Kimseyi istemiyor du adam Ne bir ses Ne bir nefes…
İçimdeki Tufan
Bağrımda… Bu yanan kor ateş varken… Ne rüzgâr söndürür ne kar söndürür Alevler yükselir… Yağmur yağarken… Söndürürse ancak o yâr söndürür Bir yandan alevler ruhumu sarar Bir yandan kabarır deniz… Dalgalar Boğulurum her gün… Gece sabahlar
Reklam
Son kalan
Dünya parçalanmış, kalmamış benden başka tek bir cansız. İnsanlar çürük birer beden, sağır, ruhsuz, duygusuz. Bir elimde radyo, diğerinde eski bir telsiz. Gece gündüz uykusuz, aç, susuz sesleniyorum umutsuz. Birisi uyansın, olsun bana bir nefes, sıcak bir can, bir avuç huzur. Ne çare hepsi boş, uyku ağırlaşıyor, hava buz. Bırakmak üzereyim kendimi, son bir gayret: Ses verin bana, ben son kalan aciz! Ses verin bana, ben son kalan cansız! Ses verin bana, ben son kalan bedbaht! Ses verin bana, ben son kalan, ben son kalan… Gam-ı Umman
Dünyalar arasında bir ruh taşıyan Rahibe Siren. MÖ 480 dolaylarında Xanthus, Türkiye'den Likya mezar kabartması. Ölüm Kapısı Ölüm anında, insan ruhu ters bir gebelik yolculuğuna başlar, gebelik aşamalarından geçerek bilinçsiz dişil zihnin en derin ilkel köklerine iner ve bu sayede Büyük Ana'nın Dünya Rahmi ile tekrar birleşir. Oradan,
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
Neden?
İşlerin nasıl bu noktaya geldiğini inanın hatırlamıyorum. Anımsadığım son şeylerden biri, orta halli bir otel odasında, beyaz ince bir çarşafla sarınıp öylece karşımdaki duvara baktığımdı. Aylardan ocaktı. Yılın ilk ayı… Ve ben soğuk havaya aldırış etmeden camı aralamış ve buz gibi havanın odaya nüfus etmesine seyirci kalmıştım. Üstümdeki incecik
Reklam
Kırağıdan nem kapan bir hava var dışarda. "Bu havada şort giyilmez, kalk da uzun bacaklı bir şeyler giy oğlum" diyerek öğleden beri yapıştığım koltuktan kalkarak üzeri sigara yanığı bir eşofman altı giydim. "Bana ne lan senin giydiğin heşofmenden" diyebilirsiniz. Tabi hakkınız, diyin anasını satayım. Zaten alt katımdan
Ne bir ses, ne de bir tını ister bazen insan. Ve müthiş bir sessizlik, nefesinin sesinden başka bir şey yok. Kendini dinlemek, farkındalık, yeniden nefes alabilmenin ön koşulu gibi. Kendini dinlemeli, kendin olmak için. Unuttuğumuz benliğimiz gözlerimiz kapalı sadece biz olmak. Küllerinden yeniden doğmalı insan.
İŞTE ORASI BİR YERDE
Bir ses vardı, Ufak bir gürültü bayağı bir neşe. Saatlerce bakıp geçerdi, Kolunda saati, Bir nefes vardı işte orada. Bazen sinirleniyorum, Hiç bir şey ellemeden.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.