Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

usta

Saat ile İnsan
Zaten saatle insanı birbirinden pek ayırmazdı. Sık sık, “Cenab-ı Hak insanı kendi sureti üzere yarattı; insan da saati kendine benzer icat etti…” derdi. Bu fikri çok defa şöyle tamamlardı: “İnsan saatin arkasını bırakmamalıdır. Nasıl ki, Allah insanı bırakırsa her şey mahvolur!” Saat hakkındaki düşünceleri bazen daha derinleşirdi: “Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!”
Reklam
Yeni İstanbul, İkdam, 18 Haziran 1928
Mimarî eserler, fazla çirkinliğe, fazla şekilsizliğe gelmez. Komik bir resme bakmamak, kötü bir şiiri veya kötü bir müziği dinlememek suretiyle, bunların zararlı tesirlerinden ruhumuzu koruyabiliriz; fakat fena mimarîden korunmak kolay bir iş değil. Yetersiz bir hayal gücü, fakir bir ruh, yol ortasına dikilmiş taştan koca bir şekil halini alınca, bütün bir şehrin kimliğini nesillerce bozacak bir tehlike olur.
Hayatın, zevk kaynağı olarak kuvveti ve insanın yaşama kudreti nispetinde, fakirin hali yamandır. İşte bunun içindir ki New York veya Londra gecelerinde, kuru bir kemik parçasını, açlıktan gözü dönmüş köpeklerin ağzından kapmaya muhtaç kalan hayat düşkünlerine verilen fakir ismi, Hindistan'da Ganj nehri kıyısında yarı kutsal bir rütbedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Fikrin şekilden önce hazırlandığı hissini veren eserde şiir mucizesinin var olmasına imkân yoktur. Uyum ve kafiyenin rastlantılarından doğmayan fikirler sanata mal edilemez."
Ahmet Haşim Galatasaray Lisesi'nde hocası olan Ahmet Hikmet'ten aktarıyor.Kitabı okudu
Eleştirmen
Herhangi bi sahada insanı artık daha ileriye gitmekten vageçmiş görenler, bilmeyerek onu hayvan seviyesine indirmek isteyenlerdir. Eleştirmen ise, insana ait her yeteneğin hâlâ geliştirilmeye muhtaç olduğunu haykırmakla, her sabah insana hayvan olmadığını hatırlatıyor.
Reklam
Ah, bir zamanlar başımın üzerinden uçup geçen turnanın kanadında sonsuzluğun köpüklü kâsesinden kabaran o yaşam hazzını içime çekmek ve yüreğimin sınırlanmış gücüyle bir an için her şeyi kendi içinde ve kendisiyle birlikte ortaya koyan varlığın mutluluğunun bir damlasını yudumlamak için sık sık azgın denizin sahiline gitme arzusunu duyardım.
"Dışa vurduğu ufak sevinçleri elinden almak için," dedim, "bir insana baskı yapanlara yazıklar olsun. Ne dünyanın tüm armağanları, ne de tüm lütufları, başımızdaki despotun kıskanç sıkıntısının bize zehir ettiği bir anlık neşenin yerini tutar."
Yarın her şey düzelecek; yarın iyiye işaret bir güneş açacak ve çalışma arzumuz olacak. Ama biz bugünü yaşıyoruz; yarın henüz gelmedi.
Soyluluk ve özgürlük birbirinden ayrılmaz iki kavramdı ve göçebe özgürdü. Çölde bir insan, mekana hükmettiğinin bilincindeydi; bu hükmetme sayesinde de bir bakıma zamanın baskısından kurtuluyordu.
Sayfa 39
Bilim sadece kendine mahsus özelliklerine intibak eden işlevleri yerine getirmekle kalmayıp insanı ilgilendiren her alanda söz sahibi olmaya kalkışınca hak etmediği bir güç kullanımı ortaya çıkıyor.
Reklam
Bir insan kâinattaki kendi konumunu doğru veya yanlış, isabetle veya noksan olarak tasvir etmişse ve ortaya koyduğu tasvir başka bir insan tarafından edinilmiş, benimsenmişse bu iki insan arasında hakikatin araştırılması yönünde bir çalışma başlatılmış demektir.
Devletin çıkarlarından daha önemli ne olabilirdi? Bazıları insan hayatının önemli olduğunu sanıyorlardı.. ne lâf ya! Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Yakılacak insan olmazsa soba söner. Sönen yanmayan sobanın da hiçbir yararı yoktur. Ama öte yandan bu insanlar da devlet olmadan yaşayamazlar: sobayı tutuşturan, yakan onlardır. Sobayı yanar tutmakla görevli olanlar da ona yakıt temin etmelidirler. Her şey buna bağlı!
Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsanın boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanın tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar.
Sayfa 8
Ben kendimi, en sivil hallerimin tanığı olan mekâna giren adam olarak hissederken, ayna beni, arkasında boş bir koridor olan adam olarak gösteriyordu.
Hikayelerimin başka hikayelere benzemesi ağırıma gidiyordu. Ne zaman bir şeye el atsam, Müzeyyen, Meksikalı ya da bilmem nereli bir yazarın ya da bir kitabın adını veriyor ve oralarda da benzer şeyler olduğunu söylüyordu. Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.