Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana bağırma lan it diye kabustan uyandım. Bu gün yaşadıklarımın bende bıraktığı etki net sanırım
Reklam
İnsanlar karşıdaki kişiye yazmamayı yüce bir şey gibi, egolu bir davranış gibi veya gururundan bir şey eksilecekmiş gibi hissediyor ama maalesef ki bu tamamiyen net bir salaklık. İlk kadının erkeğe veya erkeğin kadına yazması doğal bir durum veya gurur yapılabilecek bir mesel değil, ilk kim yazacak meselesini düşünmek bile saçma. İnsan istediği kişiye daima müsaittir. 🙃
bazen belirsizlik bir şeylerin net olmasından çok daha iyidir.
Davamın önüne geçebilecek hiç bir şahıs yoktur.
Ne yapıldıysa küçümsediniz. Ama ile başlayan cümleleriniz batsın. Keşke müslüman'ım diye dolaşmasanız ortalıkta. Din kardeşi falan değiliz. Aynı ortamda aynı havayı solumak azap gibi geliyor artık içimizdeki ikiyüzlülerle. Eskiden, büyüklerin İslam'ı çok dar bir kalıpta değerlendirdiklerini düşünürdüm. Namaz-oruç- Kur'an-ı Kerim'i okumaktan (anlamaya çabalamaksızın) ibaretti onlar için din. Ta ki Gazze'de yaşananlara yakından şahitlik ettiğimiz bu günlere kadar. Şimdi anladım ki büyükler değilmiş sadece, dini beş parmağa sığdıranlar. Yaşıtlarımız, hatta yakınlarımızmış. Namaz kılmanın farz olduğu kadar, boykot yapmanın da farz olduğunu anlatamadık biz. Ya da birileri anlamak istemedi. Zulme sessizlik zalime cesarettir dedik, ama sesimizi duyurmaya çalıştıklarımız zalime finansal destek sağlayan sağırlardı. Ne denir bilmiyorum artık. Gazze'de kardeşlerimin oluk oluk kanı akarken, Buradaki kalleşler konfor derdinde. Ben bunu kabullenemiyorum. Bu yaşıma kadar duruşum hep net oldu, biiznillah son nefesime kadar da öyle olacak. İnsanım ve benim de yanlışlarım var, ama zulme karşı duramayacak kadar haysiyetimi yitirmedim hiç. Bu işin bahanesi yok. Bizler bu çetin günlerde "atılan bir slogan dahi kutsaldır" derken, yapılan her eyleme bir kulp bulan, kardeşlerimiz için bir yorum yapmaktan dahi aciz, boykot yapmayacak kadar iradesiz kim varsa bu gün beni takipten çıkarmasını, mümkünse tüm sosyal mecralardan engellemesini, ola ki yolda karşılaşırsak yüzünü başka yöne çevirmesini istiyorum. Kemalistler de dahildir.
Net.
Nietzsche'nin bir asır önce söylediği bir söz var; “Yorulduğumuzda ve cesaretimizi kaybettiğimizde yıllar önce yendiğimiz düşüncelerin hücumuna uğrarız.” -Irvin D. Yalom
Reklam
zaqa.net/trainwreck istediğinizi sorabilirsiniz..🫶🫶
Empresyonizm akımına bakıldığı zaman, bu görsel sanatlar alanında kendini daha çok belli edebiliyor. Monet'in izlenim: gün doğumu eseri veya Van Gogh'un yıldızlı gece eseri bunlara en büyük örneklerdendir. Empresyonizm , realizme tepki olarak ortaya çıkan bir akım. Zaten Monet veya Gogh'un eserlerine bakıldığı zaman figürler net değil ve fırça darbeleri daha flu görünür, realizim de ise figürler nettir. Şimdi müzik kısmına gelince ise empresyonizm akımını anlamak biraz daha güç çünkü görsel eserlere bakıldığı zaman bunları göstermek daha nettir ama müzikte o akımı duyurmak daha zordur çünkü bir bakıma, çizilen eseri dinletmek gibi bir durum. Müzikte bu akımın öncüsü ise Debussy'dir ve empresyonist sayılan bazı eserleri ise şunlardır: "Bulutlar" - "Deniz". Debussy ise empresyonizm akımını biraz daha ön plana çıkarmak için enstrümanların karakteristik özelliklerini belli ederek orkestrasyonu kurar. Evet dinlenildiği zaman biraz romantik duyumlar olabilir ama tamamiyen yazımı bunun dışında bir yerlerde. Bu yüzden döneminin en önemli bestecilerinden. Tabii empresyonizm, ekspresyonizm gibi akımların hepsini modern dönem olarak da ele alabiliriz.
Sessizliğin Huzurunda
youtu.be/OZgMlf4iVNY?si=... Hayatın telaşı içinde kaybolmak gerçekten artık çok kolay, ancak sessizliğin derinliklerinde gerçek bir huzur bulabiliriz. Belki de mutluluğun anahtarı, sade ve sessiz bir hayatta yatıyordur. Ne dersiniz? Gürültünün ve karmaşanın ortasında sessizliği bulmak, içsel dengemizi ve huzurumuzu bulmamıza
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.