Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1960 ve 1970'lerdeki kalem kavgaları: 1960'ların başında Atsız Orkun'da ve Millî Yol'da yazmaktadır. Bedii Faik'in 18 Şubat 1962 tarihli Dünya gazetesinde, 1944 olaylarından bahsederek Atsız ve arkadaşlarını Naziler safında savaşmak üzere hükümeti ele geçirmekle suçlaması üzerine Millî Yol'un 6. sayısında (2 Mart
Türkler ve Naziler: Ari ırkı
Türkiye uyruklu Yahudileri kapsamasa da Nazi rejiminin Türklere Avrupalı halk kapsamında bir hukukî statü tanımış olması Türkiye’de memnuniyetle karşılanmıştı. Burada dikkat çeken bir konu, Türkiye’nin Nazilerin Irk hiyerarşisini ciddiye aldığı kadar, Nazilerin de Türkiye’nin bu uğurda gösterdiği çabaları ciddiye almasıdır. En azından Türkiye’nin Avrupalılık ısrarıve bu uğurda üretilen çalışmalar Nazi Almanyası’nda meyvesini vermişti. Fakat Alman Dışişlerinin ısrarı ile alına bu karar, Almanya’yı Türkiye’nin Ortadoğulu komşularıyla karşı karşıya getirmişti. Bunun üzerine Almanya ile karara tepki gösteren ülkeler arasında sıkı bir diplomatik trafik yaşanmış; Alman Dışişleri yetkilileri defalarca, sınırlayıcı hükümler içeren Nürnberg yasasındaki ırk tasnifleri ile hiçbir ülkenin veya ulusun hedef alınmadığının, hedefin sadece Yahudiler olduğunun altını çizmek zorunda kalmışlardı.
Ahmet Asker
Ahmet Asker
, Nazi Irk Tasnifinde Türkler ve Ortadoğu Halkları,makale, s. 97. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Journal Of Modern Turkish History Studies XII/25 (2012-Güz/Autumn), ss. 79-99.
Reklam
592 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
❝ Görüyorsunuz, şanssızlığımız yanlış dine sahip olmaktı... Muhammedi din, bize Hıristi­yanlıktan daha uygun olurdu. ❞ ~
Adolf Hitler
Adolf Hitler
İncelemeye bu çok güzel ve özel ve de çoğu insan için çarpıcı denebilecek alıntıyla başlamak istedim, çünkü... Çünkü why not? (Kesinlikle clickbait amacı taşımamaktadır ;)) İslam ve Naziler, II Dünya Savaşında
İslam ve Naziler
İslam ve NazilerDavid Motadel · Alfa Yayınları · 201513 okunma
Naziler, Türkiye üzerinden sadece Doğudaki ve Güneydeki hammadde ve enerji havzalarına açılma stratejisi izlemiyorlardı.
Önemli alıntı sevgili Kürtler!
Holocaust ile Türkiye'de (dönemin Osmanlı İmparatorluğu), 1915'te yaklaşık 800.000 ile 1,3 milyon arasında insanın öldürüldüğü Ermeni soykırımı arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Naziler bu soykırımdan esinlendiler ve Almanya ile Osmanlı hükümetleri arasında yakın bir ilişki vardı. Türkiye hala bu soykırımla ilgili sorumluluğunu kabul etmiyor ve sanki bu rakam zaten çok büyük değilmiş gibi sadece 300.000 civarında insanın öldürüldüğünü ve bunun yanı sıra, kitlesel imhaların hükümet tarafından planlanıp yürütülmediğini ileri sürüyor. Türkiye'nin resmi tutumu bütünüyle düzmecedir ve yaklaşık yüzyıl sonra yaşanan gerçekleri kabul etmenin artık bir imkanı olmalıdır. Bununla birlikte, bugün Kürtlerin Türkiye' de uğradığı zulüm soykırım olarak tanımlanmasa bile, yine son birkaç on yıl içinde 30.000 insanın hayatına mal olmuştur
Sayfa 37
S. Ali'nin katili yurtsevermiş!!!
Şu kadarını söylememiz de gerekir ki, "hamiyyet-i vataniyesi galeyana gelerek" Sabahattin Ali'yi başına odun vurarak öldüren katil Ali Ertekin, orduda erbaş iken askeri silahları çalıp satmaktan daha önce mahkum olmuş ve ordudan tartedilmiş, sonra Bulgaristan'a kaçmış, Türkiye'ye dönüp Naziler hesabına casusluk yapmış bir sabıkalıdır.
