Arabi:
"Bu Mutlak'tır. Mutlak olandır. Gerçek olan ya da Mutlak Gerçek'tir. Bu Hak'tır. Gerçek denilen şey, yalnızca bir rüyadan ibaret olmakla birlikte, büsbütün de vehim değildir. Bu ise, Mutlak Gerçek'in, yani Hakk'ın özel bir görünüşü, kendi zuhurunun özel bir biçimi, bir tecellisidir. Bu, fizikötesi temele dayanan bir rüyadır."
Sayfa 29 - Rüya ve GerçekKitabı okuyor
"Sen hayalinde zannediyorsun ki bu âlem kendi başına buyruk, kendi kendine oluşmuş bir gerçekliktir, Hak'tan yani mutlak ve tek gerçekten ayrı bir varlıktır. Bil ki, senin kendin de bir hayalsin. Akıl yolu ile idrak ettiğin her şey bir hayaldir. Tek gerçek ise Allah'ın kendisidir. Rüya, vehim ve hayal değersiz ya da yanlış şeyler değillerdir. Fakat birer remiz oluşa delalet etmektedirler."
Sayfa 28 - Rüya ve GerçekKitabı okuyor
Sanatın mutlağın temsili olması, sanatın tikel güzel şeyler vasıtasıyla kendinde mutlak olarak güzel olanı temsil etmesi fikrinde yatar, yani mutlağı ortadan kaldırmaksızın mutlağın sınırlamada temsili olması fikrinde yatar. Bu çelişki ancak tanrıların idealarında çözülür, öyle ki tanrılar, kendi dünyalarının ve mitoloji olarak adlandırdığımız poetik bütünselliğin tamamlanmış gelişimi dışında, bağımsız gerçek nesnel varoluş kazanamazlar.
Sayfa 37Kitabı okuyor
