"Eğer istemiyorsan hemen gelmene gerek yok," dedi Frodo. "Ama biliyorsun Babalık yakınlarda, sonra Dulhanım Gurultu ona gayet iyi bakar." "Mesele o değil Bay Frodo," dedi Sam ve kıpkırmızı kesildi. "Ee, ne öyleyse?" "Gül, Gül Pamuk," dedi Sam. "Belli ki benim dışarılara gitmemden hiç
Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla-
Sayfa 72
Reklam
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
akşamlar Geçenlerde tekrarlanan sabahların verdiği mesajı bulup yazmamı istedi hocam @behiyemalkoc. Ama ben hiçbir şeyi tarif edildiği gibi yapamam. İlla bir parça değiştiririm. Pilava zencefil eklerim, sırf ne yapacağını görmek için navigasyonun gösterdiği yoldan çıkarım, cebi oraya değil de şuraya dikerim, bu yazıda da bunu yapıp tekrarlanan
Durum romantik değil, korkunçtu....
Saat 8’de Adnan geldi. Gülüyor, neşeli görünmeye çalışıyordu. Ama, yüzünün ifadesinde bir acılık vardı. Dedim ki: — Biz bu gece, yemekten sonra Nigâr’a gideceğiz. Adnan, o gece evde kalacağını ve İngilizlerin hükûmet darbesini o akşam yapacaklarını söyledi — Ne yapmak istiyorsun, diye sordum. — Biz bu gece evde kalmaya, sonra Meclis’e giderek, eğer kapayacaklarsa, orada bulunmaya karar verdik. — Olamaz! — Sen, kendin, “Hükûmetler düşmanımız, milletler dostumuz,” demedin mi? İngiliz milleti ve parlamenter hükûmetin en eskisi, millî bir cemiyete böyle bir şey yapılmasına engel olurlar. Birdenbire hayalimde Roma senatörlerinin Roma alınırken, sükûnla oldukları yerde oturduklarını gözlerimin önüne getirdim. Ben, birdenbire karar vermiştim. Kâğıtları topladım. En önemli vesika olan Mustafa Kemal Paşa’nın mektuplarını Mahmure Abla’ya bıraktım. Ondan sonra, çarşafımı ve mantomu giyerek Adnan’ın elinden yakaladım. O, isyan eden bir sesle: — Ben söz verdim, dedi. Fakat ben, bu sözün manâsız olduğunu, Anadolu’ya ne kadar önce gidersek o kadar doğru olacağını söyledim. Artık, Ortaçağ’ın bir destanındaki karakterler gibi hareket etmek zamanı geçmişti. Durum romantik değil, korkunçtu.
Ya bu kız bu oğlanın kıymetini bilemedi!
“Neden benim için çabalamayı bırakmadın?” (…) “Ne demek istiyorsun?” (…) “Doğruluk mu cesaret mi oynadığımız o akşam. Bir süre sonra annenin sevgisini kazanmak için çabalamayı bıraktığını söylemiştin.” Durdum. “Neden benim için de pes etmedin?” “Nedenini biliyorsun,” dedi sessizce. (…) “Çünkü sana aşığım, Ivy,” diye fısıldadı. “Senden vazgeçmek bir seçenek değil.”
Sayfa 228 - Yabancı yayınları/ Bishop ve Ivy LattimerKitabı okudu
Reklam
110 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.