Reklam
Ankara 1944 yazında Berlin'le bütün ilişkilerini koparınca, Alman­lar, geleneksel olarak Türkiye ile güçlü bağları bulunan Gü­neydoğu Avrupalı Müslümanların tepkisinden kaygı duy­maya başladı. Hermann Neubacher, Türkiye'nin kararının Balkanlar'daki "Müslüman nüfus" (Muselmanentum) üzeri­nde herhangi bir etki yaratmasının olası olmadığını iddia et­mesine rağmen, kemalist laikliğe ve modernliğe karşı İslamı propaganda olarak kullanmayı önerdi.
Sayfa 359 - ALFA | TARİHKitabı okudu
Omaygat...
Alman yetkililer, Türkiye'de İslamın bastırılmasına ve laikliğe saldıracak bir korsan radyo istasyo­nu kurmayı düşünecekti. Bununla birlikte, savaştan önce Alman uzmanların tartışmalarında olduğu gibi, laik Türkiye özel bir durum olarak kaldı.
Sayfa 198 - ALFA | TARİHKitabı okudu
Emin el-Hüseyni
Yüz­ yılın dönümünde asilzade el-Hüseyni ailesinin çocuğu ola­rak dünyaya gelen Emin, kısa bir süre el-Ehzer'de ve Reşid Rıza'nın mektebinde okuduktan sonra, 1. Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda subaylık yaptı. 16 Manda yönetimindeki Filistin'de, en önemlisi öteden beri Hüseynilerle çekişen nü­fuzlu Neşeşebi aşireti olmak üzere birçok düşmanı olmasına rağmen, El-Hüseyni hızla yükseldi. 1921'de İngiliz yetkililer onu Kudüs müftüsü olarak atayıp yeni icat edilen "büyük müftü" (el-müfti el-ekber) unvanı verdi; bir yıl sonra Yüksek İslam Şurası reisi ve Filistin'de Genel Vakıf Komitesi baş­kanı olarak atadı -İngilizler, ateşli bir yahudi düşmanı olan el-Hüseyni'nin kısa sürede İngiliz yönetimine ve Filistin'e yahudi göçüne muhalefetin baş savunucusu olacağını bek­lemiyorlardı. 1937 sonbaharında müftü Lübnan'a kaçmak zorunda kaldı; oradan Irak'a ve Irak'ta Mihver yanlısı darbe­nin başarısızlığından sonra Tahran'a geçti. 1941 sonbaharın­da Müttefikler İran'a saldırınca, Türkiye üzerinden İtalya'ya kaçtı. 6 Kasım 1941'de bir Alman uçağı onu Berlin'e getir­di.
Sayfa 86 - ALFA | TARİHKitabı okudu
(Faşist İtalya, Hitler Almanyası, Komünist Rusya), bu üç totaliter tecrübenin, Cumhuriyet yönetimi tarafından etkin biçimde incelendiği ve zaman zaman da taklit edildiği iddia olunabilir. Fakat etkilenmenin tek yönlü olduğunu düşünmek de, Türk devrim tarihini küçümsemek anlamına gelir. Falih Rıfkı'nın Hitler'den aktardığı "Onun ilk talebesi Mussolini'dir, ikinci talebesi benim! " sözünü yukarıda görmüştük. Gerçekten de tarih itibariyle Kemalist kadronun İtalya ve Almanya'dan öğrendiği şeyler kadar, onların da, özellikle Mustafa Kemal'in dine ve dindarlara muamele tarzından ve toplumu değiştirme noktasındaki cesaretinden bir şeyler öğrenmiş olabilecekleri iddia edilebilir. Özellikle Naziler söz konusu olduğunda etki son derece açıktır. "Naziler için Türkiye eski Doğu değildi; Almanya'ya getirmek istedikleri modern milliyetçi ve totaliter siyasetin bir bayraktarıydı" diye yazar Stefan İhrig. Nazi Almanyası'nda pek çok makale, nasyonal sosyalizm ve Kemalizm arasındaki benzerlikleri inceler ve totaliterlik ve tek adam yönetiminin yanı sıra gelecek nesillerin yetiştirilmesinden, toplumun yabancılardan arındırılmasına veya ekonomik anlayışlarına kadar pek çok benzerliği sıralar.
324 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.