Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müverrihhane

304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Türk'ün Türk'le Savaşı: Asya'dan Anadolu'ya Türkler Arasındaki İktidar Mücadelesi" adlı eser, Türk tarihin pek de irdelenmeyen bir kısmına odaklanmış. Kitap, Türklerin yüzyıllar boyunca kendi soydaşlarıyla giriştiği iktidar mücadelelerini ele alarak, bu konuda ilk kez bir araya gelen, her biri kendi alanında uzman 16 tarihçinin katkılarıyla zenginleştirilmiş. Mevcut tarih çalışmalarından hem metodolojik hem de içerik olarak ayrılan bu değerli eser, Türk tarihinin içerisindeki ayrışmaları, önemli dönüm noktalarını ve yeniden doğuşları, detaylı bir şekilde incelemiş. Hem genel bir okuma sunan hem de daha derinlemesine bilgi edinmek isteyen okurlar için başlangıç noktası niteliğindeki bu eser, alanında dikkat çekici bir başyapıt. Tarih meraklıları için kaçırılmaması gereken bu kitap, Türk tarihinin karmaşık iç çatışmalarını ve dinamiklerini anlamak isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynak olmaya adaydır. Çalışmadaki değerli isimleri bir araya getiren editörlerden biri olan Mesut Karakulak hocamızla yaptığımız söyleşide, kitabın oluşma sürecini ve aldığı tepkileri konuştuk. Çalışmadaki değerli isimleri bir araya getiren editörlerden biri olan Doç. Dr. Mesut Karakulak hocamızla yaptığımız söyleşide, kitabın oluşma sürecini ve aldığı tepkileri konuştuk. İlgililere duyurulur.
Türk’ün Türk’le Savaşı
Türk’ün Türk’le SavaşıKolektif · Kronik Kitap · 202313 okunma
Reklam
171 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931
Türkiye’deki kadın hakları mücadelesinin daha bebek adımlarını attığı dönemde Türk kadınının sesi olarak ön plana çıkan Nezihe Muhittin’in mücadelesini ve 1931 yılı itibarıyla genç Cumhuriyet toplumundaki Türk kadınının yerini konu edinen “Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931” adlı bu eser, Türk modernleşme sürecinde kadınların oynadığı rolü
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931Ayşegül Baykan · İletişim Yayınları · 20099 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Prens Sebahattin: Osmanlı’dan Cumhuriyete Aykırı Bir Prens
Türk tarihinde "prens" ünvanını kullanmış olan tek kişi, ismiyle maruf Prens Sabahaddin'dir. Onun hakkında şimdiye kadar birçok söz söylendi, birçok eser kaleme alındı. Şimdi bunların arasına yeni bir kitap daha eklendi, fakat bu sefer Prens Sabahaddin yazımına farklı bir soluk getirecek kadar iddialı bir kitapla karşı karşıya olduğumuzu söylemeliyim. Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü'nün kaleminden çıkan Prens Sabahattin biyografisi, şimdiye kadar Prens hakkında yazılan kitaplardan özellikle Sabahaddin'i yalnızca sosyolojik bir unsur yahut Meşrutiyet ve Millî Mücadele dönemlerinin siyasi figürü olarak ele almayarak ayrışıyor. Güllü'nün büyük bir disiplin ve titizlik ile kaleme aldığı bu biyografide Prens, ana kaynaklar gözetilerek hayatı ve etkileri bakımından etraflıca incelenmiş. Tarihimizdeki en aykırı kişilerden biri olan Prens Sabahaddin'i merak edenler için başucu niteliğinde olacağını düşündüğüm bu kitabı, sizin için inceledim.
Gölgede Bir Lider
Gölgede Bir LiderRamazan Erhan Güllü · Ötüken Neşriyat · 20232 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Millî Mücadele Serisi ile yazım tarzına aşina olduğumuz Selim hocanın, seriyi edebî yönden de tamamlama gayreti içinde olduğunu düşündüğüm tarihî romanı Hain’i okudum. Özellikle dönemin sosyo-kültürel yapısını, kurgu içerisine başarılı şekilde yedirmesini ve işgal altındaki İstanbul tasvirini oldukça beğendim. Romandaki mekân ve yol tarifleri ise zaten Selim hocanın uzmanlık alanı, buna kim ne diyebilir ki? Keyifle okudum, sizlere de tavsiye ederim.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023162 okunma
·
Puan vermedi
Dün gece, Şaban Teoman Duralı Hoca’dan başlayıp da sonunu getirmekte oldukça zorlandığım bu kitap hakkında sizlere birkaç şey söylemek istiyorum. Kendisine hürmetim vardır, ancak bu çalışmada tarihî açıdan yapmış olduğu gereksiz yorumlarla birlikte, kaynakça kullanışındaki yanlışlıkları görmek beni açıkçası çok yordu. Kafamda belki de farklı bir kitap okuyacağımı tasavvur etmiştim, bilmiyorum. Felsefi açıdan Türklük şuuruna dair daha farklı yorumlar yapmasını bekliyordum belki de. Okuyanların fikirlerini de almak, üzerine istişare yapmak da isterim elbette ama ne yazık ki benim sevmediğim kitaplardan biri oldu.
