Abdurrahman Şeref Bey
“Hakimiyeti milliye, kayıtsız şartsız milletindir… Kime sorarsanız sonuç, bu, cumhuriyet demektir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad bazılarının hoşuna gelmezmiş… Varsın gelmesin.”
Bosna, Osmanlı için özel ve müstesna bir bölge idi. Boşnaklar Balkanlar’da Müslüman olan ve kendini “Osmanlı” olarak nitelendiren bir toplumdur. Köken olarak Sırp ve Hırvatlarla aynı millettendirler, Slavdırlar. Ancak bu üçünün arasındaki fark dindir. Fatih’in Bosna’yı 1463’te fethetmesiyle papazsız ve hiyerarşisiz bir Hıristiyanlığı (Bogomilizm) benimsemiş olan Boşnaklar İslam’a geçmişlerdir.Bu gönüllü bir geçiş olduğu gibi gönülden bir geçiş de oluyor. Böylece Boşnaklar, Balkanlar’daki tabirle “Türk” olmuşlardır. Balkanlar’da bugün bile birisi Müslüman olsa, ona “Türk oldu” derler.
Reklam
Oysa Ankara bir 'histir' . İlkin değer yargıları ve insanlar gelir aklınıza. Milli mücadele gelir. İnanç gelir. Umut gelir. Yok oluşun, tükenişin üzerine yeniden doğan güneş gelir. ''O gelir. Mustafa Kemal Paşa. Cumhuriyet gelir. Vefa gelir. Dostluk gelir. Başkent olma hakkını güzelliğiyle, görkemiyle ya da coğrafi bereketiyle almamıştır Ankara. Emekle, gayretle, fedakarlıkla, mücadeleyle, inançla almıştır.
704 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Ey Büyük ATATÜRK!
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Can Yayınları - Yemeksepeti · 200927.5k okunma
"Bir millet varlığını ve istiklâlini kurtarabilmek için düşünülebilen her türlü teşebbüs ve fedakârlığı yaptıktan sonra başarıya ulaşır. Ya başaramazsa demek, o milletin ölmuş olduğu hükmüne varmak demektir. Öyle ise, millet yaşadıkça ve fedakârca teşebbüslerine devam ettikçe başarısızlık da söz konusu olamaz." Atatürk'ün Amerika'lı generalin "millet tasarlanıp yapılabilecek her türlü girişim ve fedakarlığa başvurduktan sonra da başarı sağlanamazsa ne yapacaksın" sorusuna verdiği yanıt...
Sayfa 173 - Bilgi yayıneviKitabı okuyor
56 syf.
·
Not rated
Çukurda- Anton Çehov Çehov, ilk kez 1900 yılında yayınlanmaya başlayan Çukurda köylülerin hayatıyla ilgili ve fabrikaların çürümüşlüğüne dair ülkenin farklı bölgelerindeki hastanelerde yaptığı izlenimlerde tanık oldugu gerçek olayları anlatmistir. Köylüler ile dukkan sahipleri ve fabrikatörlerin arasındaki uçurumu gösterir. Kitaptaki olaylarda trajik ve kötülük dolu olaylar vardır. Kisacik da olsa verdiği mesajlar dokunaklidır.
Çukurda
ÇukurdaAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022997 okunma
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün siyasi dehasını, dönemin en güçlü devletlerinden birisi olan Sovyetler Birliği'nin bir gün dağılacağını hesaba katarak Türk Cumhuriyetleri Birliği'ni kurmak istemiş ve bunun için de ülkenin o kadar yoklukta olmasına rağmen Türkiyat Enstitüsünü kurdurmuştur. Ankara'da Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesini kurdurtarak orta Asya'da bulunan Türkleri birleştirmenin hesabını yapmıştır. 2. Dünya savaşının başlayacağını hesaba katarak, Balkan Paktı, Sadabat Paktını kurup buradaki ülkeler ile iyi ilişkiler içerisinde olmuştur. Ama tüm bunlara ne yazık ki ömrü yetmemiştir. Tarih severler için gerçekten güzel bir kitap okurken insanı yormuyor, merak uyandırıcı bir kitap.
Atatürk'ün Avrasya Devleti
Atatürk'ün Avrasya Devletiİsmet Bozdağ · Truva Yayınları · 201128 okunma
88 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 hours
Hz. İsa ve havarileri hakkında yazılmış bir kitap. Ancak kitabın ağırlıkla işlediği konu Yahuda adındaki havarinin hem ihaneti ve hem de İsa'ya olan samimi sevgisi. Zaten İsa'nın ölümünden sonra kendisi de intihar ediyor. Hem ihanet ediyor hem de intihar. Absürt bir durum. Ayrıca Hz. İsa'nın annesi Hz. Meryem hakkında da fahişe olduğu, fahişeliğinden utanmaması gerektiği anlatılıyor. Kitap Hıristiyanlığı yeriyor mu övüyor mu gerçekten anlaması zor. Bir insanı Tanrı'nın oğlu yani Tanrı olarak görmek zaten saçma ve sapkınlık. Ayrıca Hz. Meyrem'in yani Tanrının oğlunun annesini yani Tanrı'nın karısını -hâşâ- fahişelikle itham edilmesi Hıristiyanlığın Hakikatten ne kadar savrulduğunun göstergesi. Kitabın hacmi küçük olmasa çoktan yarım bırakır, okumazdım.
