Her imge mutlaklığında insan bilincini, duyarlılığını, kimliğini felç edici bir şey vardı. Bu mutlaklım düşüncesi, sürekli bir sorgulamanın dışına sürüyordu insanı. Ne var ki, öteki türlü de bambaşka bir mutsuzluk kaynağı oluyordu. İlkçağdan bu yana bilmek, biraz da lanetlenmek değil miydi?
Sayfa 11