Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayça Nazik

Ayça Nazik
@nazikayca
Yeryüzünü yaratan Hâlık ve Hakîm Allah (c.c.) yeryüzünde insanlar sarsılmasın diye ağır baskılar yaptı. Yani Mevlevî gibi döndürülen dünyamız bu hareketiyle insanları çalkalayıp sıkıntıya sokmasın diye o yeryüzünde suya mukabil dağlar da yaratıldı.
Reklam
Tüm insanlar da aslında acz, zaaf ve fakr ile yeryüzünde bir bebek gibidir. Yeryüzü Allah’ın kusursuz isim ve sıfatları ile onları bağrında barındırır ve sütü ile besler.
Sizi yaratmada, yaşatmada, rızıklandırmada hiçbir yerde, hiçbir şeyde, hiçbir şekilde hiçbir şeriki, hiçbir ortağı ve hiçbir dengi olmayan Allah’ın elbette ibadette de hiçbir ortağı yoktur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nasıl olur da sizi yaratıp yeri size bir döşek, semayı bir bina, bir tavan yapıp, o sayısız ve sonsuz rızıklarla sizi besleyen Rabbinize ortak koşarsınız? Hiç düşünmüyor musunuz? Allah’tan başka taptığınız hiçbir şey ne bir zerreyi yaratabilir ne de sizi rızıklandırabilir.
Hiç böyle düşünmemiştim
Gök gürültüsü ve gürlemesi de Âlemlerin Rabbi Allah’ın azâmet ve kibriyasını haykırır ve ilân eder, O’nu hamd ile tesbih eder.
Reklam
Yağmur damlaları (bilhassa da dolular) öyle ölçülü, öyle düzenli ve hikmetli bir şekilde yaratılıyor ve indiriliyor ki fırtınalar ve dehşetli rüzgârlara rağmen o ölçü ve düzen bozulmuyor, bu damlalar birleşerek zararlı maddeler hâline gelmiyor. Hikmet ve rahmetle yaratılan yağmur, ölçü ve düzenle yeryüzüne gönderiliyor.
Kelam sıfatından gelen okuduğumuz Kur’an-ı Kerim ile kudret sıfatından gelen tabiri caizse kâinat kitabı olan Kur’an ve bu iki kitaba ait âyetler karşılıklı olarak birbirine işaret eder, birbirini izah, ispat ve tefsir eder.
Kadîr, Hakîm, Hâlık ve Zülcelâl Allah Azze ve Celle’nin varlığını ve birliğini ilân ve ispat eden iki çeşit âyeti vardır: 1) Kelam sıfatından gelen, Cebrail (a.s) aracılığıyla vahiy yoluyla indirdiği âyetler. 2) Kudret sıfatından gelen, kâinat kitabındaki her bir mahlûku üzerinde görünen âyetler ki buna tekvini âyetler diyoruz.
Bir A4 kâğıdı kadar küçük bir alanda aynı azaları yerleştirmek suretiyle böyle sonsuz simaları yaratmak, her şeyin yaratıcısına has öyle mükemmel bir tasarruftur ki akılları hayrette bırakıyor.
Saçlar, kaşlar ve kirpikler üçü de görünüş itibarı ile birer kıl olmasına rağmen, Hakîm ve Sâni’, Hafîz ve Adl Allah (c.c.) kaş ve kirpiklere bir ölçü, bir sınır koymuştur.
Reklam
Hakîm ve Sâni’ Allah Azze ve Celle insanı her bir azasıyla bir sanat eseri olarak yaratmış ve yine her bir azasına ayrı ayrı hikmetler takmıştır.
Allah insanoğluna dil diye isimlendirdiğimiz öyle bir nimet vermiştir ki bu küçücük et parçası sayesinde hem Hakîm ve Hâlık Allah Azze ve Celle’nin yarattığı sonsuz tatları ayırt ederiz hem de aklımıza, ruhumuza, kalbimize tercüman olan bu dil sayesinde kendimizi ifade ederiz.
Bize kulaklar açan ve sesleri kulaklarımıza saçan Âlemlerin Rabbi Allah kuşkusuz bizi, tüm mahlûkatın sesini ve kulaklarımızın işittiğini hakkıyla işitir. Basit bir işitme cihazını yapan bir kişi nasıl ki o cihazın fark ettiği sesleri fark edip, tabiri caizse işittiğini işiterek o cihazı icat ediyorsa, bize kulağı ihsan eden Zülcelâl-i Ve’l-İkrâm ve Semi’ Allah Azze ve Celle de şüphesiz ki sesleri ve kulaklarımızın işittiğini işitmemekten münezzehtir ve pek yücedir.
Maddi anlamda en fakir bir insana dahi: “İki gözünü bana ver, mukabilinde tüm dünya senin olsun!” deseniz hiç düşünmeden: “Ben görmedikten sonra dünyayı ne yapayım?” diyecektir. O hâlde dünyadan daha değerli olan bu gözlerimiz için dünya kadar şükretsek yine de azdır.
Hakîm ve Basîr Allah Azze ve Celle insanın gözlerini en güzel şekilde yaratmış, yerli yerine koymuş ve kirpiklerle korumuştur.
54 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.