Duvarlar, pencereler, tavan, eşyalar insanın kendisinden izler taşırdı çünkü. Hergün içinde yaşadığın içinde yaşamayı istediğin o dört duvar senin sığınağındır. insan bu sınırlı alanda alabildiğine hürdür. onun için bu küçük kafesler kafes olduklarını hissettirmezlerdi. bir başkasına ait duvarlar arasında yaşamak, yürümek, nefes almak zorunda olunca iş başkalaşırdı.