Omurgasızlaştırılmış Türklük
Omurgasızlaştırılmış TürklükŞ. Teoman Duralı · Dergah Yayınları · 2013221 okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Eğer bir gün Nilgün Marmara’yı merak ederseniz, ‘onu anlatan bu kitapla başlayın’ derim. Çünkü; intiharı ve onun sanılan dizeleriyle anan kuru kalabalıktan olmamak için, bunu ona borçlusunuz. Ayrıca, Nilgün’ün hikayesi doğuşuyla da değil, Sylvia ile tanışmasıyla başlamış ve kaçınılmaz bir benzerlikle son bulmuş. Sanırım bir insanı en çekilmez hale dönüştüren şey de anlaşılmamaktır. Bu kadınlar anlaşılmamış ve yaşamaya dayanamayıp dünya sürgününü tamamlamışlardır. İyi ki bu dünyadan Sylvia ve Nilgün geçmiş.
Nilgün Marmara
Nilgün MarmaraBetül Şükür · Destek Yayınları · 2021247 okunma
·
Puan vermedi
Gülseren hanım bu kitabında, danışan mektupları üzerinden ya da küçük hikayeler ile kendisini ve gündemdeki kadın cinayetlerini anlatmış. Tüm kitaplarını dinlediğim için çoğu yer -kendini anlattığı- tekrar gibi oldu. Kitapları arasındaki en heyecansız, tekdüze dinlediğim kitabıydı. Uzun uzadıya iyileşme hikayeleri de yoktu. Toplumsal çöküşümüze odaklanıp pandemi sürecinin yarattığı etkilerden bahsediyor. Yani çoğumuzun günlük hayatta yakındığı şeyleri tekrar etmiş. Dinlediğim için sıkıntı yok ama kitabı alıp okumaya kalksaydım zaman kaybıma üzülürdüm.
Hayatın Sesi
Hayatın SesiGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 20221,493 okunma
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bu kitap gerçekten çok başarılı. Ahmet hocanın öğrencileri, asistanları tarafından hazırlanan sorularla Türk Dünyası uzmanlarıyla yapılan söyleşilerden oluşmakta. Fakat buradaki söyleşiler, Nehir Söyleşi olarak hazırlanmaya çalışılmış ve kişi sayısı fazla olduğundan da yeterince derine inilememiş. Kitabın tasarımı böyle olduğu için yeterli sayılır. Umuyorum ki tüm hocalar ile daha ayrıntılı müstakil çalışmalar yapılır ve daha çok feyz alabiliriz.
Türk Dünyası Uzmanlarıyla Söyleşiler
Türk Dünyası Uzmanlarıyla SöyleşilerAhmet Kanlıdere · Ötüken Neşriyat · 20225 okunma
324 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Tehlikeli Kitaplardan Olmuş!
Kitap bitti ama ilk izlenimim değişmedi. Öncelikle kitabın amaca hizmet ettiğini söyleyebilirim. Aynanın öteki tarafını aktarmayı amaç edinmiş ve devrik sultan açısından bakan bir üslupla kaleme alınmış. Tabi bu da dolaylı yoldan, sürgündeki sultanın ve mahiyetinin sağlığından sorumlu Tabip Atıf Hüseyin Bey ile sultanın diyalogları üzerinden aktarılmış. Bir nevi söyleşi dinletisi. Tarihi gerçekliği bakımından sağlam olsa da yorumlama kısmında oldukça yanlı davranıldığını söylemeliyim. Sonuç üzerinden yapılan yorumlar elbet tabii farklı olacaktır fakat üzerinde ara ara durulan ama devrik sultanın cevap vermekte en ketum davrandığını gördüğüm şey de istibdat oldu. Okuyun, kendinize göre yorumlayın derim. Ama tehlikeli kitaplardan olmuş. Yani döneme dair yorumlama yapamayan bir okuru çok da güzel yönlendirir. Livaneli cidden bu işi biliyor. Zeki adam vesselam. Her yazdığını okurum. Edebiyat da böyle bir şey ne yapalım?
