Nagehan Işık
@nagehanisi
Okur-gezer
Psikoloji ve Edebiyat
❝ En sevdiğim kitap: 
Kendime Düşünceler ❞
Kütüphane / Kitap / Kitapçı ve Yazar Önerileri
𝓝
Endüstri Mühendisi
ODTÜ
İstanbul
72 reader point
Joined on March 2021
Okuma Hedefleri
%47 (65/136)
·
Not rated
·
Liked
Bir arkadaşım yakın zamanda Prag’a göç ediyor. Zaten artık şaşırmamaya başladık göç haberlerine. Bunun üzerine 
Milan Kundera okumak ne iyi gelir!
•
Franz Kafka’nın hayatı boyu mutsuz olduğu şehir. Bilmemek kitabında da Paris ile karşılaştırılıyor. Edebiyatta bu kadar karamsarlık ile okuduğum bir şehre şimdi insanların gitmek pahasına göç etmek istemesi garip geliyor.
•
Göç meselesi yeni bir şey değil. Tarih boyu yaşanmış zorunlu göçler, beyin göçleri, mevsimlik göçler. Dışarıdan muhteşem gözüken, kendini kurtarmış gözüken hayatların iç dünyalarına yolculuk ettim 
Bilmemek kitabında. Tanıdık geldi.
•
Kim hangisini ne için tercih eder? Aynı oda, aynı eşyalar, aynı gündemler. Bunun karşısında cesaret, her şeyi geride bırakma ve hayatı sıfırdan tekrar şekillendirme. İkinci kararı vermiş birinin hikayesi bu roman. Milan Kundera ile tanıştım. Artık kolay kolay bırakmam.
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Schadenfreude, başkasının talihsizliğinden duyulan keyif. Hepimizin muhtemelen bildiği, daha önce tanımlanmış bir ismi olduğunu yeni öğrendiğim duygu çeşidi. Bu kitabı okuduktan sonra, bu alanda aslında ne kadar çok çalışma yapılmış olduğuna şaşırdım. Çünkü nasıl olur da yaşadığım bir duyguyu kavramsal olarak bu kadar geç fark edebilirim?
Öncelikle benim beklentim ‘schadenfreude’ duygusunu eleştiri yönünde bir metin okuyacağım yönündeydi. Bu duygunun nasıl bir yararı olabilir ki? Bize ne anlatabilir kendimizle ilgili? Olumlu katkılarını düşünmeme sebep olacağını hiç düşünmemiştim.
Psikolojide, hissedilen bir duygunun inkarı, yok sayılması ya da olmaması gerektiği düşüncesiyle yok edilmeye çalışılması savunulamaz. Dolayısıyla 
Tiffany Watt Smith bu duygudan öğrenebileceklerimiz üzerinde duruyor.
Yazar duygular tarihi üzerinde araştırmalar yapan bir akademisyen, filozof. Ayrıca TED konuşmasını izlemediyseniz mutlaka tavsiye ederim:
ted.com/talks/tiffany_w...
Yalnızca tercümesinin daha iyi yapılmasını isterdim. Bazı cümleleri tek okumada anlamak çok zor. Dönüp dönüp okumanız gerekiyor. Bu yüzden bu konuda malesef yayınevini eleştireceğim.
240 syf.
6/10 puan verdi
Reader Follow Recommendations
384 syf.
7/10 puan verdi
TED konuşması 9 milyonun üzerinde izlenmiş psikoloji profesörü 
Angela Duckworth kitabı. Kitaba başlamadan önce “Başarının Anahtarı” isimli bu i konuşmayı izleyebilirsiniz.
•
Başarıyı etkileyen değerlerden ‘azim’ üzerine çalışmalar yapmış. Kitapta da araştırmalarını bir sohbet gibi sunuyor. ‘Tutkunuzun peşinden gidin!’ çok yaygın bir söylem. Peki tutkumuz için kararlılık ve sebatımızı koruyamazsak, peşinden ne derece gidebiliriz? Farklı şeyleri denemeyi seven biri olarak kitap bakış açımı sorgulamamı sağladı diyebilirim. Bir konuda başarı için belki de yıllarca, başarısızlıklara göğüs gererek, disiplinle çalışmamız gerektiğini söylüyor Angela Duckworth
•
Aslında iş hayatının başlarında yazar da birbirinden çok farklı meslekleri denemiş. Kendi hikayesini de paylaşarak bu sonuca varması, benim için ikna edici oldu diyebilirim. Kitap herhangi bir yol haritası sunmuyor. Ancak okuduktan sonra sebat konusunda bir fikir bırakıyor. Dolayısıyla kararlılık üzerinde faydalı olacağını düşünüyorum.
•
Kitabın beğenmediğim yönü ise esas düşüncenin fazla dolaylı anlatılmış olması. Sanırım böyle anlatılmamış olsaydı, kitap ikna yeteneğini de kaybedebilirdi.
