Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklam
"Paranoyada da bir hezeyan mevcuttur ama bu çok canlıdır, kalıcıdır ve azaltılamaz. Asla başka ruhsal bozukluklarla birlikte ortaya çıkmaz. Paranoyak bir kişi çok net ve tutarlı düşünür, genellikle ortalamanın üstünde bir zekâya sahiptir, normal bir şekilde akıl yürütür ve davranır. Bu esnada hezeyan hâli özünde saklıdır tabii. Sıklıkla sosyal bir kişi olup normal bir çalışma hayatı sürdürür.."
Sayfa 277 - Sonsuz KitapKitabı okudu
"Kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere düşkünlük İNSANLARA çekici kılındı. İşte bunlar dünyanın geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer Allah'ın katındadır." Bu ayette açık ve net olarak görüldüğü gibi, İNSANLARA dünya nimeti olarak sayılan şeylerin arasında KADINI da saymaktadır. İnsanlar dediğinde sadece erkekleri kast etmektedir. Eğer ayetin içerisinde geçen "İNSANLAR" kelimesini kaldırır onun yerine "KADINLAR" kelimesini koyarsak cümle anlamsız hale gelir.
184 syf.
·
Puan vermedi
Charles Bukowski pis ağız edebiyatının edisonudur, kısaca bu hayatta kıvırmadan net olmak gerekiyor, etrafımız götu başı oynayan insan sürüsüyle çevrili. Benim çabam sizden biri olmadığımı anlatmak, benim de savaşım bu.... Birbirlerine benzer biçimde damgalanmış insan sürüsünün içinde münferit bir deli ya da aziz bulmak hala mümkün.
Çanlar Kimse İçin Çalmıyor
Çanlar Kimse İçin ÇalmıyorCharles Bukowski · Parantez Gazetecilik ve Yayıncılık · 2016586 okunma
Bazı insanlar için net çıkarımım (;
Onların böyle olmak için bir sebepleri yoktu, sadece kötüydüler.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Denise eskiden sisten nefret ederdi; onun için sadece sıcak ışığıyla güneş vardı, dünyaya net ve kesin çizgiler katan güneş... Ama artık öyle değildi; sis birçok şeyi belirsiz yapıp saklayabiliyordu. Sis koruyordu, ona yakım olmayanları dışarıda bırakıp diğerlerini sarmalıyordu, ona kucak açanlar sınırlı ve mutlu bir evrenin merkezi haline getiriyordu..
Sayfa 23 - Sonsuz KitapKitabı okudu
Bir insanı tam olarak tanımak mümkün olsaydı, ancak başlangıçtaki optik yanılgılar (çeşitli denemeler sonucunda) anlaşıldıktan sonra o noktaya gelinebilirdi. Ama mümkün değildir; çünkü bizim o insanı görüşümüz düzelirken, kıpırtısız bir hedef olmayan o insanın kendisi de bir yandan değişir; biz onu yakaladığımızı zannederken yer değiştirir ve nihayet onu daha net gördüğümüzü düşündüğümüzde, aslında netleştirmeyi başardığımız şey, onun eskiden yakaladığımız, artık onu temsil etmeyen görüntüleridir.
Sayfa 400 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
İnsan ve Yeryüzü Gerçekliği Doğum, insan canlısı için sarsıcı bir deneyimdir. Çünkü her durumda prematüre doğar insan, hazırlıksız gelir dünyaya. Rahim, ihtiyaçların kesintisiz olarak karşılandığı, ılık, karanlık, korunaklı bir ortamdır fetüs için. Ama orada amniyotik sıvının içinde, dış dünyaya göre oldukça konforlu ve güvenli bir ortamda salınırken, bir gün aniden hiç bilmediği, tanımadığı yırtıcı uyaranlar evrenine düşer. Aşırı soğuk, aşırı aydınlık, aşırı gürültülü, belirsizliklerle dolu bir evrendir dışarısı. Ve bebek sırtından dünyaya yapışıktır dışarıda. Hareket edemez, diğer memeli türler gibi doğduktan birkaç saat sonra sürüye katılamaz, bütünüyle çaresizdir. Doğar doğmaz sürekli ihtiyaçlarla uyarıldığı, her şeyden korktuğu ve bu ikisinin verdiği huzursuzluğu dindirmek için muktedir ötekine vampir gibi yapıştığı bir yaşama düşer insan canlısı. Dehşet verici bir deneyimdir doğmak. Samuel Beckett’in net bir dille ifade ettiği gibi; yeryüzündesindir ve bunun tedavisi yoktur artık. Bebeğin yürüyüp konuşabilmesi, toplumun diğer bireyleriyle etkileşime geçebilmesi için ona bakım verenlerden oluşan sosyal bir küvözde yaklaşık üç yıl yoğun bakım alması gerekir. İnsan canlısındaki güvensizliğin, huzursuzluğun, çaresizliğin ve diğerlerine olan derin ihtiyacın kaynağı bu prematüre yani olgunlaşmamış doğumdur. Yetersiz ve zor başlamış olmaktır hayata. Bebek büyüyünce hafifler ama nitelikte çok da değişmez durum.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.