Yahuda İskariot
Yahuda İskariotLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,679 okunma
Mustafa Kemal'in bir liderlik vasfını daha öğrendim. Herkesi sonuna kadar söylemekle serbest bırakmak ve hiç hoşuna gitmeyecek fikirleri dahi sonuna kadar dinleme sabrını göstermek! Kesin kararını verinceye kadar böyle idi. Bu kesin kararı da herkesle beraber, herkesle inanarak, ortaklaşa bir karar haline sokmaya dikkat ederdi. Bir gün "Arkadaşlarla verdiğimiz karar" diyebilmeli idi. ***Çocukluk arkadaşı ve yaveri Salih Bozok der ki: "Fikirleri kendisince hiçbir değeri olmayan kimselerle görüştüğünü çok görmüşümdür. Hatta bir defasında dayanamayıp: "Paşam, dedim, şu fikir danıştıkların arasında öyleleri var ki şaşıyorum. Bunların fikirlerine nasıl olsa sonunda katılmayacaksın. Ne diye birer birer çağırıp karşında söyletirsin?" ***"Atatürk şu cevabı verdi: “Bazen hiç umulmadık adamdan ben çok şeyler öğrenmişimdir. Hiçbir fikri aşağı görmemek lazımdır. Sonunda kendi fikrimi tatbik edecek bile olsam, ayrı ayrı herkesi dinlemekten zevk alırım."
Sayfa 394 - Pozitif
Amerika, Doğu'da mandaterlik yapmak Avrupa'da başına dert açmak niyetinde değildir. Fakat onların onur meselesi yaptıkları şey, yönetmenleri ve idealleri ile Avrupa'da daha üstün bir millet olmak iddiasıdır.
Halide Edip 13.08.1969Kitabı okuyor
Reklam
Asım Us (Mustafa Kemal Atatürk), Halide Salih'in (Halide Edip Adıvar) elini tutarak, "Halide Çavuş, savaştığın gibi dans ediyorsun," diyor. Halide Salih'in gözleri doluyor. Us'un yanına gidiyor. "Ne demişti hemcinslerimden biri? Dans edemediğim devrim devrim değildir. Cumhuriyet'le kadınlar dans etmeyi öğrendiler. Utanmadan, korkmadan... Ayaklarını özgür yarınların temposuna uydurarak. Sağ olun Paşam..." Asım Us gururla bakıyor Halide Salih'e. İkisi de aynı şeyi hatırlıyor sanki... Bir şehri, bir ülkeyi kurtarmak için direnen kalabalıkları. Esir düşen şehirleri... Zincirlerinden kurtulan şehirleri... Bu gördükleri İstanbul, o direnen İstanbul muydu? Kendini çirkinliğe, betona, yağmaya, ranta teslim etmiş bu İstanbul o eski İstanbul muydu? Attila İlhan sormuştu değil mi, "Bu şehir o eski İstanbul mudur?"
Hanedan devri sona ermiştir!
Bana anlattığına göre Vahdettin, Mustafa Kemal'in gerçekten memlekette faydalı şeyler yapabileceğine inanarak onu Ordu Müfettişliği'ne yollamıştır. Padişah Veliaht iken, Almanya'ya Mustafa Kemal ile birlikte gitmişti. Bu seyahat sırasında Mustafa Kemal, Almanya'nın durumu ve gelecek hâdiseler üzerine ne söylemişse, sonradan olduğu gibi çıkmıştı. Vahdettin'in kendisine güvenmesinin sebebi bu idi. Enver ve arkadaşlarının aleyhinde olduğunu da biliyordu.
Sayfa 387 - Pozitif
''Ben, bugün beş yıldızlı Amerika Generali; ülkesinin en yüksek askeri mevkilerine çıkmış, Güneşin Oğlu japon Mikado'suna, zaferin kararını tebliğ ve icra ettirmiş Douglas Mac Arhur'e; Hayatınızın en büyük nasibi nedir? diye sorarsanız vereceğim cevap kesinlikle şudur; Mustafa Kemal Atatürk isminde insanı tanımış olmak!... Bu bakımdan, onun dünyadan ayrılışının benim üzerimdeki etkisini bu ayrıcalıktan yoksun hiç kimseye anlatabilmem mümkün değildir.''
Sayfa 131 - Truva Yayınları
''Bunalıyorum, büyük bir ızdırap içinde bunalıyorum. Görüyorsun ya, her gittiğimiz yerde mütemadiyen dert ve şikayet dinliyoruz. Her taraf, derin bir yokluk, maddi manevi bir perişanlık içinde Ferahlatıcı pek az şeye rastlıyoruz, yazık ki memleketin gerçek yüzü bu! Bundan bizim günahımız yok, uzun yıllar, hatta yüzyıllar dünyanın gidişinden gafil bir takım şuursuz idarecilerin elinde kalan bu cennet memleket, düşe düşe şu acınacak hale düşmüş!... Memurlarımız daha istenen seviyede, kalitede değil. Çoğu görgüsüz, kifayetsiz ve şaşkın!...'' Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 126 - Truva Yayınları
''Eğer Türk insanı, kendi iç kaygılarından başka hiçbir şey için başını kaldırıp dünyaya bakacak durumda olmamışsa, hangi sıkıntılı aşamalardan geçtiği ortaya çıkar! Bunlar, o kadar buhranlı günlerdir ki, Gazı Mustafa Kemal Paşa gibi, bir deha, yenilmeyi hayatının hiçbir dönemine düşürmemiş bir insan bile.''
Sayfa 126 - Truva Yayınları
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.