Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Konya Mebusu Vehbi Efendi
Bir gün yine askerî eytâm ve erâmilîne âit bir kanun görüşülüyordu, fakat hükümetin bir an evvel öncelikle çıkarmak istediği ehemmiyetli bir kanun vardı. Bütün vekiller heyeti, hattâ Mustafa Kemal Paşa Meclise gelmişlerdi. Paşa ön sırada ve kürsüye yakın bir yerde ayakta duruyordu. O esnada görüşülen kanunun müzakeresinin kifâyetine dair bir takrîr verildi. Reis takrîri rey'e koydu, Vehbi Efendi söz istedi, reis kifâyet-i müzakere takrîrinin rey'e konulduğunu, ondan dolayı söz veremeyeceğini bildirince Vehbi Efendi dâhili nizamnâme mûcibince kifâyet aleyhinde söz istedi. Büyük salon kapısının yanından hareket ederek kürsüye yaklaşırken, Mustafa Kemal Paşa eliyle yolunu kesip: "Hocam mühim işimiz var, sözünden vazgeç" dedi. Vehbi Efendi, Paşa'nın kolunu tutarak: "Bu beytü'l-mâl meselesidir, konuşacağım Paşam!" dedi ve kürsüye çıktı, maksadını söyledi. İnancı ve kanaati hiçbir yerde sarsılmayan eski medrese ulemâsının o devirde canlı bir timsâli idi. Ulemâ-yı rüsûm denilen devlet hizmetindeki ulemâ sınıfı yumuşak ve müsâmahalı olurdu. Medreseden yetişen ulemâ, diğerleri gibi olmazdı. Onlar, yıllarca fodla ile imâret çorbasına eyvallah demişlerdi. "Mehâfetullah" (Allah korkusu), itikatlarının temelini teşkil ederdi.
Sayfa 81
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Türkiye'de bu gibi ciddi işleri layık olduğu ciddiyetle tetkik ve muhakeme, edebilecek ilim adamlarının mevcudiyeti gayri kabili inkârdır. Bizzat tanıdığım kıymetli tarih, lisan, içtimaiyat mütehassısları vardır. Fakat bu işi onlara havale edemezdiniz ve edememekte mazursunuz, ilme ilmi techil ettirmek, hakikate hakikat namına yalan söyletmek
Sayfa 25
Eslafınız zamanında Türk Ocak ve Yurtları Kürdistan kapılarına kadar gelmiş fakat henüz dahile nüfuz edememişlerdi. Sakarya zaferinden sonra Diyarbekir'li Ziya'nın, sizlere nazaran Ziya Gökalp'ın ocak ve teşkilatı bizzat meskat re'sini, vatan aslisini istilaya başladı. Kürdistan'ın büyük şehirlerinde Türk Ocak ve yurtları
Sayfa 25
İradenizin kuvvetiyle başa çıkarmak istediğiniz işin tatbiki kabiliyetini mukayese ederken yaptığınız hesapta yanıldınız. Evet, zannettiniz ki deniz içilmekle biter. Eslafmızın planını daha büyük bir şiddet, bir ünf ve sürat ile tatbike koyuldunuz. 1925 ihtilali patladı. Şeyh Sait merhumun askerleri Harput'u işgal, Diyarbekir'i muhasara ettiler. Genç cumhuriyetiniz tehlikeli, sar'alı ölüm dakikaları geçirdi. Yine en ön safta namaz kılmanız icab etti. İtiraf edelim ki üşenmediniz. Taksir etmediniz. Şeyh Said Cennet mekanı, İngiliz parası ve Ermeni akidesiyle hareket eden müslüman düşmanı bir mürted halinde gösterdiniz, ve biçare Kürtleri iğfal ettiniz. Kürtleri Kürtlere kırdırtmak suretiyle ve mühim fedakarlıklar pahasına hadisenin önüne geçtiniz. Salonlarından doğrudan doğruya darağaçlarına gidilen İstiklal Mahkemelerini Kürt mefkure-i milliyesine, Kürt istiklalcilerine açtınız. Bilmem bil iltizamını, yoksa bir tesadüf eseri midir? Diyarbekir İstiklal Mahkemesi heyetini bir sinema salonunda içtima ettirdiniz ve Kürt meselesinin bu kanlı filmini sureti mahsusada gönderilmiş aktörlerinize çevirttiniz. Hadisede hiç medhali olmayan birçok kimseleri yalnız Kürt oldukları için kanlı filminize kurban ettiniz. Mazlumiyeti cezalandırdınız. Mamafi sunuda itiraf eylemeliyim ki milletlerine hıyanetle size hizmet eden "kardeşim, ... ağa" ların bir çoğunu da sinema salonundan dar ağaçlarına göndermek suretiyle bizler hesabına icrayı adalet ettiniz. Bu haraketinizi Kürtlüğe hizmet şeklinde kaydelemekliğime müsade buyurunuz.
