Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eda

Eda
@nemoubliezpas
15 Şubat
82 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Eda
@nemoubliezpas·Bir kitabı okumaya başladı
Başlangıç
BaşlangıçDan Brown
8.4/10 · 22,3bin okunma
Reklam
Eda
@nemoubliezpas·Bir kitabı okumaya başladı
İnsan Tabiatını Tanıma
İnsan Tabiatını TanımaAlfred Adler
8.5/10 · 1.027 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Körkütük Aşk
Bildiği gibi aksın hayat Bildiğini okusun kader Bildiğim tek sensin benim Bildiğin körkütük aşığım
Yalnızız
Sahip olduklarımız hep geride bıraktıklarımız esasen yalnızız yalnız doğup yalnız ölen yalnızken yalnızız kalabalıkken zaten yalnız bahçelerde yalnızız nar ağaçlarının altında birileri bize tüm iyi niyetleriyle sokulmaya çalışırken sığındığımız rakı şişesinin gölgesinde bile yalnızız Yalnızlık peygamber mesleği Yalnızlık annemden saklamaya çalıştığım tek araz O kadar insan sevdim hepsinin yanında yalnızdım Bazen zeytin eşlik etti bana bazen nar bazen kiraz Yalnızlık bir kaide hiçbir doğa kuralı bozamaz Ne havai fişekler ne Noel yortuları İnsanlar bütün delirmiş kaybedeceklerini sanıyorlar Terli vücutlar arasında mahkum oldukları yalnızlığı Yalnızlık bazen tercih Bazen mutlak bir kader Bir oda ıssızlığı yalnızlık Bir yatak boşluğu Bir boş kadeh Bir şarkı Bir hiç Kadar …
Reklam
TUZ KOKTU
Sonra kendi yakamdan tutup Kendimi kendime silkeleterek Utan diyeceğim utan Tövbe edemiyorsun madem Git günah çıkart!
Keşke hiç anlatılmasaydı bu masal!
yer uydurursun kendine gövdeni sığdıracağın aklın ta derinlerden itiraz eder hemen gideceğin hiçbir yer sana ait değil der
JUNPUİ SAFSATASI
Omzumda ve bütün hücrelerimde İşlenmiş ve işlenecek bazı günahların yükü Oysa ben trenle tren, kuşla kuş, çocukla çocuk atla at, minderle minder, ağaçla ağaç olam ben Ne ara girdim bunca yükün altına? Neden bir türlü susmaz vicdanımın bilinçaltı? Tamam, bazen saçmaladım lakin çocuktum lan Çocuktum lan çocuktum ulan çocuktum Bir ağacı orman
İSTANBUL’UN DİZİNİN DİBİ
Yoruldum çok yoruldum çok yoruldum çok Yorul yorul nereye kadar Dizlerinin dibine kadar!
İSTANBUL’UN DİZİNİN DİBİ
“Güzel saçların vardı hiç dokunmadım Aslında ben seni su perisi sandım”
Reklam
Gece güzeli
sevgilim buralar berbat kafamın içi yangın yeri ölü şiirler dinledim konuştular ileri geri ait olmadığım yerde gülüm gülüm gülümserken “sahtekarın tekisin,” dedi yan caminin müezzini … şimdi bu deplasmanda sığınacak yer ararken bir uzansan tutacaksın aha işte burda elim geç mi oldu? işime gelir, işim olmaz zaten gündüzle annem beni gece doğurmuş karanlığı sevmem ondan gündüz değil gece güzeliz, bu da mı yalan? hadi oradan!
Beni unutma
Unutmak kabus bazen, bazen hediye unutacağın varsa unut, ödüllendir kendini bağrışmalarımızı unut, ayılıp bayılmalarımızı kötü sözleri unut, öfkeyle savurduğumuz mesafelere takılıp sarılamayışımızı unut zamanı unut olanları olamayanları ve olamayacakları kadere hükmedip seni alamayışımızı unut parkları unut, ağaçları ve teşebbüs ettiğim
ben onun mesaisinin bitimine müteakip sokağa atacağım kendimi nereye? bilmem! başıbozuk yaprakların ve başıboş köpeklerin huzurunu kaçırıp yürüyeceğim muhtemelen uykum gelene kadar uyuyabileceğim bir yere
MÜEZZİNİN SABAH EZANI ESNASINDA ÜŞÜMÜŞLÜĞÜNE DAİR
Bir ben miyim bu vakitler onların derdiyle dertlenen? Bir beni mi utandırır müezzin, mahcup eder Allah’a? Bir bana mı okunur, ilahi cenaze marşı? Ki ben beynamaz Ki ben o saatlerde Pencereye tüneyip Kendini asmak için Münasip bir dal bakan!
Sayfa 58 - İthakiKitabı okudu
467 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.