Öğleden sonra Babaeski’ye otomobil ile hareket. Süvari Alayı’nı teftiş, kışlayı gördük. Evvelce bin hane iken elyevm üç yüz elli hane. Akşama yakın Lüleburgaz’a hareket. Her tarafta samimi istikbal oldu. Lüleburgaz’da evvelce 1.800 hane varken bugün 500 hane var. Babaeski ve Lüleburgaz’ın kubbeli güzel camileri var, minarelerini Bulgarlar yıkmış. Lüleburgaz’da 60 hane de Musevi var. Mektepleri de var. Lüleburgaz’daki süvari alayını teftiş ettik. Mektepleri ziyaret ettik.
Sayfa 1818Kitabı okudu
“Hristiyan keşişlerin hayatlarını İncil’i deşifre etmeye adamalarının bir sebebi var. Musevi gizemcilerle Kabalacıların, gözlerini eski Ahit’e dikmelerinin, Müslüman din bilginlerinin Kuran’ı tefsir etmelerinin bir sebebi var. İşte tüm bunlar Robert, bu antik kitapların sayfalarında güçlü sırların saklı olduğunu söylüyor… Açığa çıkmayı bekleyen, geniş bir bilgelik koleksiyonu.”
Sayfa 506Kitabı okudu
Neden diye soruyorlardı, onların anavatanı Avrupa Musevi sorununa çözüm olmak zorundaydı?
Sayfa 84 - PegasusKitabı okudu
Reklam
Tam bu günlerde lran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte yurt gezi­sinde olan Atatürk, 25 Haziran 1934 sabahı Çanakkale'ye gelmişti. O gün orada bulunan Yakup (Borakas) ziyareti şöyle anlatmıştı: (...) Bu Musevi vatandaş, Atatürk'ün önünde ellerini açtı, omuzlarını yukarıya kaldırarak: - Paşam, bizi kovuyorlar. Biz ne yapacağız? dedi. Atatürk bu şekilde önüne atılan bu adamın ne demek istediğini ve kim olduğunu derhal anlamıştı. Buna rağmen sordu: - Sen kimsin? - Ben Paşam, Çanakkale Musevilerinden Avram Palto. - Seni kim kovuyor? Hükümet mi? Kanun mu? Polis mi? Jandarma mı? Bana söyle! dedi. Bu Musevi vatandaş durakladı, şaşaladı. Biraz sonra kendini to­parlayarak cevap verdi: - Hayır paşam halk kovuyor. Atatürk, bu adamın yüzüne dikkatle baktı, gülümsedi ve: -Halk isterse beni de kovar! dedi ve yürüdü. (...) 2 Temmuz 1934 günü bir grup saldırgan, "Yahudilere ölüm!" haykırışlarıyla Edirne'deki Yahudi mahallesini basıp, dükkanları ve evleri yağmaladı, Yahudileri döverek İstanbul'a göçmeye zor­ladı. Panik içindeki Yahudilerden varlıklı olanlar, bulabildikleri ilk araçla İstanbul'a doğru yola çıkarken, yoksullar ve araç bulamayanlar yaya olarak Yunanistan ve Bulgaristan sınırına yöneldi. Geride kalan bir avuç ürkmüş yoksul Yahudi'ye ise, fırınlar ekmek satmıyor, bakkallar yiyecek vermiyor, sakalar su dağıtmıyordu. Görevi, etnik kökeni ne olursa olsun vatandaşı korumak olan idari makamlar, görevini yapmak yerine, kalanlara 3 Temmuz günü 48 saat içinde şehri terk etmelerini emretti.
Sayfa 189Kitabı okudu
Bilmiyordum
Örneğin daha 1920’li yıllarda Rum, Ermeni ve Musevi tüccarlarına seyahat etme yasağı bulunduğunu ve bu ne­denle ancak bulundukları büyük şehirlerde faaliyet göste­rebildiklerini biliyor muydunuz? Ya da tıpkı Nazi Almanyası'ndaki meslek yasağına benzer bir şekilde 1932 yılında yayınlanan 2007 sayılı kanunla, aralarında ayakka­bı satıcılığı, çalgıcılık, fotoğrafçılık, berberlik, ebelik, kasket ve kundura imalatçılığı, rehberlik, sanayi işçiliği, her türlü amelelik, bekçilik, hizmetçilik ve kapıcılık gibi emek yoğun işlerin de olduğu bazı meslek ve iş kollarında yalnızca Türk olanların çalışabileceği, "yabancıların bu mesleklerde faali­yet gösteremeyecekler” kararı alındığını? Bu karardan etki­lenerek işsiz kalan 15 bin kadar Rum’un o tarihlerde Yu­nanistan’a göç etmek zorunda kaldıklarını?..
Sen benim inanç ve düşüncelerimi okuduğum kitaplardan çıkarmaya kalkarsan ,daha en az yüz inanca bağlayabilirsin beni , komünist de yaparsın, faşist de , İsevi de yaparsın , Musevi de.
Sayfa 78 - can yayınlarıKitabı okudu
Samuel uyrukluğu üzerine bilgiler: Rastlantı sonucu Türk, dince Musevi, soyca İspanyol.
Sayfa 36
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.