243 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
sanat eseri üretmiş, satmak için yazılmamış, hayran kaldım
Nasıl başlasam ki, içimdekileri bilen ben, bildiklerimi anlatmak zorunda kalan ben, bildiklerimi anlatabilmek için nasıl yol izleyeceğimi bilmeyen ben. Çünkü ve önce şunun adını koymak gerekiyor. Okuyanlar, eğer kitabı sindirmeden, özümsemeden acele etmeden okudularsa ben ne desem hikâye kalır. Okuyacaklar, kitabı elinize alıp, dümdüz
Uykuların Doğusu
Uykuların DoğusuHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20201,288 okunma
Kadim Anadolu Uygarlığının Merhamet ve İnsan Sevgisi Üzerine
" Adım Züleyha. Boluluyum, fakir bir ailenin kızı olarak zor şartlarda okudum öğretmen oldum. İlk tayinim Malatya Pütürge'ye çıktı. Üç yıl dağ köyünde görev yaptım. Beni hayatımda görmediğim ve göremeyeceğim ilgi, alaka ve şefkatle bağırlarına bastılar. Okulun küçük bir tek odalı lojmanına yerleştim ama bir gün bile orada yatmadım. Köyün
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
On beş yaş. Bu kitap, bilmiyorum, bana on beşinci yaşımı en baştan yaşattı. Tarif edemiyorum. En başlarda kitabın uslubu biraz garibime gidiyordu. Sürekli “garip.” “garip.” Gibi söz tekrarları yapılıyordu ya da aileleriyle olan ilişkileri fazla sevecen veya çocukça geliyordu ama sonra ne oldu bilmiyorum, kapılıp gittim. On beş yaş yaşayana kadar
Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor
Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını KeşfediyorBenjamin Alire Sáenz · Dex Yayınları · 20172,291 okunma
124 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 27 hours
İNCELEMEDE İNECEK VAR! KUŞ VAR! KEDİ VAR!
Kitap incelemelerinde kitabın içeriğini uzun uzun tez yazar gibi yazanları ve kitabı önemli ölçüde anlatacak şekilde yapılan incelemeleri ben pek okumuyorum. Kitabı almayı düşünmüyorsam okuyorum. Çünkü ona dair heyecanımı kaybetmek istemiyorum. Belki okuduktan sonra bakılabilir diğer okuyucular nasıl yorumlamış diye fakat göz attığım ne kadar
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi
Martıya Uçmayı Öğreten KediLuis Sepulveda · Can Çocuk Yayınları · 20202,017 okunma
302 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 4 days
tek kitapta tüm oğuz atay kitaplarını tekrar okumuşum gibi oldu, iyi geldi. kitapta genel olarak atay’ın kitaplarını oluşturma süreçlerini okuyorsunuz. o kitapları önceden okuduysanız ve isimlere aşinaysanız yazım süreçlerine katılmak o kadar keyifli ki bir okur olarak. Günlük okumak bana hep birinin hayatına dahil olmuşum hissi verir ama bunda kendimi direkt oğuz atay’ın zihninin içinde buldum. ayrıca oğuz atay’ı (popüler kültüre yem etmeden) daha da abartmalıymışız, bunu fark ettim. kaliteli zevkleri olan bir yazarmış, okudukları, izledikleri.. kitap boyunca hiç sıkılmadan atay’la birlikte oyunlarla yaşayanlar’ı, tehlikeli oyunlar’ı, tutunamayanlar’ı yazıyormuşum gibi keyifli bir süreç geçirdim, yeri geldi onunla birlikte yazma sancılarını ben de çekti. gözümün, üstünden süzülüp gittiği satırların nasıl bir süreçten geçtiğini gördüm. ama hiçbiri beni kitabın en sonundaki mektup kadar etkilemedi. “sevgili ilhami, ” diye başlayan, atay’ın berberi ilhami’ye yazdığı mektup.. kitabı kapattıktan sonra uzun bir süre bu mektubu düşündüm.
Günlük
GünlükOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20205.8k okunma
Nasıl Yazıyormuşum?
Bir gece Orhan Veli, konuk kaldığı Pendik'te ressam Haşmet Akal'ın evinde, nasıl edip de şiirlerine yaygınlık sağlayacağını sabaha dek düşünmüş, sonra uçakla İstanbul'un üstüne şiirlerini yağdırmaya karar vermiş. Uçak nasıl kiralanacak, para nasıl bulunacak? İki üç gün sonra hemen bütün gazete ve dergilerde, Orhan'ın "rakı şişesinde balık olsam" dizesiyle alay ediliyordu. Bu alaylar yüzünden artık uçağa gerek kalmamıştır. Alaylar, bir tek uçak değil, uçak filolarından İstanbul'a yağdırılacak şiirlerin etkisini yapmıştır. Orhan Veli, gerçekten değerli bir şair olmasaydı, alay konusu olarak kalır, maskara olurdu. Sonraları Orhan'ın şiirleriyle alay edenler, alay konusu olmuşlardır.
Reklam
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.