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,7bin okunma
517 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Hemen fikirlerimi küçücük yazıp ikinciye geçiyorum. Öncelikle ilk belirtmem gereken şey kesinlikle Metin üstadın postmodern roman tekniklerini şahane kullanması olmuş. Cidden tüm kitapları arasındaki olgunluk eseri diyebilirim. Yapısı iki ana bölümden oluşuyor ve ilk bölüm bilinçli şekilde durağan tasarlanarak olay örgüsü sindirilmek istenmiş. Ayrıca okuduğumuz roman bir yandan ‘Ayhan Işık’ adlı bir yazar tarafından da eş zamanlı olarak yazılmakta. Durağanlığın içinde gizem var. İkinci bölümde sırlar açığa çıkarak kitabın son kısmında hiç beklenmedik yerden ana felsefe verilmeye çalışılmış. İşin özü bu kitap da diğer çoğu kitabı gibi tam bir yazım atölyesi. Eğer bende bir roman yazayım, bir şeyler karalayayım ya da roman nedir sorusuna cevap aramaktayım diyorsanız
Metin Savaş
Metin Savaş
‘ı okuyunuz.
Baykuşlar Geceleyin Öter
Baykuşlar Geceleyin ÖterMetin Savaş · Ötüken Neşriyat · 201958 okunma
Reklam
344 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Eğer bu kitap bir kişisel gelişim kitabı olsaydı okuyamaz, sıkılırdım.
Kitapta ele alınan tüm mevzuların yazılış tarzı çoğu yerde okuduğumuz, duyduğumuz ya da tekrar tekrar bizlere sunulan kadın-erkek ilişkisine dair bilgilerdi. Fakat yazarı Selda Terek hanım, tüm bu bilgileri roman olay örgüsünde bir güzel yedirmeyi başarmış. Altı terkedilmiş kadın hikayesini, çektikleri acılarını ve gelişimleriyle birlikte bizlere sunmuş. Kitabın mottosundaki ‘Karşı Penceredeki Kadın Ol’ yani ‘arzulanan kadın ol’ kısmı aslında kafama yattı. (Sadece anlatım içerisindeki bazı kelime seçimlerine takıldım. O kadar da olsun.) Kısacası kitap; çoğu zaman karşımıza çıkan tüm sıkıntıların kendimize has tarzımızın ve hayırlarımızın olmamasından kaynaklandığını, düzeltmeye ise içten başlanması gerektiğini anlatıyor. Kitabın baş kişisi Meyra’nın hayat çizgisinde şekil alan hikayeler ise akıp gidiyor. Bence çoğu kadının bu hikayeleri dinlemeye ihtiyacı var. Kadın - erkek ilişkisine dair kurgulu okuma yapmak isteyenlere önerebilirim.
Karşı Penceredeki Kadın
Karşı Penceredeki KadınSelda Terek · Destek Yayınları · 2020164 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İhsan Çankaya’ya ait Şener Büyüktürk’ün Sergüzeşti’ni geçtiğimiz hafta dinlemiştim. Yazarın ilk romanındaki bu anlatımda, Yusuf Kemal Şener bir Divan Edebiyatı uzmanı Türkolog olarak karşımıza çıkıyor. 1950’li yılların tarihini dekor olarak kullanarak, eşcinsel bir akademisyenin hayatına ışık tutuyor. Özellikle divan edebiyatında yer alan ve cinsellikte farklı arayışlarda olan üstadlardan alıntılar yapması benim için epey farklı bir okuma deneyimi oldu. Romandaki Yusuf, 1860’da zina üzerine öldürülen bir kadının gerçek hikayesini yazar ve eşcinselliğe yönelik bir takım düşüncelerini burada yansıtır. Kendi aşk hayatında ise öğrencisi Aleko ile yaşadıkları, bir yandan evlilik hayatı ve memleket meseleleri. Herşey kaostur. Aslında kitapta baştan sona cinsel seçimlerin özgür olması gerektiği ve Divan edebiyatından verdiği örneklerle olağanlaştırılmaya çalıştırılması ön plandaydı. Sevdim mi? Edebî açıdan oldukça doyurucuydu. Sevdim! Düşünce mi yansıtır mı derseniz eğer, karakterlerin her düşüncesine katılacağız diye bir şey yok değil mi?