291 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Psikoloji alanında kitap okumayı çok seviyorum. Psikiyatri asistanı bir arkadaşımın hocası olduğunu öğrendiğim Prof. Dr. 
M. Hakan Türkçapar, dilimize kendi kendine psikoterapi rehberi olma niteliği taşıyan çok kıymetli bir eser kazandırmış.
Öncelikle psikoloji kitaplarını okumak sabır gerektiriyor. Hiçbir zaman bir mucize, anında çözüm, 7 adımda mükemmellik sağlamazlar. Hayat kalitesine etkileri uzun vadede ve anlatılanların üzerine çalışarak görülebilir.
Kitap, bilimsel yöntemlerle doğruluğu kanıtlanmış bilgiler ışığında psikolojiyi ve bilişsel süreci tanıtarak başlıyor. Daha önce 
İyi Hissetmek kitabında da okuduğum bilişsel çarpıtmalar bu kitapta da karşıma çıktı ve ben bazılarını tekrar yapmaya başladığımı fark ettim. Yani bildiğimizi düşündüğümüz bazı bilgileri zaman zaman hatırlamakta da fayda var.
Ben anlatılanlara bir nebze aşina olsam da, daha önce hiç psikoloji okumamışlar için de gayet açıklayıcı ve özet bilgiler içeriyor. Güzel bir ‘kendi kendine yardım’ ve psikoterapiye giriş kitabı olabilecek nitelikte.
592 syf.
4/10 puan verdi
·
Liked
Felsefe tarihi okumak, kullanılan ağır ve ağdalı dilden ötürü çoğu zaman sıkıcı ve anlaşılmaz oluyor. Bu da felsefi düşün tarihine daha geniş bir perspektiften bakabilmeyi zorlaştırıyor ve birçok konu ‘sadece’ felsefenin tartışma konusu olarak kalıyor.
O yüzden 
Sofie'nin Dünyası gibi felsefeyi basit bir dilde anlatmayı amaçlayan kitapları çok seviyorum.
Sorgulamaktan, filozof ve felsefenin tanımından başlayıp Sokrates, Spinoza, Kant, Kierkegaard gibi tarihe damgasını vurmuş birçok filozof; merak uyandırmaya çalışan olay örgüsü içine yedirilerek anlatılmış. Bu sayede kalın bir kitap olmasına rağmen hem okumaktan sıkılmıyorsunuz, hem de derinlemesine okumalar yapmak istediğiniz alanı keşfediyorsunuz.
Benim 
Marcus Aurelius - 
Kendime Düşünceler ile başlayan Stoacılara merakım değişmedi.
Kitabın ilerleyen sayfalarında, olay örgüsü zaman zaman ‘fazla uzamış’ bir hal alsa da, felsefe tarihini akıcı bir şekilde anlattığı için hikayeyi de sevdim.
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Öncelikle bir not düşeyim: Bu kitabı okumak için evlilik arifesinde olmak gerekmiyor :)
Geçtiğimiz sene kaybettiğimiz Psikolog Prof. Dr. 
Doğan Cüceloğlu Türkiye’de birçok kişi gibi beni de psikoloji bilimiyle tanıştıran yazarlardan. Son derece açık ve herkesin anlayabileceği üslupta yazan Cüceloğlu, bu kitabında beni bir kez daha kendisine hayran bıraktı.
İlişkiler, ilişki yönetimi hakkında okumayı çok seviyorum. Bu sayede etrafımdaki ilişkilere karşı gözlem yeteneğim artıyor ve başarılı/başarısız örnekleri ayırt edebilmek, kendi hayatım için de bana yol gösterici oluyor. Örnek aldığım kişileri daha doğru ve bilinçli bir tercihle seçebiliyorum. Bu farkındalıkla yaşamak, ona göre aksiyon almak hayatıma oldukça değer katıyor.
Kitaptaki öneriler sadece evlenmek isteyen çiftlerin uygulayabileceği türden değil. Birçok ilişki türünde faydalı olabilecek pratikler bulunuyor. Kendime ders çıkardığım gerçek öyküler de oldu. İlişki problemi yaşayanlar da kendilerini ve ilişkilerini objektif bir açıdan değerlendirebilmek için 
Evlenmeden Önce’yi okuyabilirler.
175 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Yazar ve yayımcı 
N. A. Nekrasov’a “Yeni Gogol doğdu!” dedirten, Dostoyevski’nin ilk romanı.
Fyodor Dostoyevski 25 yaşındayken ‘İnsancıklar’ yayımlanmıştır ve eleştirmen 
Vissarion Belinski, 
İnsancıklar’ı okuduktan sonra, “Size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız!” demiştir.
Makar Devuşkin ve Varvara Alekseyevna mektuplarında 2 ortak noktada buluşuyor: Yoksulluk ve hor görülme. Onları esas birbirine yaklaştıran, paylaştıkları duygular.
