O meu pé de laranja lima
El ele, acele etmeden sokakta yürüyorduk. Totóca bana hayatı öğretiyordu. Ben de, ağabeyim elimden tuttuğu ve bana birtakım şeyler öğrettiği için durumumdan hoşnuttum. Nesneleri bana evin dışında öğretiyordu. Çünkü ben evde keşiflerimi tek başıma yaparak kendi kendimi eğitirken; yalnız olduğum için, yanılıyordum. Yanılınca da eninde sonunda hep dayak yiyordum. Önceleri kimse beni dövmezdi. Ama sonra her şeyi öğrendiler ve zamanlarını, benim bir şeytan, bir baş belası, lanet olasıca bir sokak kedisi olduğumu söyleyerek geçirmeye koyuldular. Buna aldırdığım yoktu. Sokakta olmasam şarkı bile söylemeye başlardım. Şarkı söylemek güzel şey. Totóca, şarkıdan başka bir şey daha biliyordu: ıslık çalmayı! Ama ben ne kadar uğraşırsam uğraşayım, ağzımdan ses çıkmıyordu. Totóca ıslığın tıpkı böyle çalındığını, ama şimdilik bir ıslıkçı ağzına sahip olmadığımı söyleyerek beni yüreklendirdi. Yüksek sesle şarkı söyleyemediğim için, şarkıları içimden söylüyordum. Garipti ama, çok da hoş olabiliyordu.
Sayfa 15 - Can Yayınları Minikitap - BİRİNCİ BÖLÜM / Nesneleri keşfederkenKitabı okudu
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Reklam
İnsan böyle bir atla, şarkı mırıldana mırıldana tek başına gitse ne kadar hoş olurdu.
Sayfa 95 - ÖTÜKEN YayınlarıKitabı okudu
Ben nasıl olsa sarhoş olurum Başımda, gözlerimde, iliklerimde sevda. Ne şarap, ne rakı bu başka Hiçbir şey benzemiyor aşka, Her ne zaman bir şarkı dinlesem, sevdalı Bir hoş olurum...
Redkit misali
İnsan böyle nir atla, şarkı mırıldana mırıldana tek başına gitse ne kadar hoş olurdu. İnsan yalnız olunca neler neler düşünür. gerçekleşmemiş hayalleri, uçup giden yıllarını, ilk aşk mecaralarını... O pek gerilerde kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur? Bunu da bilmez insan. Ama zaman zaman bunları düşünmekten, o günleri yeniden yaşıyor gibi olmaktan hoşlanır. Yorga giden güzel bir at, iyi bir yol arkadaşıdır.
Sayfa 92 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
suyun ayak sesi
* Annemin sessiz geceleri için! * Kaşan şehrindenim Fena sayılmaz halim, Bir lokma ekmeğim var, biraz aklım, İğne ucu kadar da zevkim. Annem var, ağaç yaprağından daha güzel, Dostlar, akan sudan daha iyi
Sayfa 5 - (Türkçesi : Işık Tabar Gençer – Şirin Mehran)
Reklam
526 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.