Şener Büyüktürk’ün Sergüzeşti
Şener Büyüktürk’ün Sergüzeştiİhsan Çankaya · İthaki Yayınları · 202121 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Oya Baydar’dan okuduğum (dinlediğim) ilk kitaptı. Açıldıkça açılan, okudukça istemsiz sürüklenen bir yapısı vardı. Roman anlatıcıları üç kişiden oluşuyordu; bir müzik divası (operacı), ona sonsuz hayranlık besleyen toplayıcısı (koleksiyoncu) ve divanın kızı Arya. Her üç şahsında kendini tanıma yolculuğunu, hayatın muhteşem görüntüsünün karlar altında kalan o pususuna odaklanıyordu. Ayrıca olayların dönüp dolaşıp 1936-38 Dersim Olaylarında kesişmesi de oldukça ilginçti. Bir nevi coğrafyamızın zenginliği, acılarımızın da nedenidir mesajı veriliyor ama bunun gayet tabii olduğunu savunuyordu. Çok farklı bir hikaye dinlediğimin farkındayım. Ama Sevdin mi, orasını kestiremiyorum… Tekrar Oya Baydar dinler miyim? Anlamak için evet.
O Muhteşem Hayatınız
O Muhteşem HayatınızOya Baydar · Can Yayınları · 2020784 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Sezai Karakoç son şiir kitabı olan Alınyazısı Saati’nde, tüm dünya müslümanlarına dertleniyor ve İslam şehirlerini betimliyor. (Betimlemeler şahaneydi.) Yalnız betimlerler, bu günün değil de dünya cehennemine düşmeden önceki halleridir. Çünkü; Batı eksenine düşerek İslam medeniyetlerin ölümü gerçekleşmiş ve tek kurtuluş uyanmaktır/diriliştir der. Kitabın son bölümünde yer alan Ateş Böceği Bir Meşaledir’de ise “Tanrı boş yere bir şey yaratmamıştır Anlayan için muştucu duyan için uyarıcı.” diyerek dirilişin yönteminide vermiştir.
Alınyazısı Saati - Şiirler IX
Alınyazısı Saati - Şiirler IXSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 1989864 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Şöhretinin hürriyetine gölge düşürmesinden korktuğu için, geri planda yaşamayı seçmiş olan Safiye Erol, ne yazık ki edebiyatımızın unutulan isimlerinden olmuştur. Bir nevi tercih edilmiş inzivaya çekilme hali de diyebiliriz aslında buna. Ama zamanın işlemesi ve Kubbealtı Yayınları tarafından tekrar neşredilmesiyle, bu gizli cevherimiz gün yüzüne tekrar zuhur ediyor. 🪶Daha öncede belirttiğim gibi çoğu okur arkadaşım gibi bende H.N.Atsız’ın meşhur Ruh Adam romanında geçen bir diyalog sayesinde Safiye Hanımın ismini duymuş ve Ciğerdelen’e başlamıştım. Aradan yine zaman geçti ve Taner Ay’ın “Edebiyatımızda Unutulanlar ve Kaybedenler 1” adlı titiz çalışmasında Safiye Hanıma ait bölüme denk gelince, kesinlikle külliyatını da bitirmeliyim demiştim. Sonuç ise ortada. Kitaplarını çoktan tamamladım. Şimdi de vakit bulmuşken okumaya başladım. Emin olun çoğu yazardan alamayacağınız edebi lezzeti, Safiye Hanımın satırlarında bulacaksınız. Aşkı tasvir edişi, birkaç sayfada o büyük sızıyı iliklerinize kadar hissettirmesi ve metnin altındaki manevi derinliğiyle, alışık olmadığımız cinsten etkisi altına alıyor. Eğer Safiye Erol külliyatına bende başlamak istiyorum diyorsanız, Leylâk Mevsimi sizin için doğru bir başlangıç olacaktır. Çünkü; birkaç sayfada gerçek hikaye nasıl yazılırın cevabını verip, romanlarına hafif bir geçiş yapmanızı sağlayabilir.
Leylak Mevsimi
Leylak MevsimiSafiye Erol · Kubbealtı Neşriyatı · 2010146 okunma
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.