Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun?
sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!
peki, sen ne görüyorsun bakalım?
insan, sadece insan. seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.
[zülfü livaneli-serenad]
Fazla şiirden öldü Edip Cansever
“Neyi duysam hüzünlenirim / En ufak şeyi, rüzgârı bile",
“Gökyüzü karışıksa kuşların işi / Ya içim içime
sığmıyorsa / Ne denir kötüdür insanlarin gidişi"
"Pencere yanındaydı gökyüzü yanında / Uzandı masaya sonsuzu koydu"
"Bana bak / Ben öyle kendine güveni olmayanlardan değilim / Bıkmışım artık uzunlu kısalı lâflardan /
Öylesine..
Aramızdaki fark ne biliyor musun? sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
Peki sen ne görüyorsun bakalım?"
İnsan, sadece insan seven, acı çeken, açılan, üşüyen, korkan bir insan."
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Yahudi dili, dini, ya da Yahudi kültürü karşısında herhangi bir heyecan duyuyor değilim. Hıristiyan ya da Kızılderili Tanrısına ne kadar inanıyorsam, Yahudi Tanrısına da o kadar inanıyorum, ama senin Tanrının nerden geldiğini biliyorum. Yahudilerin "seçilmiş" insanlar olduğuna inanmıyorum. Yahudilerin bir gün kendilerini bu gezegendeki insan hayvanları arasında kaybedeceklerini ve bunun kendileri ve gelecek kuşakları için iyi bir şey olacağını biliyorum. Bu sözlerim hoşuna gitmedi değil mi Yahudi küçük adam! Yahudiliğini öne çıkarıp duruyorsun, çünkü kendini ve Yahudi olarak sana yakın duranları küçük görüyorsun. Yahudinin kendisi en büyük Yahudi düşmanıdır.
Sayfa 47Kitabı okuyor
- "Aramızdaki temel fark ne biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
+ "Peki sen ne görüyorsun bakalım?"
- "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Söylendiğine göre; deve sevgi ile sarhoş olduğu zaman kırk gün yemek yemez. Önce götürdüğünden daha fazla yük yüklense tınmadan taşır. Çünkü kalbine sevgilisinin muhabbeti düştüğü zaman yemi arzu etmez, sevdiğine kavuşma iştiyakıyla ağır yüklere aldırmaz!...
Ey insan! Görüyorsun ki bir deve sevdiğine kavuşmak için nefsinin arzularını gemleyerek yemeyi içmeyi terk etmekte, ağır yüklere tahammül etmektedir. Acaba sen, haram kılınmış olan arzularını Allah için terk ediyor musun? Allah aşkı için hiç yemeyi içmeyi terk ettiğin oldu mu? Allah aşkı için hiç nefsine ağır yükler yükledin mi? Eğer bu söylenenlerden hiç birini yapmadıysan, sen; ne dünyada, ne ahirette ve ne insanların yanında, ne de Allah katında faydası olmayan manasız boş bir iddia peşindesin!
Sayfa 57Kitabı okudu
ALA{☆
Ellerim elbiselerde dolandı. Onları kullanacak olsan da kendini sevdir. Boran mesela, tatlı suratına aldanma. insanları zehirlemek için tonlarca uyuşturucuyu sınırdan geçirebilmek için çırpınıyor. Sergei mesela. Aptallığı seni eğlendiriyor ama gözlerinde görüyorsun, adam normal değil. Yarın seni bile öldürebilir. Kırmızı elbiseleri es geçtim. Kırmızı annemdi. Milan... Milan mesela o güzel gözlerinin altında ne anlamlar yattığını bilmiyorsun. Git,
ona kapılıyormuş gibi davran, kalbini eline bıraktığı an yerinden sök. Çünkü o, sırf güç uğruna insanların hayatı ellerinden alan biri.
Unutma, önceliğin ne sen ne geçmişin ne geleceğin; önceliğin devletin.
Gözlerimi kapattım.
Sayfa 204 - Parola yayınlarıKitabı okuyor
Robespierre'den Fouché'ye:
"Söyle bize, Tanrı yoktur diye halka duyuruda bulunma görevini kim verdi sana! Halkı, kaderini kör bir iradenin tayin ettiğine, rasgele kâh erdem kâh kötülük dağıttığına, ruhunun mezarın kapısında sönecek ince bir soluk olduğuna ikna etmekte ne gibi bir fayda görüyorsun! Ey bedbaht sofist, kötülüğe teslim etmek üzere, masumiyetin elinden aklın asasını çekip alma hakkını nasıl bulursun kendinde?"
Sayfa 78 - Can Yayınları
