"İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım. Söyle söyleyeceğini. De diyeceğini.
Dinler de. Tatlı tatlı dinler.
Sevgiden söz aç.
Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak."
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Ne aşırı ihtiraslı ne aşırı fedakâr.
Ne aşırı korkak ne aşırı cesur.
Ne aşırı ateş ne aşırı su.
Ne aşırı tatlı ne aşırı ekşi.
Ne aşırı düşünen ne aşırı unutan.
Şems ve Mevlana , güneşle ay gibidir. Ateşle su gibidir.Birbirlerinin tersi ya da zıddı değil , anlamıdırlar.
Karamsar Rüzgârdan Şikayet Eder,İyimser
Değişmesini Bekler ,Gerçekçiyse Yelkenlerini Ayarlar.Mutluluk insanı tatlı yapar.Başarı ışıltılı.Zorluklar güçlü.Hüzün insanı insan yapar. Yenilgi mütevazı…
Tanrı’ya asla “Neden ben? diye sormayın.Ne olacaksa zaten olur…
Arthur Ashe.
Elbette ne söylediğin, nasıl söylediğin çok önemlidir,üslubun ve bilgin kim olduğunun resmidir ama unutulmazlığın vazgeçilmezliğin enerjindedir, yüzündeki tatli bir tebessümde, içtenliğindendir.
* Ne derlerse desinler, okumak kadar zevkli bir şey olamaz . . !
İnsan kitaptan başka her şeyden o kadar çabuk bıkıyor ki . . !
* Doğrusu okumak gibi tatlı bir şey yok . . !
Başka herşey insanı kitaptan daha çabuk yoruyor . . .
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası Hasan Ali Yücel Klasikleri Çevirmen Hamdi KOÇKitabı okudu
“Sevgili Pollyanna,
Radyo tiyatrosu dinlenirdi bir zaman içimde,
İçimde dünyanın en eski kedisi
Eski bir sobanın yanında uyuyordu.
Çocuklar bir köşede
Yenidünya çekirdekleriyle beştaş oynardı
Frenk elması da derler
Sarılı kahverengili bir meyve.
Annem işte öyle bir kadındı
Çocuklar gökyüzüne bakar sorardı:
Ay dede orada ne yapıyor anne?
Annem