Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Nadir Nadi " Kendi Kafasıyla Düşünmek "
... Takma göz, iğreti kol, parmaksız el bütün uzvi kusurları kalbimiz burkularak merhametle, şefkatle ve ıstırapla seyrederiz." Üzerinde âriyet bir şey taşımak, bütün ömrünce onunla yaşamak ne feci!" diye söyleniriz. Halbuki kendi kafasıyla düşünmeyerek şuradan buradan toplanmış kırpıntı fikirlerle geçinen zavallıları hesaba bile katmayız. Çünkü kuvvetli bir gövde üzerinde, yağma edilmiş bir banka kasası gibi bomboş duran kafalar, bizi alakadar etmez...
Reklam
Yaşar Kemal'in omzunda heybesiyle köyden kente geldiği gün... Cebinde Abidin Dino'nun tavsiye mektubuyla doğruca Ankara'da Nurullah Ataç'ı aramıştı. Daha sonra İstanbul'a yollanacak, Cumhuriyet'in başyazarı Nadir Nadi'nin kapısını çalacaktı. Cumhuriyet'e röportaj yazarı olarak girmiş ve ellili yıllarda ses getiren, bugün de hâlâ lezzetle okunan dizi yazılara imza atmıştı. Röportaj yazarlığıyla kalemini bileyecek, ardından yayımladığı roman ve hikâyeleriyle Türkiye edebiyatının kilometre taşlarından biri olacak ve kitapları Batı dillerine en fazla çevrilen yazarlardan biri olacaktı. Necati GÜNGÖR İnsan, evrende gövdesi kadar değil, Gönlü kadar yer kaplar... Yaşar KEMAL
Bir Anı Sekiz-on yıl oluyor, bir gün Ankara’da Ulus meydanından yürüyerek istasyon doğru iniyordum. Ankara Palas’ın bahçesine köşe ya pan sokağı geçtikten sonra arkamda bir gürültü duydum. Polis mi jandarma mı, şimdi hatırlayamıyorum, herhalde düzen koruyucu bir vatandaş, fakir giyimli bir köylüye çıkışıyor, Ulus meydanına gideceğini söyleyen biçareyi “Buradan olmaz, dolaşacaksın!” diye sokağa doğru itiyordu. Ortalıkta bir tören hazırlığı filan da yoktu. Bana dokunmayan polis memurunun köylü vatandaşa reva gördüğü mu ameleyi emir vermek sevdasına yordum ve geçtim. Zaten köylü de fazla ısrar etmemiş, “lâ havle” çeker gibi ellerini kaldırarak gerisin geriye arka sokağa dönmüştü. Polis memurunun ukalâlığı tuhafıma gittiği için hadiseyi, ilk rastladığım dostlara anlatmaktan çekinme dim. Meğer polisinki ukalâlık falan değilmiş. Fakir ve hırpani kı yafetli vatandaşların Türkiye Büyük Millet Meclisi önün den geçmeleri yasak edilmiş imiş. Orada vazife gören polis memurlarına ve jandarmalara bu hususta sıkı emir verilmiş imiş... “...Sahte bir gösteriş hevesini doyurmak için vatandaş haysiye tini zedeleyici emirler vermekte mana var mıdır?” Nadir Nadi, Uıjarmalar, Cumhuriıjet y., İst., s.33
Yunus Nadi ve Cumhuriyet Gazetesi'nin Kuruluşu
Cumhuriyet Gazetesi, Yunus Nadi ve Zekeriya Sertel tarafından 8 Mayıs 1924’te kurulmuştur. Bir süre sonra Sertel’in ayrılmasıyla birlikte gazete Yunus Nadi’nin mülkiyetine geçmiştir. Gazete kadrosunda Abidin Daver, Vedat Nedim Tör, Muharrem Feyzi Togay, Mümtaz Faik Fenik, Nadir Nadi ve Doğan Nadi yer almaktadır Süleymaniye Medresesi’nde okuyan, Galatasaray Lisesi ve Hukuk Fakültesi’ni bitiren Yunus Nadi, İttihat ve Terakki’nin son yıllarında, İstanbul’da Yenigün gazetesini yayınlamış ve Milli Mücadele yıllarında gazetesini Ankara’da çıkarmaya başlamıştır. Nadi, cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul basınının muhalefetine karşı Atatürk’ün isteği üzerine gazetesini İstanbul’a taşımış ve Cumhuriyet adıyla bu şehirde yayınlamaya başlamıştır. Yunus Nadi, altıncı döneme kadar Muğla milletvekilidir.
