Derin bir iç çekiş gibiyim bugün. Bazen hayatın ilk alınan nefesi benim. Karmaşıklığın nefesi benim. O zoraki nefesim.
Heyecanın ardına saklı korkuyum. Bu kez değişecek çok şeyin habercisiyim. Büyüyen bir fidan gibiyim. Sabırla bekliyorum her şeyi. Kayıp bir eşya gibiyim bulmak isteyen aramakta beni. Sessiz bir bulutum, herkes başka görür beni.
Verilen bir söz gibiyim. Daima çabalamakta. Yitik bir şarkı, eski bir kitap, küçülen o en sevilen kıyafet benim. Ederinden, değeri büyük.
Kalbim kaç odalı bilmem. Her odasında ayrı bir fırtına ve yamalar var bilirim.
Ve gökyüzünde parlamak için can atan o küçük yıldız benim.
"Herşey hâlâ bıçak sırtında. Yarının ne getireceğini kimse bilemez."
Kelebek Evi
Merhabalar... Kopenhag Serisinin ikinci kitabı olan
Kelebek Evi'nin incelemesi ile buradayım. Öncelikle yazarın su gibi kalemiyle bu kitap sayesinde tanıştım, ve çok çok beğendim. Kopenhag Serisinin başlangıç kitabı
Kitaplara gelince ... Onları düşünmek bana öyle büyük bir acı veriyor ki sanki nefesim kesiliyor. Annemin kitaplarını nasıl
olur da atabilir? Bunu yapması için kendisine nasıl izin verir? Hiç mi bir şey hissetmiyor?