Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mo Y an'ın eserlerine mitsel gerçekçilik açısından bakarsak onun geniş ve karmaşık eserleri hakkında daha net bir ipucu elde edebiliriz, böylece romanlarının ger-ç ekçiliği aşan bölümlerinin daha net bir yapıya kavuş­masını , içeriğin daha kolay anlaşılmasını ve Çin'in Doğu edebiyatı debiyatı açısından taşıdığı önemin zenginleştirilmesini sağlayabiliriz. İçki Cumhuriyeti'ne dönecek olursak, romanın aşırı karmaşık yapısı ve yazım yöntemi ne-deniyle y azarın dil yeteneği de y apı gereği nispeten daha sınırlıdır. Bu nedenle bu roman henüz okurlar ve b azı eleştirmenler tarafından tam olarak anlaşılıp kabul edilememiştir. İçki Cumhuriyeti'nin, romanın yapısı açısınndan taşıdığı değer elbette küçümsenmemeli ama romanın mitsel gerçekçilik açısından taşıdığı değer bundan çok daha önemlidir. R omanın konusu "kendi suyuyla kısık ateşte k kavrulmuş bebek" olayı e trafında döndüğü için günümüz o kurları bunu a bartı, karnava-lesk, hayal gücü ve büyü olarak görme eğilimindedir
Sayfa 226 - Ketebe yayınları subat 2024Kitabı okuyor
İfadeyi değiştirmek, etkisini değiştirmek gibi oluyor.
Şimdi gelin, sağlığımız hakkındaki o M-1 ifadelerini holografik görüşle değiştirelim. "Senden grip kaptım," demek yerine "Bu rahatsızlık kendimi dengelemem gerektiğinin bir işareti. Bağışıklık sistemimi zayıflatıp onu virüse açık hale getirdim. Büyük olasılıkla ihtiyaçlarımı görmezden geldim. Tekrar denge sağlamak için ne yapmalıyım? Biz bu rahatsızlığı birlikte yarattık. Büyük olasılıkla senin de kendine daha iyi bakman gerekiyor!" diyebilmeliyiz. "Bu sırtım beni mahvediyor," demek yerine, "Sırt ağrım bana kendimi aşırı zorladığımı söylüyor. Niyetlerim konusunda açık olmanın zamanı geldi. Bu net niyetlerle, sırtıma iyi bakmamı sağlayacak yeni bir ilişki kurabilirim. Kendime karşı ne kadar dürüst olursam, başkaları da o kadar dürüst olur," diyebilmeliyiz. "Midem canımı sıkıyor," demek yerine, "Kendime yine fazla yükleniyor ve tüm gerginliği mideme yönlendiriyorum. Artık kendimi sevmenin zamanı geldi," diyebilmeliyiz. "Kalçalarımdan nefret ediyorum, çok büyükler," demek yerine, "Nefretimi kalçalarıma yönlendiriyor ve o nefreti ayakta tutmak için kalçalarımı büyütmeye devam ediyorum," diyebilmeliyiz.
Sayfa 47
Reklam
Belki ölüm hakkında daha açık ve net konuşmalıyız - onu bir sır olarak sunmayı bırakmak, bunun bir yolu olabilir. Ölüm sır saklamaz. Bir kapı açmaz. O, insanın sonudur. İnsandan artakalan şey ise onun diğer insanlara verdikleri ve onların anılannda kalandır. "Homo clausus"un, yani kendini yalnız hisseden insanın etiği, artık ölümün bastırılmayıp, insan ha­yatının ayrılmaz bir parçası kabul edilerek insan imgesine dahil edildiğinde hızla geçerliliğini yitirecektir. Eğer insan­lık çökerse, her bir insanın yapmış olduğu ve insanların uğ­runa savaştıkları her şey, tüm dünyevi veya uhrevi inanç sis­temleri de anlamsızlaşacaktır.
Sayfa 40 - PdfKitabı okudu
“Özgürlük” sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olabilmenizle ilgilidir.
Net...!!!
"Her kötülüğü yaparsınız, ancak şarap içmeyerek Müslüman kalırsınız." Ömer Hayyam
Acı duygusu, buna ilişkin net ve kesin bir tablo oluşturduğumuz an, acı olmaktan çıkar.
Reklam
Nevrotik kişiler yaşamda ne istediklerine ilişkin net görüşlere sahip olmak yerine, bir meslek ya da evlilik gibi önemli kararlarda bile kendilerini sürüklenmeye bırakırlar.
...ne istediğini açık ve net olarak biliyordu: Güzelliğe, aydın bir bilince ve aşka sahip olmak istiyordu.
İlişki mi, o da ne?!
Sağlıklı diyebileceğimiz bir ilişki yaşayabilmemiz için önce bunun tam olarak ne olduğuyla ilgili net bir fikrimizin olması gerekir.!!!
Sayfa 66
Çünkü insan uzun zaman umut etmeyi sürdürür. Umutsuzluğu çok zor kabullenir; yalnız olduğu, ölümcül ve umutsuz bir biçimde yalnız olduğu gerçeğini çok zor kabullenir. Hayatlarındaki yalnızlığın çözümü olmadığını bilmeyi pek az kişi kaldırabilir. İnsan umut eder, etrafta dolanır, ilişkilere kaçar ve bu kaçak denemelerde gerçek bir tutku, teslimiyet yoktur; kendini işe güce verir, çok çalışır, düzenli olarak seyahate çıkar ya da büyük bir evi idare eder, kendine kadınlar satın alır ama onlardan da hayır gelmez ya da koleksiyon yapmaya başlar: Yelpazeler, değerli taşlar, nadir görülen böcekler. Fakat bütün bunlar hiçbir işe yaramaz. Ve zaten insan bütün bunları yaparken hiçbir işe yaramayacağını bilir. Ve yine de umar. Ve ne umduğunu kendi de bilmez. Daha fazla para, daha eksiksiz bir böcek koleksiyonu, yeni bir sevgili, ilginç ahbaplar, harika geçen bir gece ve daha da baş döndürücü bir bahçe partisi, bütün bunların hiçbir işe yaramadığını çok net hisseder. O yüzden düzeni korur; yokluktan, panikten. Uyanık olduğu her an etrafındaki hayatı düzenler. Devamlı bir iş "tamamlanır"; belgeler, ateşli aşk saatleri, cemiyet hayatı... Yeter ki yalnız kalınmasın! Yeter ki bir an olsun yalnızlıkla yüzleşmeyelim! Çabuk, insanlar gelsin. Ya da köpekler. Ya da goblenler. Ya da hisse senetleri. Ya da Gotik objeler. Ya da sevgililer. Çabuk, biz net bir biçimde görmeden önce yetişsinler.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.