Annem çok genç yaşta dul kaldı. Gözleri kör edecek kadar güzeldi. Birlikte sokakta yürüdüğümüz zamanlar sadece erkekler değil, genç yaşlı kadınlar, çocuklar da durup bakarlardı ona. Hikmet’in ölümünden hemen sonra avcı erkeklerin nasıl atağa geçtiğini şimdi anlıyorum. Ama Vera kimseyi istemedi. Nâzım Hikmet’in yerini doldurmak mümkün değildi.
Komutanlar hakkında devamlı suistimal iddiaları çıkarılmıştır. Birinci Dünya Savaşında Levazım Komutanı olan Topal İsmail Hakkı Paşa için neler söylediler. Ölünce koskoca Paşa'dan sadece bir tahta bacakla, üç odalı bir ev kaldı.
Sayfa 84
Reklam
Kafenin müdavimlerinden bir anne ve oğul da vardı. Öğle saatlerinde gelirlerdi. Anne yaklaşık 80 yaşında, oğul da yaklaşık 50 yaşlarında idi. Anne çay ya da kahve içerdi. Oğul ise hep bira içerdi. Akşama kadar beraber otururlardı. Oğul keskin Viyana ağzı ile sürekli annesine bir şeyler anlatırdı. Anlatırken bir yudum birasından, bir fırt da sigarasından çekerdi. Her gün yaklaşık 9-10 bira ve üç paket de sigara içerdi. 50 yaşındaki bir adamın 80 yaşındaki annesine her gün saatlerce neler anlatabileceğini çok merak ederdim. Kafenin sahibine bu adamın kim olduğunu sordum. Adamın zamanında karısını öldürdüğünü ve bu yüzden tam 20 yıl hapishanede yatmış olduğunu söylediler. İçtiği biranın mayasının ilham verdiği yalancı hoşluklar, emdiği sütün sahibine bozuk kahkaha olarak yansıyordu. Bu kahkahalara diğer müdavimlerin gariplikleri de karışınca, ortam pozitivist cümbüşlere sahne oluyordu. Bazen kahkahaların arasında telefon çalar ve ahizede her gün kafeye gelmezden evvel kahvesinin hazır olmasını salık veren emekli bir tarih profesörünün arzusunu işitirdik. Kahvenin yapılması toplam iki dakikaydı ancak bu adam her gün geleceği vakit kafeyi telefonla arar ve kahveyi söylerdi. Kahveyi yapardık ve o köpeğiyle beraber içeri girerdi. Köşesine kurulup, gazetesini okur ve önceden sipariş ettiği kahvesini yudumlardı.
Ben Berlin'de bulunduğum yıllarda Alman Türkolog'u Yeşke ve Prof. Von Mende'nin bana söyledikleri bir anormalliği unutmamıştım. Bana dedikleri şöyleydi: "- Türk milletinin başına gelen bütün felaketlerin sebebi insani duyguların aşırı olmasındandır. Siz bu insanı duygunuzun kurbanı olmuşsunuz. Rus çizmesine sizi düşüren ve
Bugün 24 Temmuz, benim için çok önemli bir gün. Yook canım Lozan Barış Antlaşması'nın yıldönümü olduğu için değil benim kendimle barış imzaladığım tarihin başlangıcı :) Anlatayım. 2021 yazı, benim için tam bir kaostu. Kaybolmuştum. İçimdeki acıyı dindirmek için çok çaba verdim, olmadı. Kapkaranlık bir tüneldeydim ve ışık yoktu. Kimse
Valla şimdi bunu, bu günden yarına, hani birden, en canalacak noktasını düşünmeden, yani üzerinde iyice düşünmeden söyleyemem. Ama, bir şeyi söyleyebilirim. Sanıyorum ki faydalı olur: Türk gerçeklerini, bizim gerçeklerimizi biliyor muyuz? Bizim gerçeklerimize yönelmiş miyiz? Yönelmişsek, yöneldiğimiz kadarıyla, biz bunu faydalı kılabiliyor muyuz?
Sayfa 41 - Tel Yayınları, Birinci Basım, Mayıs 1974, Sol Bölünmeler Üstüne KonuşmaKitabı okudu
Reklam
293 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.