TÜRKLER UYANDI ONLARI KİM DURDURABİLİR?
Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk ulusu ile yaptığı Türk devrimi eşsiz bir mucizedir.
O mucize Türk ulusunun makus tarihini değiştirecek mucizeyi bir sır ile yine kendi içinden o fikri savunan bir irade olarak bir ibret yaşatarak zulmü adeta felç eden bir çıkış ile başlamıştır.
Atatürk şöyle der; Türkleri uyandırmak zordur, uyandıktan sonra ise durdurmak olanaksızdır.
Bu sebeple halkı uyandıranın başını koparırlar diye rahatsız olan emperyalizm ve onlar adına kendini yetkili gören tüm işbirlikçileri dünyaya bedel o Türk'ü tehdit etmişlerdir.
Tanrı'nın gazabına uğrayan tehdidin başarı şansı yoktur.
Türkler uyanıyor.
İbretin bir sırrı da budur.
Durdurmak mümkün olmayacak.
Zalimler zaten kilit edildi.
Yaşattıkları zulmü yaşama süreleri Türklerin tam uyanış süresi ile eş değer bir zamanlı süreç olacak.
Önder Karaçay
Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Bu sözün anlamını aldığımızda milyonlarca insanımız ölecek, bir çok hata dönülmeyecek noktaya gelecek ve milletimizin hafızasından hiç çıkmayacak. Bir millet kalırsa...
Türklerin osmanlı devleti ve sonrasında Cumhuriyet tarihi ile birlikte üç yüz yıla yakın bir devrim tarihi var. Karşı yıkım çabaları ile engellenmiş olsa bile bugün yarım kalan devrimi sonsuza kadar yaşatacak muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak tarihi bir bilgi birikime sahibiz. Mustafa Kemal'in yakın tarihli bir örneği yoktu. Bizim böyle bir avantajımız var. Mustafa Kemal Atatürk'ün farkı tüm Türk tarihini ilmi sır farkı ile çok iyi biliyor olmasıdır. Dünyaya bedel O Türk, o sırrın devamı bir sırdır.
Önder Karaçay
ASKERLERİN İBRET İLE ALAKASI
Atatürk diyor ki;
Biz asker bir milletiz çünkü topraklarımız çok değerli.
Asker olmak illede silahlı kuvvetler içinde olmayı gerektir miyor?
Darbe mağduru (asker+sivil) biri olarak bütün askeri ve sivil darbelere karşıyım. İnsanlık ahlakına uygun değildir.
12 Eylül askeri darbesinin sonrası sivil darbe
İnsanlığı yaşatacak tek fikrin sahibi Mustafa Kemal Atatürk olup yeter ki onun adına, onun ismini kullanarak ve dini ve Tanrıyı karşı fikir olarak kullanarak sizi aldatanlara yetkiyi vermeyin.
O Türk'ün adalet ölçüsü hatırlatmak dışında bir talebi ve görevi yoktur. Beklentisiz bir makamda bu görevi yapmaktadır.
Doğru bilgiyi yaymak insanlık görevidir.
Gerisi insan olan herkese kalmıştır.
Önder Karaçay
MAHŞER TUFANI VE CANLI ÖLÜLER İBRETİ MESAJLARI
Hala emperyalizme reklam parası karşılığında tefeci zulmün desteği ile hizmet eden televizyonlar aracılığıyla merhametinizi kimse sorgulamasın diye mesaj verenlere şimdi merhamet dersi veren bir mesajla yanıt vereceğiz.
Madem mesajı anlamak istemiyorlar o zaman ilahi tecellinin karşısında biraz
“Bu kadar, kat’î âsâr-ı izmihlâl muvacehesinde aklı, feraseti, vicdanı olan adamların kendilerini aldatmalarına ihtimal verilir mi? Bu gibi adamlar filhakika, kendilerini aldatacak kadar ebleh olurlarsa onların mukadderât-ı memleketi idare etmelerine aklı eren, hakikati, fecaati görenler tahammül edebilir mi? Eğer bu adamlar hakikati biliyorlar ve kendilerini aldatmıyorlarsa milleti iğfal ederek koyun sürüsü halinde düşmanın pençesine tevdî etmeye canla, başla çalışmalarına ne mâna verilebilir?”
Sayfa 204 - Sadeleştirilmiş hâli yorumda.Kitabı okudu
"Ben siyasî meseleleri de askerî vaziyetleri gibi harita üzerinde mütalaa ederim."
- Mustafa Kemal Atatürk, 1924
Efendiler, camilerin kutsal kürsüleri, halkın ruhanî, ahlakî gıdalarına, en yüce, en verimli kaynaklardır. Dolayısıyla, camilerin ve mescitlerin kürsülerinden, halkı aydınlatacak, ona yol gösterecek kıymetli hutbelerin içeriğine, halkça öğrenme imkânını sağlamak, en önemli görüştür (Şiddetli alkışlar, bravo sesleri).
Kürsülerden halkın anlayabileceği bir dille ruhuna ve beynine seslenildiğinde, İslam topluluğunun vücudu canlanır, beyni temizlenir, inancı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur. Fakat buna göre, hutbe okuma şerefine erenlerin sahip olmaları gereken bilimsel nitelikler, değerli özellikler ve dünyanın durumunu anlamaları çok önem taşımaktadır.
Sayfa 36 - Kaynak yayınları
