Ah ölüm! Ne çok konuşulmak isteniyordu. Ölüm sükûtlara sığmıyordu. Sığmıyordu.
Sayfa 114 - Profil Kitap
"İngiltere sivil idareyi yürütmek üzere 30/6/1920' de (Herbert Samuel) adlı bir vis-komiser tayin etti. Azılı bir yahudi olan bu adamın tayini, müstemlekeciliğin tarife sığmaz bir alçaklığı idi. İngilizlerin, ne dereceye kadar siyonizmin emrinde çalıştığı görülüyor. Bu, bütün dünyaya şunu gösteriyor ve iş'ar ediyordu: Filistin'in (ki yahudi vatanı yapılmak isteniyordu) başına bir yahudi getirilmiştir."
Reklam
Osmanlıların Rusya nezdindeki girişimlerinin yine de bir minvale girmiş olduğu söylenebilecekken, mayıs ayındaki Yalta görüşmeleri sonrasında olduğu gibi, İngiliz Dışişleri yine son derece etkin bir müdahalede bulunacak ve süreci rayından çıkartacaktır. Nicolson ve Grey'in Osmanlıların netice almaya yaklaştığını gördükleri Rusya'ya yönelik diplomasinin önünü kesmek için buldukları yol, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünün üç İtilaf devleti tarafından bir arada garanti edilmesi yönünde 14 Ağustos günü ortaya attıkları fikirdir. İlk bakışta ne kadar olumlu ve birden her sorunu çözer gibi gözükse de bu fikir esas itibarıyla içeriksiz bir göz boyamacadan ileri gitmemekteydi. Zira Osmanlıların toprak bütünlüğü, olması gerektiği gibi ikili düzeyde devletten devlete değil, İtilaf şemsiyesi altında garanti edilmek isteniyordu. Bu halde de bir siyasi yapı olarak İtilaf sona erecek yahut taraflardan biri savaşın bir aşamasında, hatta savaştan sonra İtilaf Bloku'ndan ayrılacak olduğu takdirde toprak garantisinin neyin üzerinde oturacağı sualinin cevabı yoktu.
Sayfa 414
İsrail 50,000 askerle harekete geçmişti. Mısır'ın ise Sina'da 75.000 askeri 90 MG savaş uçağa ve 50 tane de ilyuşin jet bombardıman uçağı bulunuyordu. İsrail beş gün içinde. Mısır ordusunun yarısının bulunduğu Sina'yı tamamen kontrol altına aldığı gibi, Mısır kuvvetlerinden de 5.000 askeri esir etmişti. Ayrıca 100 tane Sovyet yapısı T-34 tankı ile bir miktar Sherman tank da İsrail'in ganimetleri arasındaydı. İsrail'in Sina'daki bu hızlı başarısında, 31 Ekim'den itibaren İngiltere ve Fransa'nin da savaşa müdahalesi üzerine Nâsır'ın. Süveyş Kanalı'nı savunmak üzere, Sina'daki Mısır kuvvetlerine 2 Kasım'da geri çekilme emri verilmesinin de rolü olmuştur. Ne var ki, Mısır kuvvetleri bu geri çekilmeyi çok kötü ve dağınık bir şekilde yapmışlardır. Bu da İsrail'in işini kolaylaştırmıştır. Daha önceden planlandığı gibi, İngiltere ve Fransa, 30 Ekim'de Mısır'a İsrail'e verdikleri notada, 12 saat içinde yerine getirilmek üzere şu üç istekte bulandular: 1. Her iki taraf kara, deniz ve hava harekâtını durduracaktır. 2. İsrail kuvvetleri Süveyş Kanalı'nın doğu kıyısının 10 mil (16 km) gerisine ve Mısır kuvvetleri de kanalın batı kıyısının 10 mil (16 km) gerisine çekilecektir. 3. Mısır hükümeti, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin kanalın üç noktasına, Port Said, İsmailliye ve Süveyş'e geçici olarak yerleşmesine ve kanalda geçişin güvenliğini sağlamalarına müsaade edecektir. Yani, Mısır'dan Süveyş Kanalı'nı İngiltere ve Fransa'ya teslim etmesi isteniyordu.
Hunt bunun ne anlama geldiğini sormaya cesaret edeme­ den önce, aslanının kuyruğu -Sirinks’inkinin daha büyük bir versiyonuyduyerde sallandı. Arkasındaki kapılar hayalet bir rüzgârla açıldı, açıkça çıkması isteniyordu. Ama Kâhin buhar­ ların içine gizlice girmeden önce, “Kendine bir iyilik yap Orion Athalar ve Bryce Quinlan’dan uzak dur” dedi.
Bu reaksiyon bazılarına göre, Mustafa Kemal Paşa'ya karşı uyanmakta olan güvensizlikten ileri geliyordu. Çünkü yapılan propaganda sonunda Mustafa Kemal Paşa, bazı kişilerce, şahsi fikir ve duygularına mağlup ve diktatörlüğe hevesli bir insan olarak görülmeye başlanmıştı. Yine onlara göre bunun en açık delili, Mustafa Kemal Paşa'nın her yazıya kendi imzasını koyması idi. Bu hâl çok tenkit ediliyor, onun, "Heyet-i Temsiliye ve Kongre mukarrerâtını daima imzasız, sadece Heyet-i Temsiliye diye" tebliğ etmesi isteniyordu. "Mustafa Kemal Paşa, padişahı indirip yerine geçmek için fesat çeviriyor" dedikodusu her tarafa yayılmıştı. Dahiliye nazırına çektiği telgraf ise, aleyhinde yapılmakta olan olumsuz propagandanın şiddetlenmesi için bir fırsat telakki olunmuştu. "Bugün Dahiliye nazırına öyle telgraf çekerse, şunu bunu imhaya kalkarsa, yarın kuvvet eline geçerse ne yapmaz" diye söylentiler ortaya çıkmıştı.
Sayfa 108
Reklam
257 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.