Benim favori karakterim kesinlikle Zahar Petroviç, yani genç Pokrovski’nin babası. Okudukça insanın içi acıyor bu karaktere. Öyle güzel betimlenmiş ki, sadece okumuyor aynı zamanda görüyorsunuz onu.
“Size bir kitap gönderiyorum; içinde çeşitli hikayeler var; birkaçını okudum; siz de “
Palto” adlı olanı okuyun. -V.D.”
İnsancıklar’ı okumadan önce mutlaka Gogol’den Palto’yu okumalı. Bu sayede Varvara özellikle neden onu seçti, anlıyorsunuz.
Rus modernizmin öncülerinden olan kitap, Dostoyevski okumaya güzel bir başlangıç kitabı.
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
64 syf.
7/10 puan verdi
Kon-Tiki filmini izledikten sonra 
Jack London okumaya başladım. Bu film sayesinde Güney Pasifik ve Polinezya bölgesine olan ilgim epey arttı. 
Güneşin Oğlu kitabında da Kon-Tiki filminde de Fransız Polinezyasında bir ada olan Fatu-Hiva geçiyor.
Maceraseverler ve özellikle deniz tutkusu olanlar için keyifli kısa öykülerden. Kendisi de bir denizci olan Jack London, kendi maceralarında yaşadıklarından da esinlenerek birçok eser yazmıştır.
Göğü Delen Adam kitabında geçen, beyaz insanlar anlamına gelen “Papalagi” kelimesi bu kitapta “Papalangi” olarak kullanılmış.
Kaptan David Grief’in tehlikeli ve egzotik maceraları için bu kısa öyküyü çok kısa sürede bitirebilirsiniz.
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Afrika edebiyatında okunması gereken eserlerden. Achebe politika üzerinden başarılı bir toplum eleştirisi sunmuş. Kurgu olan olay örüntülerinin aslında evrensel problemlerden oluştuğunu fark ediyorsunuz.
2007 yılında Man Booker Uluslararası Ödülü kazanmış Nijeryalı yazar çoğunlukla ‘Parçalanma’ adlı romanıyla tanınıyor. Ancak ben kendisiyle ‘Halk Adamı’ romanı sayesinde tanıştım. Özellikle Batı ile geleneksel Afrika değerlerinin çatışması, sömürgecilik ve devrim sonrası Afrika’da siyasi ortamı anlayabilmek için çok faydalı eserler. Diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Pidgin İngilizcesi gibi ara ara bozuk Türkçe ile, orijinaline sadık kalarak çeviri yapan 
Nazan Arıbaş Erbil ‘e ayrıca teşekkür etmek gerek.
199 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Tüm kadınların hayatının en az bir döneminde kesinlikle okuması gereken bir kitap. Özellikle kadınların diyorum, çünkü 
Harriet Lerner , kadın psikolojisi ve ailelerde değişim konusunda uzmanlaşmış bir Klinik Psikolog.
Kitapta, huzursuzluk yaratan ilişki dinamiklerini örnek klinik araştırmalarıyla ve farklı ilişki türlerine yer vererek anlatmış. Bu huzursuzluklar sonucu ortaya çıkan öfke duygusunun aslında benliğimizi ve yaşamak istediğimiz hayatı şekillendirmede ne kadar etkili olabileceğini görüyorsunuz. Başkalarını değiştirmeye çalışmak, suçlamak, ilişkide tıkanmış döngüyü devam ettirmek yerine; kendi hayatımız için sorumluluk almak, benliğimizi ve isteklerimizi daha net oluşturmak için bazı pratiklere de yer vermiş.
Özellikle öz saygı, öfke yönetimi, çatışma yönetimi konularına ilgi duyuyorsanız, kitapta birçok faydalı bilgi bulabilirsiniz.
*Kitabın son bölümü olan ‘Notlar’ kısmında, faydalanılan uzun bir kaynak listesi bulunuyor. Psikolojinin bu alanında uzmanlaşmak isteyenler özellikle burayı da inceleyebilir.
216 syf.
6/10 puan verdi
1915’te yazılmış bir eser için devrimsel nitelikte. Kurgu içerisine yedirilen düşünce ve tespitler feminizmin tarihi gelişimi açısından oldukça değerli. Üstelik bu tespitler o kadar samimi ve naif yapılmış ki her sayfasında uzlaşma ve yapıcılığı hissediyorsunuz.
Öte yandan, bazı tespitler günümüzde geçerliliğini hala korusa da kitabın Bilim-Kurgu yönü daha ağır basıyor. Yazıldığı tarih sebebiyle belki de fikirler yoğun bir şekilde verilmemiş. Okuması kolay, dili sade ve çevirisi de gayet iyi. 
Charlotte Perkins Gilman
