El mecburi gri hayata bakarak aldım soluğu.
Çepeçevre etrafımı kuşatan nihaisizliklere rağmen, güne clementine ile başlayıp içimde ki sızı ile bozdum kafayı.
Köhne bir çay ocağının yalnızlık masasına oturup bir bardak acı, iki de hüzün söyledim.
Pencereye konan güvercinlere sorular sordum içimden, ama hiç birinden de cevap alamadım.
Uzun uzun camdan dışarı baktım.
Köşede simit satan dayının, yavaş adımlarla yürüyen hamile kadının, ışıklarda duran arabaların camını silen çocuğun yüzlerinde ki ifade tanıdıkdı.
Hüzün..
Bir gün daha hüzünle bitti..
✍🏻Neva