“Ruhum arşıâlâya yükselip dünyayı bir yutkunma gibi arkamda bıraktığımda, anımsamanın o soğuk teneşir taşına yatırıldısımda, çenem bağlanıp sonsuza kadar suskunluğa emanet edildiğimde, önümde el pençe divan durulup helallik istendiğinde, kazma kürek sesleri hızla o hara toprağa değdiğinde, taşlarım oradan oraya yuvarlandığında, eski bir akşamın
Sayfa 115 - İletişim Yayınları