Ekman'ın mikroifadeleri keşfiyle birlikte, beden dili ve yüz ifadeleri batının kişisel gelişim zırvalığından bilimsel temellerle bir psikolojik olgu halini aldı. Ekman'dan sonra ortaya çıkan her kitap ondan birşeyler taşıyarak yazıldı. Kimi yazar direk alıntı yaparken, kimilerinde intihal yoluna gitti. Bu olgunun babası ve yazdıklarının bilimsel karşılığı ve kanıtlarla ortaya dökebilen yegane kişidir Paul Ekman. Mutlaka okunması gereken, bir kitap. Size Lie to me' deki gibi tek bir olaydan yalan avcısı olmayı vaadetmek yerine (Holly Wood Abartması) önce yalanın ne olduğunu, nasıl söylendiğini ve kendini yalan yakalamada usta zanneden bizlerin ne kadar yanılığını ortaya koyan bir kitap. Psikolojiye, insan davranışlarına yalan söylemenin beyinde nasıl bir etki bıraktığına merakı olan herkes bu kitabı okumalı.
"Yalan söylemek hayatın öyle merkezi bir unsurudur ki onu daha iyi anlamak neredeyse tüm insan ilişkilerinde işe yarar. Kimileri bu söylemden ürkebilir, çünkü onlar yalanı kınanması gereken bir şey olarak görürler.''
"İnanılmaktan korkan bir çocuğun endişesi ile yalan söyleyen bir çocuğun yakalanma korkusunu ayırt etmek neredeyse imkansızdır. Korku belirtileri aynıdır.''
"Ve daha da kötüsü kendini inandırmay8 başaran bir yalancının, kendi yalanının doğru olduğuna inanır hale gelmesidir. Bu tip yalancılar tespit edilemez. Sadece yalan söylediklerinin farkında olan yalancılar yakalanabilir.""
"Halk liderlerin devamlı surette yalan söylediğine inandığında, herhangi bir hükümet modelinin kendi vatandaşlarını ezmeye yönelik güç kullanma yöntemi dışında başka bir yolla ayakta kalabileceğini sanmıyorum."
"Freud: görmek için gözleri ve duymak için kulakları olan insan kendini hiçbir ölümlünün sır saklayamayacağına inandırabilir. Dudakları hareketsiz kalsa, parmak uçları çene çalar; her dikkatli bakışta, ihanet kendini hissetirir.''