Beyler, hanımlar, vatandaşlar!
Bütün dünyada dehşetli bir iktisadi buhran var diyorlar ...
İngiltere' de, Almanya' da, Fransa' da, Amerika'da işsizierin adedi on milyonlarcaymış, efendim ... Ekmek bulup yiyemeyen, elbise bulup giyemeyenler dehşetli çokmuş ... Açları nasıl doyuralım? çıplakları nasıl giydirelim? diye, bütün cihanın allameleri düşüneeye varmışlar. ..
Demek oluyor ki, efendiler, demek oluyor ki, iki gözüm, aç var, o halde ekmek yok!.. Çıplak var, o halde giyecek elbise yok!..
Demek oluyor ki,'vatandaşlar, buğday fıkdanı, elbise kumaş noksanı var! O halde iktisadi buhranın önüne geçmek için, daha fazla buğday, daha fazla kumaş çıkarsınlar, açları doyursunlar, çıplakları giydirsinler ...
Fakat, efendiler, meğerse, iki gözüm, iş böyle değilmiş. Ya? ..
Buğday her zamankinden çokmuş, kumaş elbise her zamankinden fazlaymış da, onun için açlar ve çıplaklar ortalığı bu kadar sarmış ...
Ve minel garaip ... Bu ne iştir? .. Fazla buğday varsa. Açlık ne oluyor. .. Fazla elbise, kumaş varsa çıplaklık neden?
İyi ama kazın ayağı öyle değil, diyorlar. .. Bu iş o kadar basit değil, diyorlar ... Senin aklın bu işe ermez diyorlar. .. Hem sen böyle şeylerle pek uğraşma, diyorlar ... Diyorlar da diyorlar. Ben ise betekrar : Peki, öyle olsun. Ve minel garaip, diyorum ...