Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben, bir Müslüman'ın evinden fazla çöp çıkmaması gerektiğine inanıyorum. Evinin uygunluğu ölçüsünde atıkları muhakkak değerlendirir. Eşyalar eskidiyse onu başka bir eşyaya çevirir. Bu sebeple her alanda üretimi teşvik ediyoruz. Dijitalde, sinemada, edebiyatta, teknolojide... Her ne yeteneğin varsa o alanda önce fikir üret sonra çalış ve üretime geç! Öğrencilerimize bunları diyoruz.
Yaşanmış binlerce şeyden geriye hatırlanmaya değer çok az şey kalacak olmasına ne demeli. Hepsi de iyi şeyler değil üstelik. Sesin kamburlaşmasına yol açan bu anı tortuların silmek süpürmek elimizden gelmiyor. Bunu yapabilenlere deli ya da dâhi diyoruz. Ne deliyim ne dahi ünlem kendimi tanımlamam gerekirse, merakı nazar boncuğu gibi yakasında taşıyan bir öğrenciyim, diyebilirim.
Sayfa 35 - EverestKitabı okuyor
Reklam
Kıssalık hisse
__Söyle bakalım senin ne hünerin var? Seni neden satın almalıyım? __İstesen de beni satın alamazsın! Buna yeryüzündeki hiçbir servet ya da menfaat yetmez! Ama çok merak ediyorsan söyleyeyim: "Benden çok iyi efendi olur!" Durum ne olursa olsun sana ne yapman gerektiğini söyler, hayat yolunda yolunu kaybedip sonrasında kendini kaybetmene de izin vermem. (Günümüzde bu mesleğe bir nevi yaşam koçluğu diyoruz.) Adamın zihninde şimşekler çakmıştır, o an, o yaşlı adamın Diyojen olduğunu anlar. Tüccardan hemen satın alır Diyojen'i, kendi ve çocukları için en sahip olunmaz eğitmeni edinebilmenin gururunu yaşar. ***
Sayfa 60 - Omca Yayınları
- Bilinmez ki, Amerika gelirse,Yunan gelmezmiş. O hepsinden güçlü,hepsinden büyükmüş dediklerine göre hatta İngiliz bile gelemezmiş korkusundan. -Peki Amerika neden geliyormuş bize? Madem bu kadar büyük ne demeye alacakmış bizi koltuğunun altına anası , atası falanmıymışız biz? -Demokrasi yapacakmış burda. - Nedir bu demokrasi? Yenilir içilir mi? -Yok yenmez içilmezmiş de...Biraz yenilir içilirmiş galiba.İşte öyle birşey hürriyetmiş. -Yahu bu kaçıncı hürriyet be... Benim bildiğim,Mithat Paşadan beri biz,hürriyet geldi. hürriyet geliyor diyoruz. Öyleyse ben sana birsey diyeyim kahya.Bu dediğin Amerika mıdır,nedir ötekilerden hiç farklı değil.Demokrasi biraz farklı geldiydi bana. Ama madem onunda ardında hürriyet varmış.Hiç bir işe yaramaz; O da ötekiler gibi,bizi çalıp çırpmaya geliyor olsa gerek. -Yok Musa Emmi. Bu çok zenginmiş. Hiç isteği de yokmuş üstelik. -Len Kahya bilmez misin sen,en fazla çalan en zenginimizdir. O hepsinden zengin olduğuna göre temelli anamızı belleyecek desene. Vazgelin siz bu işten. Başımızdakiler yetmiyor mu çalmaya? Bir de dışardan elin gavurunu getiriyorlar.:)
Ruh güzelliğinin, ahlâk temizliğinin olmadığı bir ocakta, huzur bülbülleri şakımaz, sürûr gülleri açmaz. Kimse, kendisini kandrımamalı, nefsinin ve şeytanın maskarası olmamalıdır. Ne yazık ki yaşanan gerçekler, çok acıdır. İslam diyoruz ama, yaşamaktan kaçınıyoruz onu. Sonra da bin bir türlü huzursuzluk içinde, talihsiz bir hayat yaşamaya mahkum ediyoruz kendi kendimizi.
