En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler: kaldım. Oysa, kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söylenileni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.”
Hangi şehre gidip hangi insanla uyuduysan,
Nereye döküldüyse sevdiğim güzelliğin,
Kimin üstüne düştüyse bakmaya kıyamadığım kirpiklerin,
Orada kal.
Bir gecelik ‘Nasılsın’ a sığdırma vicdanını.
Kalbim artık evin değil.
Gelme!
Kapını çalsın diye bekliyorsun ama çalsa açmazsın açamazsın delikten bakmakla yetinirsin özlemişsin ama o kapıyı nasıl vurup gittiğinide , hatırlıyosun.