"Yer, yer değilken, su, su idi," diye anlattı öğrencisi David'e. "Başka bir şey yoktu. Bir uçsuz bucaksız su, bir dolu su, dört bir yanı doldurmuştu. Tanrı Kara Han, bu yalnız su üstünde, beyaz bir iri kaz olmuş, uçuyordu. Ne bir ses, ne bir nefes! Yalnızlığı ve bomboşluğu Tanrı Kara Han'ın yüreğine doluyordu. "Tanrı, Tanrı iken bile korkuyordu! Ulu su, orta yerinde yarıldı, 'Kara Han! Kara Han! Kara Han!' dedi, 'Sana teklik yaraşır! Tanrı'ya teklik gerek!' Tanrı Kara Han, daha iyi duymak için şu yüzüne indi. Avuçlarında sakladığı Zaman, bir aman, bir ferman dilemeden fırlayıp kaçtı! Su, Zaman'ı bir kral gibi karşıladı. Bu özgürlüğün başlangıcıydı.
Ne bir ses, ne bir nefes, ne hışırtı, hiçbir şey duyulmazdı yalnızlığın suskunluğu içindeki bu gerilimli evrende.
Reklam
Hayat
Hayat ne fazla gülmek, ne de yasa girmektir, Mevzuatı çiğnemek, talihi devirmektir... Dünyayı parmağının ucunda çevirmektir... Yaşamak, yatağında seller gibi taşmaktır. İnsan ki gelip geçer dünyadan nefes gibi ; Ne büyük ıstıraptır yaşamak herkes gibi?.. ''Yükseksin!'' Tatlı bir ses olamaz bu ses gibi Yaşamak; kartal gibi göklerde dolaşmaktır. Halik ki her mahluktan başka yarattı bizi Zaman bir avuç toprak yapsa da cismimizi Kainat hayretlerle anmalı ismimizi Yaşamak, asırları bir hamlede aşmaktır...
Sayfa 97
Ne bir nefis, ne bir nefes, ne bir ins, ne bir cin, ne bir hayvan, ne bir nebat, ne bir toprak, ne bir yaprak, ne bir hayat, ne bir memat, ne bir niyet, ne bir duygu, ne bir düşünce, ne bir söz, ne bir ses, ne bir göz, ne bir bakış, ne bir eser, ne bir fiil, ne bir iş, ne bir sistem, ne bir organ, ne bir doku, ne bir hücre, ne bir molekül, ne bir atom, ne bir zerre O’nun ilim dairesinin haricinde olabilir.
Bir de,yaz ayları,sabah saat 5 ve güneş doğuyorsa,,ahh harika ✓
✓ ° Bir başına, tümüyle güvende, ne bir gözetleyen ne buyurgan bir duyuru, çaydanlığın fokurtusu ve saatin dostça tiktakları dışında ne bir ses ne bir nefes. ° ✓
Julia, onun üzerinde yukarı aşağı hareket ederken acele etmiyordu, yavaş ve tensel bir ritim yakalamış- tı, çünkü zamanları vardı. Saat yoktu, bir tarih yoktu, birbirlerine dolanan bedenleri dışında hiçbir şey yok- tu. Clay onun kalçalarını tuttu; bazen hareketlerini kontrol ederek, bazen de kendi hızını belirlemesine izin vererek. Julia
Sayfa 191
Reklam
Evren bu şekilde meydana geldi: Ne gök ne yer ne de evren vardı, sadece boşluk. Bu uçsuz bucaksız boşlukta, tek bir nok ta aniden kendini gösterdi. O noktadan buhar, duman ve sis sarmalı ışık saçan bir küreye dönüştü ve kutsal ses "su" doğdu. "Su" yukarı ve aşağı, sağa ve sola dairesel olarak genişledikçe, doğa ve nefes berrak ve kirlenmemiş olarak başladı. Nefes ya- şamı geliştirdi ve ses ortaya çıktı. "Su", birçok dünya dininde bahsedilen Söz'dür.
Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla-
Sayfa 72
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
Giderek daha yakına yaklaşarak çıplak vü- cudunu, onun, onu ne kadar çok istediğini gizleye- meyen vücuduna, sırılsıklam olmuş pantolonuna ve gömleğine yapıştırdı. Onun dudaklarından dökülen inlemeleri, iç çekmeleri ve mırıldanmaları duymak istiyordu. Kalçasını ona sürttüğünde Clay inledi. Ses oldukça seksiydi ama bundan çok daha faz- lasıydı. Bu
Sayfa 202
Reklam
İçine doğru yayılan sıcaklık akımını oluşturan şeyin onun parmağının baskısı mı, yoksa pürüzsüz objenin yeni ve çılgınca hissi mi olduğunu bilmiyor- du. Ama Clay'in parmağı kıvrımlarının içine doğru inerek içine girdiğine, dışarı biraz daha ıslaklık aktı. "Elime akman çok uzun sürmedi." "Azgınlığımın hızı seni hayal
Sayfa 43
"Daha fazlasına ihtiyacın olduğunu söylemiştin sanki?" diye sordu. "Tanrım, evet." İki parmağını soktu Julia'nın içine ve onun, par- maklarının çevresinde kasıldığını hissetti, ıslaklığı parmaklarını sırılsıklam etmişti. "Şimdi, elimi becer Julia. Kendin mastürbasyon yaparken parmaklarını becerdiğin gibi, benim elimi
Sayfa 183
Yeni doğmuş bebek
"Yeryüzünde titrek bir ses duyuldu. Daha önce hiç duyulmayan bir sesti bu. İlk defa kımıldayan bir gırtlaktan geliyordu. "Bana en koyu karanlıklarda yaşamış bir insandan bahsettiler. Sanki bir uçurumun dibindeymişçesine en sönük bir ışık parıltısı bile değmemiş gözlerine. "Bana sessizlik içinde yaşamış bir insandan bahsettiler. En kısık bir ses bile değmemiş kulaklarına... "Hayatı boyunca ilginç bir şekilde hep ılık olan bir suyun içinde gerçekten yaşamış ve sonra da birden buz gibi bir akarsuya daldırılmış bir insanın hikâyesini duydum. "Bu insan önceden hiç nefes almamış ciğerlerini birden havayla doldurmuş. Hep sönük kalmış ciğerlerini birden havayla şişirmiş ve acıyla çığlık atmış... "Yeryüzünde kavruk, titrek bir ses duyuldu. Daha önce hiç duyulmayan bir sesti bu. İlk defa kımıldayan bir gırtlaktan geliyordu. "Bu, istirahat eden insanın sesiydi. "Böylesine mutlak bir istirahati kim hayal edebilir ki? "Yemek yeme zahmetine bile girmeyen birinin istirahati, çünkü onun için başkası yemek yiyordu. Bütün kas lifleri rahat konumdaydı, çünkü yaşaması için gerekli ısıyı başka dokular üretiyordu. En içteki dokuları bile kendilerini zehirden ve mikroplardan korumak için çalışmak zorunda değildi, çünkü başka dokular ona hizmet ediyordu. Ve oksijen o nefes almadan veriliyordu ona, canlılar içinde ne eşsiz bir ayrıcalık!
Sayfa 25 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
Dudağını ısırarak güçlükle bir nefes aldı Julia. "Azmamış numarası yapma," dedi Clay. "Yapmıyorum zaten," diye fısıldadı. "O zaman inlemeni duymama izin ver. Her şeyi duymak istiyorum." Julia gözlerini açarken, Clay onun göğüslerini bluzunun dar kumaşırın üzerinden kavradı. "Islandın
Sayfa 83
"Cenneti tarif et" derseniz ana rahmindeki hissi tarif ederim. Aslında orayı cennet kılan sen ve ben'in hiç olmaması. Mutlak bir teklik var. Bir nevi vahdet-i vücûd ya da panteizm gibi. Ne bir ses, ne bir nefes... Hiçbir diyalektiğin olmadığı, hareketin olmadığı, akışın olmadığı, sonsuz bir duruş, sonsuz bir duyuşun olduğu bir yer.
Sayfa 12 - İz Bırakan Kalemler (İBK) Yayınevi, 1. Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
1,043 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.