Sayfa 22
Reklam
Siz ve eslafınız Türkçülüğünüzle ne yapıyorsunuz? Birçok ecnebi unsur ve milletleri getirip Türk ırkına karıştırıyorsunuz. Bu suretle Türk ırkını muhtacı ıslah yani madun unsur ve diğerlerini ıslah edici yani ali unsur yapmış oluyorsunuz. Eminim ki Türk milleti bu hakikati itiraf ettiği gün size bu günahı af edemiyecektir. Mevzuya avdet edelim: Bu tarzdaki Türkçülük hareket ve teşebbüsleri gayri Türk unsurları isyan ettiriyor ve onlara Türk olmadıklarını ve hakiki milliyetlerini daha ziyade hissettiriyordu. Bu his her hizbin milli cereyanına kuvvet ve şiddet veriyordu. Türk milliyeti içinde halledilmek istenilen diğer milliyet ve unsurlar bilakis Türk milliyetinden uzaklaştırılıyordu.
Sayfa 18
Birinci ikiliği Sevr muahedesini parçalamak ve memleketin vahdetini temin eylemek suretiyle ortadan kaldırdınız. Yıkılan İmparatorluğun yerine Cumhuriyeti ikame ettiniz. Ancak birinci ikiliği muhaliflerinizin kanun dairesinde muhalefet haklarını tanıyarak ve onları muhalefetlerinden dolayı tecziye ederek bertaraf etmek var iken böyle yapmadınız. Muhaliflerinizin bir kısmını beyneddüvel bir ahd ile vatandan icla ettiniz. Diğer kısmı ise kendiliğinden terki vatan eyledi. Bu muhaceret bu satırların yazıldığı ana kadar devam eylemektedir. Bu suretle birinci ikiliği izale ederken takip edilen tarzı hareket bu ikinci ikiliği meydana getirdi.
Sayfa 11
Böcüzâde Süleyman Samî'nin anılarından
" Öte yandan Anadolu son derece sahipsiz ve vakimsiz duruma düşmüştü. Vergi tahsil etmeye gelen memurlar sık sık keyfi hareket ediyordu. Savaşlar nedeniyle genç erkek nüfus Yemen'e, Karadağ'a ve Girit'e gönderildiği için geride kalan yaşlılar tarlalara yetişemiyordu. Sarayın Ramazan ve bayram günleri de tahsisatı için büyük paralar gerekiyor ve halk bu tahsisatı sağlamada güçlük çekince kimileri hapse atılıyordu. Böcüzâde anılarında o günleri anlatırken " Çok zaman gözyaşları dinmez, para darlığı bitmez oldu" diyordu.
Sayfa 24 - MasakitapKitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
Birlik, Beraberlik ve Bütünlüğün İradesi Her Silahtan Üstündür İsrail terör örgütü Amerikan emperyalizminin şımarık çocuğudur. Bu şımarıklığın bedelini de yok olarak ödeyecekler. Bunun gerçekleşmesi için ülkemize düşen görev şudur; Bu suç ve özellikle soykırım şebekesinin çıkarına faaliyet gösteren ne kadar şirket varsa hepsinin ticari
Reklam
22 Aralık'ta Sivas'tan hareket eden Mustafa Kemal Paşa, 24 Aralık'ta Kırşehir'e geldi. 38 yaşındaki Mustafa Kemal öğrenciler, öğretmenler ve yerel bir gençlik derneği ile beraber oldu. Onlarla konuştu, akşam yemeği yedi. Buz gibi hava vardı dışarıda. Valinin evinden çıkınca bir kalabalığın kendisini beklediğini gördü. Topluluk coşkuluydu. Kalabalığa konuşmak istedi. Gençlik yıllarının esin kaynağı olan vatansever Osmanlı şairi Namık Kemal'in çok bilinen dizeleri aklına geldi. Dizeleri okudu: "Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini, Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini (kara bahtlı annesini)." Sözlerine devamla; ulusun yüreğinden başka bir Kemal çıktı dedi ve ekledi: "Vatanın bağrına düşman dayasa da hançerini, Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini." Aslında Namık Kemal'in şiirini ve kendi naziresini Ankara'da okuyacaktı. Ancak Orta Anadolu'nun yoksul bir yayla kasabasında gördüğü coşkulu kalabalık karşısında dayanamamıştı.
Sayfa 258 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Mustafa Kemal'in 15 Mayıs 1919 günü Sultan Vahdeddin ile yaptığı görüşmede, Vahdeddin'in Mustafa Kemal'e söylediği şu sözler bugüne kadar süren bir tartışmaya neden olmuştur: "Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!" Vahdeddin'in bu sözlerini duyan Mustafa Kemal de ciddi şekilde şaşırmış ve hayrete düşmüştür. Hatta ilk
Sayfa 219 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Irak Cephesi'nde ise Basra'ya çıkan İngiliz kuvvetleri 22 Ekim 1915 sabahı kuzeyden kuşatıcı şekilde taarruza geçmişti. 51. Türk Tümeni'nin karşı taarruzu karşısında ise geri çekilen İngilizler, Kut'ül-Amâre mevziinde savunmaya karar vermişlerdi. İngiliz kuvvetlerine komuta eden General Townshend hatıra defterine şu cümleyi
Sayfa 79 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu'nu 1. Dünya Savaşı'na sokan kişilerin başında Enver Paşa'nın geldiği ileri sürülebilir.20 Ortada bir de gerçek vardır: Başta Sadrazam Said Halim Paşa olmak üzere hükümetteki birçok kişi, Osmanlı İmparatorluğu'nun mümkün olduğu kadar tarafsızlığını korumasına gayret göstermişlerdir. Almanya'nın savaşı
Sayfa 30 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
595 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.