Sayfa 86 - Sevgi YayınlarıKitabı okudu
Her gün 40 rekat namazın her rekatında Fatiha-i Şerif okuyoruz. Çünkü Fatiha'sız namaz olmaz. Fatiha' da ne diyoruz? "Gayri'l-mağdubi aleyhim vele'd-dallin." Cenabı Allah bize neden günde 40 defa bu sözü söyletiyor? Nedir bunun manası? "Ya Rabbi sakın bizi sırat-ı müs-takimden ayırma. Bizi gazap ettiklerinin yoluna saptırma. Dalalete düşenlerin yoluna kaydırma!" Gazap ettikleri kim? Yahudiler, Siyonistler ... Dalalete düşenler kim? Hristiyanlar, Haçlı emperyalistler ... Kim söylüyor bunu? İslam alimleri.
Reklam
Karşılaştığımız her yeni ilişkiyi daha önceden varolan bir kategoriye sokma eğilimi duyuyoruz. Onda genel ya da ortak olanı görüyoruz; oysaki ilişkiye katılanlar onda sadece bireysel ve kendilerine özgü olanı görüyor-hissediyorlar. Biz, ne kadar öngörülebilir, diyoruz; onlar, ne kadar şaşırtıcı, diyorlar.
Sayfa 21 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bu durumdan kurtulabilmek için, hayallerimizi fi­ziksel birer deneyim haline getirmek oldukça fay­dalıdır. Bunu, benim seminerlerimde de çok se-verek kullandığım, inanç oyunu ile yapabiliriz. Bu çalışmayı genelde dördü gruplar hilinde yapa­rız. İsteğimizi bir kağıda yazıp onu zihnimizde can­landırdıktan sonra, gruptaki diğer arkadaşlarımıza neye sahip olduğumuzu anlatıyoruz. Yani diğer ar­kadaşlarımıza ne istediğimizi söylemiyor, "Çok güzel bir beraberlik diliyorum." demiyor; "Çok güzel bir beraberliğe sahibim." diyoruz.
İhtiyarlığın son basamağında kuvvet tükenmesiyle ölmeyi beklemek, ömrümüze böyle bir son düşünmek ne ham bir hayal: Ölümün bu türlüsü en olmayacağı, en az görülenidir. Yalnız ona doğal ölüm diyoruz; sanki kafası yarılıp ölmek, suya düşüp boğulmak, vebaya, zatürreeye yakalanmak doğaya aykırıymış, her günkü hayatımız bunlarla dolu değilmiş gibi. Bu güzel sözlerle kendimizi aldatmayalım: her yerde, her zaman insanların çoğunun başına gelen ne ise ona doğal diyelim.
Sayfa 102
Kimse bir gün gözlerimi sevmiyecek, biliyorum Kimse bir gün kimseyi sevmiyecek, korkuyorum Bir yaşlı kadın en erkek boyutunda Kendisiyle çiftleşecek kaç kere yalnız Kaç kere yalnız, kaç kere şaşırmış, bitkin kaç kere Bir ölgün ses bulacak sesinden çok uzaklara Vardır ya, hani bir yer, uzakta pek uzakta Ölüm mü? - yok canım, çok sesli bir evrende çok erken daha Üstelik bilmiyoruz da, doğrusu bilmiyoruz, ölüm mü, bunu hiç bilmiyoruz Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmıyanlada Tavşansı sıçramalarla bitirsek şu ormanı Böylece, niye olmasın, işte bir orman daha Sanki bir gölgeye geldik; yorulduk, acıktık, susadık biraz Ve doyduk, ve içtik, ayıldık bir anlam da Ayıldık ve sorduk, baktık ki hep ormandayız Kaç kere ölmemişiz, kaç kere sormamışız, bu kaçıncı dalgınlığımız Yani kaç sesli bir evrende kaç kere yalnız Ne ölmek, ne anımsamak! sadece yaşamakla Tam öyle gibi ... Demeyin: eh, biraz yorulsak da Demeyin, sakın haa, yok şu kadarcık bir şey insanın sonsuzunda Şu kadarcık bir şey - öyleyse ... yani biz şimdi ne yapsak acaba Biz şimdi ne yapsak, biz şimdi ne yapsak, biz işte biraz bilmiyoruz ya Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmıyanlarla.
Pdf
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.