Müsâfir (seferî) olan bir kimse, herhangi bir korku anında ve sefer (yolculuk) hâlinde namazın sünnetlerini terk edebilir. Fakat emniyette ve bir yerde sâbit ve konaklamış ise sünnetleri de kılması efdaldir.
İkindi namazının farzını edâ ettikten sonra, kerahet vaktine kadar kazâ namazı kılmak mekruh değildir.
Başı ile îmâ ederek dahi olsa namaz kılmaya gücü yetmeyen kimseden namazın hükmü düşer. Kılamadığı namazlar için bir şey icap etmez, günahkâr da olmaz. Bu kimsenin kılamadığı namazlardan dolayı hayatta iken fidye vermesi câiz değildir.