Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Bir akşam Olimpos'ta toplanmışlardı. Aralarında Fethi (Okyar) ve Ali Fuad (Cebesoy) da vardır. Konu döndü dolaştı, İran olaylarına geldi. İran'da hürriyet savaşına atılanlar büyük başarı kazanmışlar, Muzafferiddin Şah parlâmentoyu açmak zorunda kalmıştı. Venizelos da Girit'te adayı Yunanistan'a katmak için savaşta idi. Ali Fethi: - Bizde neden böyle adamlar çıkmaz? diye öfkeli bir çıkış yaptı. Masada bir susma.Mustafa Kemal derin bir düşünceye dalmıştı. Biri neden sonra ona döndü: - Ben senin ne düşündüğünü biliyorum: Neden ben çıkmayayım, diyorsun. Mustafa Kemal birden atıldı: - Evet böyle düşünüyorum. Neden bir Mustafa Kemal çıkmamalı? Pek de ciddî idi. Yüksek sesle söylemişti. Biraz sonra, belki de çekinerek, masada bulunanlardan çoğu ayrılıp gittiler. - Evet neden bir Ali Fethi, bir Mustafa Kemal çıkmaz? Fethi: - Biraz da Yonyo'ya gidelim, dedi. Maksadı bahsi değiştirmekti. Konu orada da aynı... Fethi: - Çok iyi söylüyorsun ama, bir parça da eğlenerek... Politikayı bıraksak... diyordu. Mustafa Kemal durmadan konuşmak istiyordu: - Hem ihtilâlden söz ederiz, hem İstanbul baskısı altında korkuyoruz. Sonra da İran'daki, Girit'teki hareketlere imreniyoruz. Ben baş olabilirim, diye biri ortaya çıkınca herkes susuyor. Yok öyle şey. Hemen toplanmalı, karar vermeliyiz.
Reklam
Sütlaç
Bahse girerim ki senin şu anda ne düşündüğünü biliyorum.
"Senin yanındayım," der gibiydi. "Ne düşündüğünü, ne hissettiğini çok iyi biliyorum. Ne kadar aşağılandığını, ne kadar nefret ettiğini, ne kadar tiksindiğini biliyorum. Ama merak etme, yanındayım!"
Sayfa 27
Ne var ki ben, kendimle ilgili bazı meseleleri hâlâ çözebilmiş değilim. Rendekâr düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim? ... Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o, benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
"Seni o kadar iyi tanıyorum ki Ne düşündüğünü biliyorum."
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.