Tarihte bütün bir vatanı, çok üstün düşman kuvvetleri karşısında, son bir avuç toprağına kadar karış karış kahramanca ve namusuyla savunmuş ve yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk ordusu, o cevherde bir ordudur. Yeter ki ona komuta edenler, komuta edebilme niteliklerine sahip bulunsun.
İşgal sırasında kasıla kasıla İzmir’e gelen Yunan Kralı Konstantin’i kastederek “sizin Kosti geldi mi buraya?” -Geldi paşam. -Oturdu mu bu masaya? -Oturdu paşam. -Güneş batarken rakı içti mi ? -İçmedi paşam. -E sormadın mı be çocuk,niye almaya kalkmış Izmir’i !
Reklam
Mustafa Kemal Paşa İzmir'de (10 Eylül 1922)
Paşa'ya ilk önce Karşıyaka'da bir konak hazırlanmıştır. Burası Yunan kralının da daha önce kaldığı konaktır; kısacası bu seçimde sembolik bir anlam da vardır. Eve girerken yaşanan bir hadise, Mustafa Kemal'in muzaffer kumandana yakışan bir vakar ve disipline sahip olduğunu bir kez daha gösterir. Kapının önüne serilen Yunan bayrağını görünce, "Bu nedir?" diye sorar. Kendisine Konstantin'in Türk bayrağını çiğnediği hatırlatılınca da adeta gerçek büyüklüğün ne olduğu dersini verir: “Hata etmiş. Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak, milletin şerefidir. Ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez. Kaldırınız!"
İstanbul'daki Damat Ferid grubu Mustafa Kemal'i ve çevresindekileri devamlı olarak İttihatçılıkla suçluyorlardı. Hâlbuki onların İttihatçılıkla bağları çoktan kopmuştu. İttihat ve Terakki liderlerinin onları pek sevmediği ve onların da İttihatçılıklardan pek hazzetmediği herkesçe malumdur.
Sayfa 180 - Kronik yayıncılıkKitabı okuyor
Bir millet varlığını ve bağımsızlığını kurtarabilmek için düşünülebilen her türlü girişim ve fedakarlığı yaptıktan sonra başarıya ulaşır. Ya başaramazsa demek, o milletin ölmüş olduğu hükmüne varmak demektir. Millet yaşadıkça ve fedakarca girişimlerine devam ettikçe başarısızlık söz konusu olmaz.
bedri gencerden kitâb tavsıyesi:
''''KİTAP TAVSİYESİ Bir kardeşimiz “Gönlümüze ferahlık verecek, bizi doğru yola eriştirecek, hayata bakış açımızı değiştirecek” kitap tavsiyesi istedi, kalpten kalbe giden, feyiz ve şuur veren kitaplardan bunlar aklıma geldi: 1. Hikmet Gonceleri. Ömer Nasuhi Bilmen 2. Mevlid Şerhi Gülzâr-ı Aşk. Hüseyin Vassaf 3. Gülzâr-ı Sâminı̂ Sohbetler (I-II, Marifet). Osman Bedreddin Erzurumî 4. Hacı Veyiszâde. Mustafa Özdamar 5. Aşçı Dede’nin Hatıraları. Aşçı İbrahim Dede 6. Hatıralar. Ali Ulvi Kurucu 7. Yılların İzi. Mahir İz 8. Din ve Cemiyet. Mahir İz ve 9. İsmail Hakkı Bursevî’nin Rûhu’l-Mesnevî başta olmak üzere külliyatı 10. Mehmed Zahid Kotku’nun külliyatı 11. Mahmud Ustaosmanoğlu’nun külliyatı'''' *sekiz cemâziyel âxir bindörtyüz kırkaltı
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.