Batı ile savaşıyorum. Oysa onların nazarında tek değerim: batılı olmak. Attila solda kalmalıydın diyor. Hangi solda? İlerici düşünceye istikamet veren son derece mürteci üç organ var: Cumhuriyet, Varlık, Türk Dili. Cumhuriyet, kurulduğu günden beri tefekkürü felce uğratmağa memur. Kurulu düzenin gerçek koruyucusu. Genç dikkatleri eski fetihlere çivileyen sahte bir ilericilik. 1974′te Atatürkçü. Varlık, Cumhuriyet’in aylık nüshası. Aynı fikir sefaleti, aynı namussuzluk, aynı sahtekârlık. Nadir Nadi ile Yaşar Nabi ikiz kardeştirler. Reculiyetten, samimiyetten mahrum iki harem ağası. Memlekette düşünen insanın türeyememesi bu iki düzenbazın marifetidir. Bu iki düzenbaz belli emellerin temsilcisi, yani fert değil lejyon. “Ortadoğu” bir meçhuldür. Kötü bir meçhul. Ama meçhul. Ortadoğucularla bir miktar yol arkadaşlığı yapılabilir. Cumhuriyet ve Varlık kuruluşundan beri lağım. Üstelik bu lağıma girmek hürriyetine de sahip değilim. Yani alçalmağa mizacım müsaid de olsa beni almazlar. Güvenemezler. Türk Dili de malum. Ortada meşru solu, yani kurulu düzenin himayesi altındaki solu, istikbale istikamet veren solu bu üç neşir organı temsil ediyor. Ne ben kendim kalarak bunlara katılabilirim, ne onlar beni içlerine alırlar. Yani kader hükmünü vermiştir. Başka nerede yazabilirim? #CemilMeriç #Jurnal
Reklam
TARİH - UNUTULMAZ İTHAMLAR Okuyucularım, ısrarla istiyor. Diyorlar ki: “Şu Boğaziçi Köprüsü’ne hayır diyenleri bir daha yaz!” Hayhay efendim. Sizi mi kıracağım?.. Mimarlar Odası: “Boğaziçi Köprüsü, Türkiye ve istanbul’un başına gelen en büyük felâkettir.” “Çevre yolu ve asma köprü fantastik ve politik tasavvurlardır.” Çetin Altan: “Unutmamak
Hikmet Genç
İlerlemeci aydınlanmacı kökten laik solcuların prototipini de!.. Dönemin solcu Kemalist aydınlanmacı entelektüelleri, siyasetçileri, profesörleri, yazar çizerleri..vs, dönemin Boğaziçi Köprüsü projesi için bunları demişler. Biraz kısaltarak aktarıyorum; Mimarlar Odası: “Boğaziçi Köprüsü, Türkiye ve İstanbul’un başına gelen en büyük
A.P. genel başkanı Demirel Atatürkçüdür. Mustafa Kemal’i on iki yıllık milli şeflik(!) adı verilen keyfi idaresi zamanında asıl kabrine koydurtmayan; üstelik paralardan ve pullardan resmini kaldırtan İsmet İnönü de Atatürkçüdür! Mesela Osman Bölükbaşı Atatürkçüdür. Dr. Azizoğlu Atatürkçüdür. Yeminli Aydın Yalçın Atatürkçüdür. Gazete başyazarları
Hasan Cemal Erdoğan'a karşı, Atatürk'ün yanında! Erdoğan'a karşı Atatürk'ün yanındayım! Çünkü, Erdoğan'ın yüzü Batı'ya değil Doğu'ya dönük. Çünkü Erdoğan, Cumhuriyet'in laik olanını da, demokratik olanını da sevmiyor. Kadın-erkek eşitliği denince fena oluyor. Eğitimi İslamileştiriyor. Eğitimden 'eleştirel düşünce'yi siliyor. Eğitimi imam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.