Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bkz. Amerika => Irak :)
“Beyler, diyeceğim onlara, ben savaş istemiyorum, ben barışı ve bütün insanların refahını istiyorum. “ Bunu Moskova’nın kapısına dayanan Napoleon söylüyor. Ne hikmetse barışı, adaleti ve refahı getireceğim diyenler, savaş çıkarıyor.
Sayfa 419 - Can YaınlarıKitabı okudu
Neden Milyonlarca İnsan Birbirini Öldürdü?
Milyonlarca insanın birbirini öldürmeye çalıştığı ve yarım milyon insanın öldüğü böyle bir olayın nedeni tek bir insanın iradesi olamaz: Bir insan nasıl bir dağı deviremezse, tek bir insan 500 bin kişinin ölmesine de yol açamaz. Peki nedenler nedir? Bazı tarihçiler nedenin Fransızların savaşçı ruhu, Rusya'nın yurtseverliği olduğunu söylüyor. Başkaları Napoléon'un askerlerinin taşıdığı demokratik öğeden ve Rusya'nın Avrupa'yla ilişkiye girme zorunluluğundan bahsediyor. Ama milyonlarca insan birbirlerini öldürmeye nasıl kalkıştı, kim emretti bunu onlara? Herhalde herkes bunun kimse için daha iyi olmayacağını, daha kötü olacağını açıkça görüyordu; neden yaptılar bunu? Bu anlamsız olayın nedenleri üzerine geriye dönük sonsuz sayıda çıkarım yapılabilir ve yapılıyor da; ama bu açıklamaların engin sayısı ve hepsinin aynı havadan çalması, sadece bu nedenlerin sonsuz sayıda olduğunu ve hiçbirine neden adı verilemeyeceğini kanıtlıyor. Dünyanın yaratılışından beri öldürmenin fiziksel ve ahlaki açıdan kötü olduğu bilindiği halde, neden milyonlarca insan birbirini öldürdü? Demek bu o kadar kaçınılmaz bir şekilde zorunluydu ki, bunu yapan insanlar, arıların sonbaharda birbirlerini yok ederek yerine getirdiği, erkek hayvanların birbirlerini yok etmesine yol açan, doğaya ait o zoolojik yasayı uygulamış oluyorlardı. Bu korkunç soruya başka bir yanıt verilemez.
Reklam
Lev Tolstoy ise tam tersini iddia ediyor. Hayatı yaratan, olayları yönlendiren, onlara kendi karakterlerini, kendi renklerini verenin Napoleon gibi büyük insanların değil, kitleler olduğunu söylüyor.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dikkatli iki çağdaş gözlemci birbirine ters düşüyor. Kadınlar eğitilebilir mi eğitilemez mi? Napoléon eğitilemeyeceklerini düşünüyordu. Dr. Johnson'sa tam aksini.² Ruhları var mı yoksa ruhları yok mu?Bazı barbarlar olmadığını söylüyor. Öte yandan diğerleri kadınların kutsal olduğu görüşüyle onlara tapıyor.3 Bazı bilgeler akıllarının daha kıt olduğunu öne sürüyor, diğerleri daha derin bir farkın dalıga sahip olduklarını. Goethe onları el üstünde tutuyordu; Mussolini ise onları hakir görüyor. İnsan nereye dönse erkeklerin kadınlarla ilgi düşüncelerine rastlıyordu ve herkes farklı bir şey düşünüyordu. ..
Squaler kısık ama kararlı bir sesle, "Bak yoldaş," dedi "Önderimiz Napoléon yoldaş, Snowball'un ta başından beri (...) Jones'ın ajanı olduğunu söylüyor." Bunun üzerine "Ha, o zaman başka!" dedi Boxer. "Napoléon yoldaş öyle dediyse öyledir."
Sayfa 97 - Can yayınlarıKitabı okudu
Gastlight queen Ilonka
Aptalca bir şey sordum: "O zaman neden benimle evlendin?" Cevabı ürkütücüydü: "Seninle evlenirken kendim hakkında hemen hemen her şeyi biliyordum. Buna karşılık senin hakkında çok az şey biliyordum. Seninle evlendim, çünkü beni bu kadar seveceğini bilmiyordum." "Bu bir suç mu?" diye sordum. "Seni çok sevmek bu kadar büyük bir suç mu?" Güldü. Karanlıkta durmuş, sigara içiyor ve sessizce gülüyordu. Fakat bu hüzünlü bir gülüştü; kesinlikle alaycı ya da kibirli değildi. "Suçtan daha kötü" dedi, "Bu bir hata". Ardından samimi bir tavırla ekledi: "Bu cevabı ben uydurmadım. Bunu Talleyrand, Napoleon'un Enghien Dükü'nü idam ettirdiğini öğrendiğinde söylüyor. Muhtemelen bildiğin, beylik bir sözdür."
Reklam
Tam bir alçak.
*** “Ben Katolik geçinerek Vendée savaşını kazandım; Müslüman geçinerek Mısır'a yerleştim; Papacı geçinerek İtalya'da yürekleri kazandım. Bir Yahudi halkını yönetecek olsam, Süleyman'ın tapınağını yeniden inşa ederdim.” Bu sözler Napoléon Bonaparte'ın. Özü itibariyle de dile getirdiği şudur: Eğer insanları boyunduruk altına almak istiyorsanız, önce onların inançlarını benimsemiş gibi görünmek faydalıdır. Yahut şöyle diyebiliriz: Bir halkın yerleşik inançlarını okşamak o halkın yaşadığı bölgede iktidarı ele geçirme manevrasının vazgeçilmez bir parçasıdır. Napoléon'un sözlerini şöyle veya böyle yorumlamak önemli değil. Belli ki bu sözler insan idare etme vakıasının şartlarına ilişkin. İnsanları yönetmek istemek benim gözümde makbul bir yere sahip değil. Dolayısıyla Napoléon'un veya bir başkasının halkı çekip çevirmek için hangi aklı verdiğine dikkatle bakmam. Ama bu sözlerin içinde Müslüman kelimesi geçiyor ve Korsikalı komutan Mısır'a yerleşmek için uyguladığı hileyi söylüyor. Buna dikkatle bakmak lâzım. Napoléon'un Mısır'a nüfuz edebilmek için Müslüman geçinmiş olmasına dikkatle bakmak lâzım, çünkü bu vakıa dünün olduğu kadar bugünün de meselesi.
Lev Tolstoy ise tam tersini iddia ediyor. Hayatı yaratan, olayları yönlendiren, onlara kendi karakterlerini, kendi renklerini verenin Napoléon gibi büyük insanların değil, kitleler olduğunu söylüyor.
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.