Çocuk edebiyatı zaman içinde Türkiye kültür yaşamının girdiği farklı kulvarlara karşın hep aynı belirlenme içerisinde kalmıştır. Hep Egemen politik anlayışın gelecek kuşaklara yaptığı yatırımın aynası olmuştur. Çocuğun bağımsızlığı ve kendi gerçekliği hep dışarıda kalmış ve edebiyata çocuk bakışı ve dolayısız çocuk gerçekliği bir türlü girememiştir.
Sayfa 57 - Bilgiyolu
Günlük hayatımıza baktığımızda bize masalları anlatanın çoğunlukla nenelerimiz olduğu bir gerçektir. Bu toplumsal yapıyı ve gelenekleri koruyan ve kuşaklara aktaran en önemli aracının kadın olduğunu gösterir. Çocukluktan başlayarak ninenin anlattığı masallar erkek ve kız çocuğun toplumsal rolünü biçimlendirir.
Sayfa 52 - Bilgiyolu
Reklam
Masallar ve figürleri
Masallar yüzyıllardan bu yana ataerkil sistemi sürdürmenin en temel aracı olarak kullanıla gelmiştir. Ataerkil sistem kadınları edilgen konuma sokmuş, etken olmaya çalışan kadınları ise, ya üvey anne figürü ile ya da amazon kadını tiplemesiyle aşağılamıştır. Kadınların erkeklere boyun eğmesinin yerinde olduğu aksi takdirde cezalandırılacakları vurgulanmıştır. Erkekler yeterince uysal olan kadınları korumaya hazır birer kahramandırlar. Masallar aynı zamanda varolan duzenin savunuculuğunu da üstlenirler. Masallarda varolan düzen değil, ancak yöneticiler degiştirilirler.
Sayfa 50 - Bilgiyolu
" O küçücük yüreğimle başa çıktığım olayları şimdi yenecek gücü bulamıyorum kendimde çoğu insanın hayatın en güzel kesiti diye nitelediği o dönemi ben hatırladıkça içim acıyor."
Sayfa 36 - Bilgiyolu
Tarihsel süreç içinde en fazla şiddete maruz kalmış olan kitle çocuklar olmuştur. İnsanoğlunun yerleşik düzene geçip devletler kurmaya başlamasından bu yana şiddet önce çocuğu etkilemiştir. Kölelik döneminde efendiler büyüyünce kendisine başkaldıracak diye köle çocuklarını ölmüşlerdir. O dönemden başlayarak çok uzun bir süre anneler çocuklarını sevmekten vazgeçmişler ve onları terk etmişlerdir.
Sayfa 30 - Bilgiyolu
Eleştirel Okuma
Ben asıl şiddetin metni çocuğun karşısına mutlak bir otorite olarak konulmasında yattığını düşünüyorum. Edebiyat eğitim sisteminde çocuğa okumak üzere verilen metinden ne ders çıkardığını sorduğumuz sürece, eleştirel okuma anlayışını, okurun metnin karşısında eşit olduğu anlayışını yerlestirmediğimiz sürece ayrımsız her metin çocuk için birer şiddet unsuru olarak var olacaktır. Çünkü her farklı anlayış bir diğerini kendi çocuğu için tehlikeli sayacaktır.
Sayfa 29 - Bilgiyolu
Reklam
61 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.