Yakamoz Papatya [1-19]
Özgür Vural
Özgür Vural
Hepsini okumak isteyenlere.. Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini
176 syf.
·
Not rated
Sevdalım Hayat kitabından sonra Sürgün şarkısı benim için farklı bir anlam kazanmıştı.Bu kitaptan sonra da benim için Sürgün şarkısı farklı bir boyuta geçti.Artık sadece bir şarkı değil bir ömrün bir kısmının hikâyesi.Zira kitapta memleketinden uzak bir sanatçının,aydının hayli anıları var.Bu anılar genel olarak satır aralarında saklı.Öyle açık
Sazın Teli Koptu
Sazın Teli KoptuZülfü Livaneli · Can Yayınları · 202443 okunma
Reklam
Yaşanmamışlıklar Tehlikelidir
Yaşanmamış geçmiş, yani yaşayabileceğiniz ama yaşamadığınız o anlar, çiçek açabilecek ama kaçırdığınız aşk ilişkileri, söyleyebileceğiniz ama aptalca bir şeye takılıp kaldığınız için kaçırdığınız şarkılar... Size psikolojik yük olan ve her geçen gün daha da ağırlaşan şey yaşanmamış geçmiştir. Yaşlı bir adamın sinirlenmesi de işte bu nedenledir. Bu onun hatası değil. Neden bu kadar sinirli olduğunu, en ufak şeyin bile kendisini neden böyle sinirlendirdiğini, neden sürekli öfkeli olduğunu, neden başka kimsenin mutlu olma- sına izin veremediğini bilmez o; dans eden, şarkı söyleyen, atlayıp zıplayan, sevinen çocukları görmeye neden katlana- madığını, neden herkesin sessiz olmasını istediğini de... Ken- disine neler olduğunu bilmez. Bu çok basit bir psikolojik olgu: O hiç yaşamadan koca bir hayat geçirmiş. Çocuk dans etmeye başladığında, içindeki çocuk dans etmekten bir şekilde alıkonmuş, çünkü bu saygın, onurlu bir davranış olarak görülmediğinden belki de ailesi, büyükleri ve hatta kendisi buna engel olmuş. Komşuların karşısına çıkartıldığında, "Bakın bizim çocuğumuza, ne kadar de sessiz, sakin, uslu bir çocuk, kimseyi rahatsız etmez, yara- mazlık yapmaz," diye övmüşler onu. Çocuğun egosu bundan tatmin olmuş. Her neyse işte, sonuçta dans etme fırsatırı kaçırmış. Şimdi de bu çocuğa kesinlikle katlanamıyor, onu hoş göremiyor. Aslına bakarsanız incinen onun yaşanmamış çocukluğudur. Bu onda bir yara bırakmış. Peki ya sizler kaç tane yara taşıyorsunuz? Binlerce yara var ardı ardına dizilmiş olan; hayatınızın ne kadarının yaşamadan öylece geçip gitme sine izin verdiniz?
At kendisinden isteneni anlamakta gecikmedi. Hızını kesti ve hafifçe yorgalayarak gitmeye başladı, biraz pofurduyor, yeri döven nal sesleri duyuluyordu. İnsan böyle bir atla şarkı mırıldana mırıldana tek başına gitse ne kadar hoş olurdu.
Sayfa 92
Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum. Tamam Tuna, bekliyorum. Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
Ben nasıl olsa sarhoş olurum Başımda, gözlerimde, iliklerimde sevda. Ne şarap, ne rakı bu başka Hiçbir şey benzemiyor aşka, Her ne zaman bir şarkı dinlesem, sevdalı Bir hoş olurum...
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.