günler hep böyle geçecek, güneş batmayacak neşe de keder de hep aynı kalacak sanırız. insnoğlu aldanıştadır. hiç ummadığın anda bir dalga gelip kayığı devirir.
Reklam
Corinne, hareketli yaşamına rağmen oğlu Roma'dan ayrıldıktan sonra yalnızlık çekmeye başlar, çok sevdiği sanat dünyasını terk ederek büyük özlemini çektiği İstanbul'a 1941 yılında döner.Bir süre bizde kaldıktan sonra ana oğul Taksim Aydede Caddesi'nde Çiçek Apartmanı'na taşınır. Corinne, özel piyano ve şan dersleri verir,
İnsaoglu kozmik tavaf'in ekmegini yemektedir...! Hayatimizi mümkün kilan esyayi kullanmamizi bu tavafa borcluyuz. Eger atomlarin HAC'cinda cekirdek kabesinin etrafinda elektron hacisi tavaf etmeyi durdurursa, butun maddi varlik icine coker...( füzyon) Bu takdirde ne topragi ekebilir,ne suyu icebilir, ne kumasi bicebilirdik..! Dünya hacisi gunes kabesini tavaf etmeyi biraksa bu KİYAMET, kan hacisi kalp kabesini tavaf etmezse bu da ÖLÜM olurdu...!
Kâh unutmak kâh hatırlamak..
Mümkün mü bu? Evet, mümkün!.. Nasıl? Unutarak! Unutarak mı? Elbette!.. Unutmak olmazsa insaoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında. Ya hatırlamak!.. Evet, o da var. Ömür böyle geçiyor işte; kâh unutup kâh hatırlayarak.
Sayfa 146Kitabı okudu