Birlikte yaşamı paylaşmak, birbirinizi yaşamak için evleniyorsanız, müstakbel eşinizle paylaştığınız değerlerin farkında olmak önceliğiniz olmalıdır. Bu evlilikte siz kendiniz olarak var olmayı ve eşinizin de kendisi olarak var olmasını, yani BİZ olmayı önemsiyorsanız değerlerinizin uyum içinde olması şarttır.
Sayfa 147Kitabı okudu
Bir lahza, ölünün de yanımızda olduğunu düşündüm. Hepimiz, sırtımızda ve elbisemizin altında, gözlerimizin içinde bir müstakbel ölü gezdirmiyor muyduk? Bir zaman için kendi ölüsünü görebilecek, seyredebilecek bir yaradılışta olsaydı da bu ölü kalkıp ölüsüne baksaydı, herkes gibi biraz sararacak ve etrafındakilere: -Bugün yemek yiyemeyeceğim, diyecekti.
Sayfa 32
Reklam
Mustafa Kemal, tarihin başlangıcında Orta Asya'dan doğan ve batıya, müstakbel anayurda doğru gelişen Türk ilerleyişinin tarihini yeni baştan yazmak üzere, memleketin bütün tarihçilerini, fikir adamlarını topluyordu. Gazi bu ilim adamlarına, milli tarihin safhalarını açmalarını, uzak Asya yaylalarından başlayarak Akdeniz sahillerine giden yolları kahramanca açmış bulunan Türk Milletinin hakiki mefahirini bütün dünyanın gözü önüne sermelerini emrediyordu. Bu ilim adamları, o milli yürüyüşü o kadar açık göstermeleri lâzımdı ki, Türkçe bilen bir insan bu tarihi okuyunca, Akdeniz'den başlayarak yalnız Orta Asya'da Altay Dağları değil Moğolistan sınırına kadar, Türklerin kahramanlıklarla dolu mazisini görsün, anlasın… Bu yeni tarih yazılmıştır. Ve genç Türkiye, artık batı tarihlerinin, Doğu'nun bu âsil ırkı hakkında vermiş olduğu hükmü yalan çıkarabilecektir.
Sayfa 214 - Tercüman GazetesiKitabı okudu
Hediyelik eşya mağazası gibi bir çanta
Yurtdışı konferanslarında da hediyeleşmeyi hiç terketmezdi. Sokakta dururken bir an durur, cebinde ne varsa dağıtmaya başlardı. Bazen kürsüde cemaate, küfür merkezlerini dağıtacak müstakbel İslam ordusu’nun bombardımanını anlatırken cebinden bir esans yada teşbih çıkartır, onu cami içerisinde birine atarken, “ işte o bombalarbu tesbih gibi hedefine ulaşacak” derdi; hem hediyeyi gönderir, hem de o anı yaşatırdı. Abdülmetin Balkanlıoğlu
Sayfa 95 - HükümKitabı okudu
...hepimiz, sırtımızda ve elbisemizin altında, gözlerimizin içinde müstakbel ölü gezdirmiyor muyduk? bir zaman için kendi ölüsünü görebilecek, seyredebilecek bir yaradılışta olsaydı da bu ölü kalkıp ölüsüne baksaydı, herkes gibi biraz sararacak ve etrafındakilere: —bugün yemek yiyemeyeceğim, diyecekti.
Doğru zamanda doğru kitabı secmek !
Müstakbel bir ayrılık sizi bizden çabucak ayıracakmış ... Hiç mi umursamaz oldum ben gururumu ?
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.