"Mutluluğun peşinden koşarak yakalayamazsın,zira seni neyin mutlu edeceğini önceden bilmen mümkün değildir.Bunun yerine,en çok ilgini çeken şeyi yap, böylece mutluluk hakkında hiçbir şey bilmesen de mutlu olacaksın."
Her zaman söylenir, hemen herkes bilir; güler yüz sadakadır. Trafikte yol vermek de sadakadır; adama yol veriyorsun, zaman kazandırıyorsun, bir ferahlık duyuyor. Alışkanlık hâline getirmeli, bir şey vermeli; selam vermeli, yol vermeli, sadaka vermeli, güler yüz vermeli... Birinin gönlüne bir sürur, bir neşe kondurduğun zaman ondan fazla sen mutlu olacaksın, emin ol. Verdiğin şeye senin ihtiyacın daha fazla. Aslında sen kazanıyorsun verince. Ama ilk anda öyle hissedilmiyor işte, imtihan da orasında zaten.
"Alışkanlık haline getirmeli, bir şey vermeli; selam vermeli, yol vermeli, sadaka vermeli, güler yüz vermeli... Birinin gönlüne bir sürur, bir neşe kondurduğun zaman ondan fazla sen mutlu olacaksın, emin ol."
Ey ıssızlığın kenarında bekleyen kalbim...
Kendini değer bilmezlerin dünyasında yalnızlığa mahkum etme.
İnsan denen zayıftan mükemmelliğin fotoğraflarını görmeyi bekleme.
Ve sorma kendini kendine ki duyguların sana yüzünü farklı göstermesinler.
İçinde olana bak, başkalarının içine girmeyi denemektense.
Dışında olandan kaç, başkalarının dışı seni esir almadan.
Yürü yanıp tutuşsan da alevleriyle ihtirasın ve o alevleri ölümün seni kollarını alacağı sonsuz anının yağmuruyla söndür.
Unutma ki seni olgunlaştıracak bir sevginin kollarında yansan da yanmasan da toprak olacaksın ve bir gün toprak yeniden sen olacak.
Yan öyleyse...
Öyle bir yan ki tanıyamazsın seni görenler.
Öyle biri yan ki anlayamazsın insanlar neden ve ne için yandığını.
Yan ve yak gönüllerde bir meseleyi sonsuza değin.
Ne insanlar seni mutlu edebilir ne dünya...
Her şeyin sahibine yaklaşabilirsen sen sen olabilirsin.
Gerisi sadece bir rüya...