AYNALARIN ÖTESİ Her ne kusur varsa geçen zamanda; Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda, El olur Leylalar ela gözlü yar Güzel açar güzelliğin sergisin Gün ağartır kara saçın örgüsün... Muhabbet faslında ölüm türküsün Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar Estikçe iş çıkar işin içinde; Gençliğin hasret yer sevda göçünde Bilmez misin, dört mevsimin üçünde Kar olur yaylalar, ela gözlü yar Alı al, yeşili yeşilde ara; Ahirete gider kalbdeki yara... Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara, Dökülen ayvalar ela gözlü yar Vakit dolar, nakit biter kasanda... Sevda bir kitaptır gönül masanda; Okusan da olur, okumasan da... Kapanır sayfalar ela gözlü yar.
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=62
Zengin olmak mutluluk vermiyor ki. Bir tane evim var, o da dünyayı gezmeme yetiyor. Hem böyle mutluyum. Fazlasını istemiyorum. Bak biz burada ne güzel oturmuş seninle muhabbet ediyoruz. Deniz kenarında bir bardayiz. Buradaki otuz kırk kişi ile de hiç tanışmıyor olsak bile bir şekilde tanışıp eglenebiliriz. Zengin olsan bunu yapamazsın. Çok zengin olsan hiç yapamazsın. O kadar paramız olsaydı muhtemelen şu karşıya özel botumuzla gelip zengin 3 4 arkadaşımızla beraber eğleniyor olurduk. Yanımızdaki eşimiz yada kız arkadaşımız muhtemelen bizim için değil paramız için yanımızda olacaktı. Yani yaşamak için elbet para lazım, ama mutluluğu parayla satın alamıyorsun
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Frankenstein: Felix,Agatha ve Baba
Samandan yaptığım zemine uzandım fakat uyuyamıyordum. Gün içinde olanları düşünüyordum. Beni en çok etkileyen, bu insanların kibar tavırları idi. Onlara katılmayı o kadar istemiştim ki, ama cesaret edemedim. Bir gece önce gaddar köylülerin bana neler yaptıklarını çok iyi hatırlıyordum. İleride nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyordum fakat
Sayfa 120 - Timaş YayınlarıKitabı okuyacak
Hiddet zamanı muhabbet göstermek ne güzel bir şeydir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Gönül ehli başka bir hal. Onlar bambaşka insanlar. Ah keşke, keşke sayıca daha çok olsalar. Gene de az değiller. Ne de cılız ya da suskun veya görünmez. Serpiştirilmişler yeryüzüne, öylesine. Ben gönül ehlini niye seviyorum? Seviyorum çünkü onlarda zerre kadar fenalık yok. Herkesin birbiri hakkında atıp tuttuğu, yalan yanlış yazdığı, belden aşağı vurduğu ortamlarda bile onlar dedikodu yapmazlar. Çirkin söz söylemezler. Kem nazarla bakmazlar. Çünkü bilirler ki kem sözün, kem gözün enerjisi insana yapışır. Daima kötü konuşan insanlar omuzlarında ağır bir yükle dolaşır. Ben gönül ehlini niye seviyorum? Seviyorum, çünkü onlar insanı insana kırdırmazlar. Hiçbir konuda aşırıya gitmezler. Kimseye kin gütmezler. Kalp ehli insanlar, Kırgızistan'da olduğu gibi tutup da komşularının evlerinin üzerine kırmızı boyalarla işaret koymazlar. Bu Özbek, bu Kırgız, bu filanca, bu falanca gibi ayrımlar yapmazlar. Nefrete, husumete, şiddete çanak tutmazlar. Ben gönül ehlini niye seviyorum? Çünkü onlar hoşça bakarlar cümle âleme. Ve dahi kendilerine. Güzel bakar ve güzel görürler. Enerjileri farklıdır, hemen hissedersiniz. Telaşsız, kavgasız, küfürsüz yaşarlar. Gittikleri her yerde etraflarına daim muhabbet saçarlar. Kalem ve kelam dünyası daha kavgacı, hırslı, hırçın. Bu da benim çelişkim işte. Bense ruhen araftayım. Kalem ehlini seviyorum, ama kalp ehli başka dostlar, onlar bambaşka...
Mutlu Prens'in Elçisi
"Uzakta," diye devam etti heykel, tatlı kısık sesiyle, "Çok uzakta küçük bir sokakta bir fakirhane var. Pencerelerinin bir açık. Masada oturan bir kadın görüyorum. Yüzü zayıf ve yorgun; terzi olduğu için elleri nasırlı, kızarmış, iğneden delik deşik olmuş. Kraliçenin en güzel nedimesi yarınki saray balosunda giysin diye saten
Sayfa 20 - MUTLU PRENS VE TÜM ÖYKÜLERİ - insankitap / klasikler seçkisi 08 1.Baskı Nisan 2016Kitabı okudu
Reklam
533 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.